Arama Sonuçları ashabım için

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/8493-ashabim-icin

NoHadis MetniKaynak
7470 ashabım ve akrabalarıma hürmet ederek Bana hürmetinizi muhafaza ediniz. Kim ki, onlara hürmetle Bana olan hürmetini teyid ederse, Allah da onu dünya ve ahirette korur. Her kim de onlara hürmet etmeyerek, Bana olan hürmetini muhafaza etmezse, Allah ondan yüz çevirir. Ve bir kimseden de Allah yüz çevrir ise onun (azab için) yakalanması yakındır.Ramuz el e-hadis, 19. sayfa, 4. hadis
8468 Allah (z.c.hz.) yıldızları gök ehline eman kıldı. Yıldızlar döküldüğünde semanın inkirazı yaklaşmıştır. Allah, ashabımı da ümmetime eman kıldı. ashabım gidince ümmetim için inkiraz yaklaşmıştır.Ramuz el e-hadis, 87. sayfa, 9. hadis
8691 İhtiyaç ve fakirlik ashabım için saadet, ahir zamanda ise mü'minler için zenginlik saadettir.Ramuz el e-hadis, 105. sayfa, 6. hadis
9270 Benim, ashabımın ve Benden önceki Peygamberlerin haleflerini size bildireyim mi? onlar, Benden ve ashabımdan, Allah yolunda ve Allah için, Kur'anı ve Hadisleri hıfzedenlerdir.Ramuz el e-hadis, 166. sayfa, 8. hadis
9898 Namaza mı intizar ediyorsunuz? Bu namaz, sizden önceki ümmetlerde yokdu ki, o yatsıdır. Yıldızlar gök ehli için emandır. Yıldızlar döküldüğünde gök ehlinin başına gelecekler gelir. Ben de ashabım için emanım. Ben vefat ettiğim zaman ashabımın başına gelecekler gelir. ashabım da ümmetim için emandır. ashabım gidince de ümmetimin başına gelecekler gelir.Ramuz el e-hadis, 219. sayfa, 1. hadis
10431 ashabım için bir hatadır vaki olur. Allah (z.c.hz)'leri onların Benimle olan alakasından dolayı kendilerini mağfiret eder.Ramuz el e-hadis, 258. sayfa, 1. hadis
12728 Allah'ın kitabından size verilenle amel icab eder ve onu terkte kimse özür sahibi olamaz. Onda bulunmayan için Benden cari olmuş sünnet, onda da yoksa ashabımın sözlerine bakılır. Zira ashabım semadaki yıldızlar mesabesindedir. Hangisine tutunsanız hidayete erersiniz. ashabımın ihtilafı sizin için için Rahmettir.Ramuz el e-hadis, 450. sayfa, 7. hadis
13212 Memleketlerden bir beldede ashabımdan biri ölürse, o onlar için nur olur ve Allah kıyamet gününde kendisini o belde ahalisine seyyid kılar.Ramuz el e-hadis, 490. sayfa, 11. hadis
14222

Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebû İshâk Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:

Vedâ Haccı yılında (Mekke’de) yakalandığım şiddetli bir hastalık dolayısıyla Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ziyâretime geldi. Ona:

Yâ Resûlallah! Gördüğün gibi çok rahatsızım. Ben zengin bir adamım. Birkızımdan başka mirasçım da yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtayım mı? diye sordum.

Hz. Peygamber:

“Hayır”, dedi. Yarısını dağıtayım mı? dedim. Yine: “Hayır”, dedi. Ya üçte birine ne buyurursun, yâ Resûlallah? diye sordum. “Üçte birini dağıt! Hatta o bile çok. Mirasçılarını zengin bırakman, onları muhtaç bırakıp da halka avuç açtırmaktan hayırlıdır. Allah rızâsını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın” buyurdu.

Sa`d İbni Ebû Vakkâs sözüne devamla dedi ki:

Yâ Resûlallah! Arkadaşlarım gidipte ben kalacak mıyım? (burada ölecekmiyim?) diye sordum. “Hayır, sen burada kalmayacaksın. Allah rızâsı için güzel işler yaparak yükseleceksin. Allah’tan öyle umuyorum ki, daha nice yıllar yaşayarak kimi insanlar (mü’minler) senden fayda, kimileri de (kâfirler) zarar görecektir.

Allahım! Ashâbımın (Mekke’den Medine’ye) hicretini tamamla! Onları geri döndürüp hicretlerini yarım bırakma! Acınacak durumda olan Sa`d İbni Havle’dir” buyurdu.

Bu sözleriyle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sa`d İbni Havle’nin Mekke’de ölmesine üzüldüğünü ifade etti.

Buhârî, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6 ; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5
14479

Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan
Ebû İshâk Sa’d b. Vakkâs (ra) anlatıyor:
Veda Haccı senesinde Resûlullah, ağır hastalığım sebebiyle beni ziyarete
geldi. Ben:
–Yâ Resûlallah, hastalığımın ne kadar ilerlediğini görüyorsun. Ben zengin
biriyim ve bir kızımdan başka da mirasçım yok. Malımın üçte ikisini sadaka
olarak dağıtayım mı, dedim.
–Hayır, öyle yapma, buyurdu.
–Yarısını vasiyet edeyim, dedim. Peygamber yine:
–Hayır, dedi.
–Yâ Resûlallah, malımın üçte birini vasiyet edeyim mi, dedim.
–Evet, üçte biri yeterlidir, hatta üçte biri bile çoktur; zira mirasçılarını zengin
olarak bırakman, onları halka el açacak bir hâlde fakir bırakmandan daha
hayırlıdır. Allah rızasını gözeterek eşinin ağzına koyduğun lokmaya varıncaya
kadar, onlar için yaptığın her türlü harcamadan dolayı sevap kazanırsın,
buyurdu. Bunun üzerine:
–Yâ Resûlallah, ashâb seninle Medine’ye dönerken ben Mekke’de kalacak
mıyım, diye sordum. Resûl-i Ekrem:
–Mekke’de kalmayacaksın, daha yaşayacak ve Allah rızası için iyi şeyler
yapmaya muvaffak olacak ve yükseleceksin. Allah’ın seni uzun ömürlü
kılmasını dilerim. (Senin fetihlerinle) Müslümanlar fayda görsün ve inkârcılar
zarara uğrasın. Yâ Rabbi, ashâbımın hicretlerini tamamla ve onları geriye
çevirme. Asıl zavallı olan Sa’d b. Havle’dir, buyurdu.
Mekke’de öldüğü için Resûlullah ona hep acırdı.
(

B1295 Buhârî, Cenâiz, 36; M4209 Müslim, Vasiyye, 5