Arama Sonuçları haya ederek

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/51038-haya-ederek

NoHadis MetniKaynak
8508 Allah (z.c.hz.) bir kulu, kıyamet gününde öyle ayıblar ki, bütün komşuları, akraba ve onu tanıyanlar: "Eyvah, sen de adamsın ha. Bunların hepsini Allah'a karşı yaptın ha. Halbuki dünyada iyi görünürdün" derler. (Günahını, Allah'tan haya ederek saklarsa onda ümid var)Ramuz el e-hadis, 90. sayfa, 13. hadis
9280 Seni hoşnud etmiyeyim mi ey Ali? Sen Benim kardeşim ve vezirimsin. Borcumu öder, verdiğim sözü yerine getirir, zimmetimi ibra edersin. Her kim, Ben hayatta iken, seni severse; o, üzerine düşeni yapmış oldu. Her kim Benden sonar senin hayatında seni severse, Allah o kimseyi emniyet ve imanla sona erdirsin. Her kim Benden sonra ve seni görmeden seni severse, Allah, o kimseyi de emniyet ve imanla sona erdirsin. Ve onu korku gününde emin kılsın. Kim ki Ya Ali, sana buğz ederek ölürse, o cahiliyet ölümü üzere ölmüş olur. Ve Allah onu İslamdaki amelle hesaba tabi tutar. (Ona mağfiret etmez, hesaba çeker.)Ramuz el e-hadis, 168. sayfa, 3. hadis
12051 Bir kimse camiye (cemaate) gitmiye devam ederse; Ya Allah yolunda istifade edeceği bir ahiret kardeşine rastlar, ya güzel bir ilme, ya da hidayetine delalet edecek veya onu düşmekten muhafaza edecek bir kelimeye, yahud da Allah'ın beklenen rahmetine mazhar olur. Veyahut Allah'dan haşyet veya haya ederek günahları terk nimetine erer.Ramuz el e-hadis, 399. sayfa, 13. hadis
14238

Ebû Saîd Sa`d İbni Mâlik İbni Sinân el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Vaktiyle doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam vardı. Bu zât yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir râhibi gösterdiler.

Bu adam râhibe giderek:

Doksan dokuz adam öldürdüm. Tövbe etsem kabul olur mu? diye sordu.

Râhip:

Hayır, kabul olmaz, deyince onu da öldürdü. Böylece öldürdüğü adamların sayısını yüz’e tamamladı. Sonra yine yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir âlimi tavsiye ettiler. Onun yanına giderek: Yüz kişiyi öldürdüğünü söyledi; tövbesinin kabul olup olmayacağını sordu.

Âlim:

Elbette kabul olur. İnsanla tövbe arasına kim girebilir ki! Sen falan yere git.Orada Allah Teâlâ’ya ibadet eden insanlar var. Sen de onlarla birlikte Allah’a ibadet et. Sakın memleketine dönme. Zira orası fena bir yerdir, dedi.

Adam, denilen yere gitmek üzere yola çıktı. Yarı yola varınca eceli yetti.

Rahmet melekleriyle azap melekleri o adamı kimin alıp götüreceği konusunda tartışmaya başladılar.

Rahmet melekleri:

O adam tövbe ederek ve kalbiyle Allah’a yönelerek yola düştü, dediler.

Azap melekleri ise:

O adam hayatında hiç iyilik yapmadı ki, dediler.

Bu sırada insan kılığına girmiş bir melek çıkageldi. Melekler onu aralarında hakem tayin ettiler.

Hakem olan melek:

Geldiği yerle gittiği yeri ölçün. Hangisine daha yakınsa, adam o tarafa aittir, dedi.

Melekler iki mesâfeyi de ölçtüler. Gitmek istediği yerin daha yakın olduğunu gördüler. Bunun üzerine onu rahmet melekleri alıp götürdü. Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Tevbe 46, 47, 48

Sahîh(-i Müslim)deki bir başka rivayete göre:

“O kimse iyi insanların yaşadığı köye bir karış daha yakın olduğundan oralı sayıldı.”

Sahîh(-i Müslim)deki bir diğer rivayete göre:

“Allah Teâlâ öteki köye uzaklaşmasını, beriki köye yaklaşmasını, meleklere de iki mesâfenin arasını ölçmelerini emretti. Adamın beriki köye bir karış daha yakın olduğu görüldü. Bunun üzerine affedildi.” Bir başka rivayette ise:

“Adam göğsünün üzerinde öteki köye doğru ilerledi” denilmektedir.

Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Tevbe 46, 47, 48