Arama Sonuçları gelir Bunlar

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/38359-gelir-Bunlar

NoHadis MetniKaynak
8491 Allah (z.c.hz.) havarisi olmayan hiç bir Peygamber göndermedi. Bu yardımcılar, Peygamberlerinin arkasında Allah'ın dilediği kadar dururlar. Orada Allah'ın kitabı ve Nebisinin sünneti ile amel edilir. Ondan sonra Umera gelir. Bunlar kürsülerde otururlar. Bildiğiniz şeyleri söylerler. Reddettiğiniz şeyleri yaparlar. Onları gördüğünüz zaman, kendileri ile mücadele etmek her mü'mine borçtur. Fiilen, sözle veya kalbi ile mücadele etmek. Bunun gerisinde müslümanlık yoktur.Ramuz el e-hadis, 89. sayfa, 8. hadis
8573 Ebdal Şam'da bulunur. Kırk kişidirler. Bunlar yüzünden yağmur görürsünüz. Bunlar yüzünden düşmana galip gelirsiniz. Bunlar yüzünden arzın batmasından, sizlere bela gelmesinden kurtulursunuz.Ramuz el e-hadis, 95. sayfa, 6. hadis
8592 Haya, iffet, dile hakim olma ve akıl, imandandır. Bunlar bir insanda bulunursa ahiretliği çoğalır, dünyalığı azalır. Hasislik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayasızlıktan, nifaktan ileri gelir. Böylelerinin dünyalığı çoğalır, ahiretliği azalır. (Rabbini tanıyan haya eder.)Ramuz el e-hadis, 96. sayfa, 14. hadis
8756 Nutfe rahimde yerleşim üzerinden kırk gün geçtiğinde, rahim meleği gelir, kemiğini, etini, kanını, kılını, derisini, kulağını, gözünü, yani her şeyini teşekkül ettirir. Sonra sorar: "Ya Rabbi kız mı olacak, erkek mi? Şaki mi, mü'min mi? Ve ne zaman ölecek?" Bunların cevapları söylenir ve bir deftere yazılıp dürülür. Kıyamete kadar da açılmaz.Ramuz el e-hadis, 109. sayfa, 13. hadis
8856 Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve Bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya Bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz."Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis
8871 Kıyametin önü sıra deccal ve onun önü sıra da 30 kadar veya daha fazla yalancı gelir. Bu yalancıların alâmetleri soruldu. Buyuruldu ki: "Onlar sizde olmayan adetler getirirler ve diyanetinizi o âdetlerle değiştirirler. Bunları gördüğünüzde onlardan sakının ve onlara düşman olun.Ramuz el e-hadis, 121. sayfa, 3. hadis
9083 Sizlerin üzerinizde bazı umera bulunur. Yaman söyler ve zulüm yaparlar. Kim ki, Bunların yalanlarını tasdik eder ve zulümlerine yardım ederse ben onlardan değilim, onlar da Benden değildir ve havzıma da gelemezler. Kim de onların yalanlarını tasdik etmez ve zulümlerine yardımcı olmazsa o Bendendir, Ben de ondanım. Ve havzımda Benim yanıma gelir.Ramuz el e-hadis, 141. sayfa, 9. hadis
9226 Kıyametin ilk alametleri: Deccal, İsa (a.s.)'ın inmesi, Aden toprağından bir ateşin çıkıp halkı mahşere (Şam'a) sürmesi, öyle ki onlar kaylule (öğle uykusu) yaptığı zaman o ateş bekler. (Onlar yürüyünce o da yürür). Ve bir de Duhan, Dabbe ve Ye'cüc ve Me'cücün zuhurudur. Denildi ki : "Ya Resulallah, Ye'cüc ve Me'cuc nedir?" Buyurduki: Yec'cüc ve Me'cuc bir takım ümmetlerdik ki, her biri dörtyüz binliktir. Onlardan her bir kişi etrafında, kendi sulbünden gelme bin tane göz görmedikçe ölmez. Bunlar Adem evladıdır. Ve dünyanın harab olmasına çalışırlar. Geldiklerinde Fırat ve Dicle'den içerler. Taberiye gölünü kuruturlar. Beyt'i Makdise vardıklarında ise şöyle derler: "Dünya halkını tamamen öldürdük. Şimdi de göktekilerini öldürelim." Ve oklarını göğe doğru atarlar da, o oklar kana bulaşmış alarak geri dönerler. Bunun üzerine: "Semadakileri de öldürdük" derler. O sırada İsa (a.s) ve müslümanlar Turi-Sina dağında bulunurlar. Allah, İsa (a.s)'a şöyle vahyeder: "Kullarımı Turdağı ve Eyle etrafında muhafaza et." Sonra İsa (a.s) ellerini semaya kaldırıp dua eder. Müminler de "amin" derler. Bunun üzerine Allah Ye'cüc ve Me'cücün üzerlerine "hegaf" denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. Bu kurtçuklar onları Şam'dan Şark'a kadar sarar ve böylece Ye'cüc ile Mec'ücün hepsi ölürler. Öyleki, onların cifelerinden arz kokar. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkar. İşte ondan sonra güneşin garbten doğma vakti gelir.Ramuz el e-hadis, 160. sayfa, 9. hadis
9369 Hangi kavim ki, kuvvetli ve kalabalık olduğu halde, masiyet yapan kısma mani olmuyorsa, azab Bunlara umumi olarak gelir.Ramuz el e-hadis, 178. sayfa, 1. hadis
10156 Pişman olan kimse, Allah'ın Rahmetini gözler, Kendini beğenen de Allah'ın gazabını bekler. Herkes Allah'ın huzuruna, ölümünden önce yaptığı amel ile gelir. Ve muhakkak ki amellerin sahipleri hatimelerine göre hüküm giyerler . Gece ile gündüz birer binektir. Ahirete iletme vasıtası olarak Bunlara bininiz. (Ömrünüzden istifade edin) Zinhar tövbeyi geciktirmekten sakının. Allah (z.c.hz)'lerinin hilmine de mağrur olmayın (yaptığınız günahtan musibet gelmedi diye aldanmayın) Bilmiş olunuz ki, Cennet ile Cehennem, her birinize, nalınınızın tasmasından daha yakındır. Kim zerre kadar hayır yaparsa onu görür. Kim de zerre kadar şer yaparsa onu görür.Ramuz el e-hadis, 237. sayfa, 15. hadis