Arama Sonuçları Melekler dediler

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/44669-Melekler-dediler

NoHadis MetniKaynak
7500 Bir adam kabrine konulduktan sonra yanına iki melek geldi. Ve ona: "Biz sana şiddetli bir darbe vuracağız" dediler. Ve vurdular da. Bundan dolayı adamın kabri ateşle doldu. Ayılıncaya kadar Melekler onu bıraktılar. Adam ayılıp da korkusu gidince Meleklere dedi ki: "Neden bana vurdunuz?" Bunun üzerine Melekler: "Sen temiz olmadığın halde namaz kılmıştın ve mazlum bir adama rastladığın halde ona yardım etmemiştin" dediler.Ramuz el e-hadis, 21. sayfa, 7. hadis
8394 Adem (a.s.)'a lâhid yapıldı. Su ile tek olarak yıkandı ve defn olundu. Melekler dediler ki: "Bu Âdem oğlunun sünnetidir."Ramuz el e-hadis, 81. sayfa, 13. hadis
11545 Zira onu melaikeler taşıyorlardı. - Ve Saad'a hitaben- buna Bismillah deyişim de inzimam etseydi, melaikeler seni semaya alır ve halk da Melekler seni semanın derinliklerine götürene kadar, arkandan baka kalırdı. (Saad ibni Muaz'ın cenazesinde münafıklar "Ne kadar hafif" dediler. O zaman bu hadis varid oldu.)Ramuz el e-hadis, 358. sayfa, 5. hadis
12490 Bir kimse ümmetime hiyanet ederse Allah'ın, Meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. dediler ki: "Ya Resulallah hiyanet nedir?" Buyurdu ki: "İnsanlara bidat icad etmek ve onunla amel etmektir.Ramuz el e-hadis, 431. sayfa, 10. hadis
13480 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Ben kendimi haya ediyor buluyorum, kulum Bana elini kaldırsın da Ben onu boş çevireyim." Melekler dediler ki: "Ya Rabbi o istiyor amma ehli değil" Allah buyurur ki: "Ben takva ve mağfiret ehliyim. Sizi şahid tutarım ki onu affettim."Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 1. hadis
14238

Ebû Saîd Sa`d İbni Mâlik İbni Sinân el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Vaktiyle doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam vardı. Bu zât yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir râhibi gösterdiler.

Bu adam râhibe giderek:

Doksan dokuz adam öldürdüm. Tövbe etsem kabul olur mu? diye sordu.

Râhip:

Hayır, kabul olmaz, deyince onu da öldürdü. Böylece öldürdüğü adamların sayısını yüz’e tamamladı. Sonra yine yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir âlimi tavsiye ettiler. Onun yanına giderek: Yüz kişiyi öldürdüğünü söyledi; tövbesinin kabul olup olmayacağını sordu.

Âlim:

Elbette kabul olur. İnsanla tövbe arasına kim girebilir ki! Sen falan yere git.Orada Allah Teâlâ’ya ibadet eden insanlar var. Sen de onlarla birlikte Allah’a ibadet et. Sakın memleketine dönme. Zira orası fena bir yerdir, dedi.

Adam, denilen yere gitmek üzere yola çıktı. Yarı yola varınca eceli yetti.

Rahmet Melekleriyle azap Melekleri o adamı kimin alıp götüreceği konusunda tartışmaya başladılar.

Rahmet Melekleri:

O adam tövbe ederek ve kalbiyle Allah’a yönelerek yola düştü, dediler.

Azap Melekleri ise:

O adam hayatında hiç iyilik yapmadı ki, dediler.

Bu sırada insan kılığına girmiş bir melek çıkageldi. Melekler onu aralarında hakem tayin ettiler.

Hakem olan melek:

Geldiği yerle gittiği yeri ölçün. Hangisine daha yakınsa, adam o tarafa aittir, dedi.

Melekler iki mesâfeyi de ölçtüler. Gitmek istediği yerin daha yakın olduğunu gördüler. Bunun üzerine onu rahmet Melekleri alıp götürdü. Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Tevbe 46, 47, 48

Sahîh(-i Müslim)deki bir başka rivayete göre:

“O kimse iyi insanların yaşadığı köye bir karış daha yakın olduğundan oralı sayıldı.”

Sahîh(-i Müslim)deki bir diğer rivayete göre:

“Allah Teâlâ öteki köye uzaklaşmasını, beriki köye yaklaşmasını, Meleklere de iki mesâfenin arasını ölçmelerini emretti. Adamın beriki köye bir karış daha yakın olduğu görüldü. Bunun üzerine affedildi.” Bir başka rivayette ise:

“Adam göğsünün üzerinde öteki köye doğru ilerledi” denilmektedir.

Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Tevbe 46, 47, 48