Arama Sonuçları Musa dua

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/10886-Musa-dua

NoHadis MetniKaynak
7842 Sizden birisi bir hastayı ziyaret ettiğinde, onunla Musafaha yapsın ve elini hastanın alnına koyarak nasıl olduğunu sorsun ve onun için şifa ve uzun ömür dileğinde bulunsun. Ve ondan kendisi için de dua etmesini istesin. Zira hastanın duası meleklerin duası gibidir.Ramuz el e-hadis, 45. sayfa, 1. hadis
8283 Üç şey bana verildi: Saf halinde namaz kılmak, "Selam" ki, ehli cennete mahsustur, "Amin" ki, Harun'dan başkasına verilmemiştir. Zira Hz. Musa dua ettiğinde Harun Amin derdi.Ramuz el e-hadis, 74. sayfa, 8. hadis
10455 Üç şey vardır ki, onları yapmak, kimseye helal olmaz: Bir kimsenin, bir kavme imam olduğu halde duayı kendisine tahsis etmesi. Bunu yaparsa hiyanet etmiş olur. Bir evin içerisine müsaadesiz bakmak. Destursuz eve girmek gibi olur. İdrar sıkıştırırken, hafiflemedikçe namaz kılmak.Ramuz el e-hadis, 259. sayfa, 13. hadis
11242 Musa (a.s.) Bana dedi ki; "Ya Rabbi, yakın mısın Sana yavaş söyleyeyim. Uzak mısın, sesleneyim. Hitabını işitiyorum, görmüyorum, nerdesin?" Allah (z.c.hz.) buyurdu ki: "Arkandayım, önünde, sağında, hem de solundayım. Ya Musa (a.s.) Ben, kulum Beni zikrettiğinde onun celisiyim ve dua ettiğinde onunla beraberim.Ramuz el e-hadis, 331. sayfa, 11. hadis
11419 Ya ma'ruf ile emredip münkerden nehyedersiniz veya Allah hayırlılarınızın başına şerlilerinizi Musallat eder de, hayırlılarınız bunun üzerine dua ederler ama duaları kabul olunmaz.Ramuz el e-hadis, 345. sayfa, 11. hadis
11422 Kadınlar, hatta hayızlılar bile dua toplantılarına çıkabilirler. Yalnız hayız olanlar Musallaya giremezler.Ramuz el e-hadis, 346. sayfa, 3. hadis
11483 Allah (z.c.hz.) Musa (a.s.)'a firavun aleyhinde duaya izin verince melaike "amin" dedi. Allah: "Senin de, Allah yolundaki mücahidlerin duasını da kabul ettim." buyurdu. Sonra Resulallah (s.a.s.) buyurdu ki: "Mücahidlere eza vermekten Allah'dan korkun. Muhakkak ki Allah, Peygamberlerine ilişenlere gadab ettiği gibi, onlar içinde gadap eder. Peygamberlerin duasını kabul buyurduğu gibi, onların duasına da icabet eder.Ramuz el e-hadis, 352. sayfa, 5. hadis
13346 İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, onların yüzleri insan yüzü, kalbleri şeytan kalbidir. Kan dökücülerdir. Çirkin hareketlerden kaçmazlar. Eğer sen onlara tabi olursan seni gözetirler. Eğer onlara güvenirsen sana ihanet ederler. Onların çocukları ahlaksız, gençleri arsız olur. Yaşlıları ise marufu emretmez, münkeri nehyetmez olur. Sünnet aralarında bid'at, bid'at ise aralarında sünnet gibidir. İdarecileri sapıktır. İşte bu zamanda Allah onlara şerlilerini Musallat kılar. Hayırlıları dua eder, fakat duaları kabul olmaz.Ramuz el e-hadis, 502. sayfa, 11. hadis
14292

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“(Geçmiş) ümmetler bana gösterildi. Peygamber gördüm, yanında üçbeş kişilik küçük bir grup vardı. Peygamber gördüm, yanında bir iki kişi bulunuyordu. Ve peygamber gördüm, yanında kimsecikler yoktu. Bu arada önüme büyük bir kalabalık çıktı. Kendi ümmetim sandım. Bana ‘Bunlar Mûsâ’nın ümmetidir, sen ufka bak!’ dediler. Baktım; (çok) büyük bir karaltı. ‘İşte bunlar senin ümmetindir. İçlerinden hesapsız-azabsız cennete girecek yetmiş bin kişi vardır’ dediler.”

(İbni Abbas diyor ki) Söz buraya gelince Peygamber aleyhisselâm kalkıp evine gitti. Oradaki sahâbîler bu hesapsız-azabsız cennete girecek yetmiş bin kişinin kimler olabileceği hakkında konuşmaya başladılar: Kimileri, “Bunlar peygamberin sohbetinde bulunanlar olmalıdır” derken, kimileri, “Bunlar İslâm geldikten sonra doğup, şirki tanımamış olanlardır” dediler. Daha başka birçok görüş ileri sürenler oldu.

Onlar bu meseleyi tartışırken Peygamber aleyhisselâm çıkageldi.

“Ne hakkında konuşuyorsunuz?” diye sordu. Hesapsız-azabsız cennete gireceklerin kim oldukları hakkında konuşuyoruz, dediler.

Bunun üzerine Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:

“Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine güvenenlerdir” buyurdu.

Ukkâşe İbni Mihsan yerinden fırladı ve:

Beni de onlardan kılması için Allah’a dua et (Yâ Resûlallah)! dedi.

Peygamber aleyhisselâm da:

“Sen onlardansın!” buyurdu. Sonra bir başka kişi daha kalktı ve: Beni de onlardan kılması için dua buyur, dedi.

Peygamber aleyhisselâm bu defa:

“Fırsatı değerlendirmekte Ukkâşe senden önce davrandı” buyurdu.
Buhârî, Tıb 1, Rikak 50, Libâs 18; Müslim, Îmân 374. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 16
14399

Ebû Mûsâ (R) şöyle demiştir: Bir oğlan doğdu. Ben he­men çocuğu Peygamber(S)'e götürdüm. Peygamber ona İbrâhîm adını verdi ve hurma ile çiğnem yapıp ağzına çaldı, yavruya hayır ve bereketle dua etti, sonra bana verdi. Bu İbrâhîm, Ebû Musa'nın en kü­çük çocuğu idi

Ebû Mûsâ