Arama Sonuçları Allahın kendi

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/13562-Allahin-kendi

NoHadis MetniKaynak
7997 Ümmetim dünyaya ehemmiyet verdiğinde, islamın azamet ve heybeti kendisinden alınır. Marufu emr ve münkerden nehyi terkettiğinde vahyin bereketinden mahrum kalır. Ümmetim birbirine kötü sözler söylediklerinde ise Allahın gözünden düşer.Ramuz el e-hadis, 55. sayfa, 3. hadis
9640 Hacı, gidişinde de, dönüşünde de Allahın kefaleti altındadır. Hacı seferinde yorulup üzülürse, bu onun günahlarına mağfiret vesilesi olur. Ve attığı her adım için Cennette kendisine bir derece verilir. Üzerine gelen her yağmur katresi için de bir şehid sevabı alır.Ramuz el e-hadis, 201. sayfa, 6. hadis
12849 "La ilahe illallah" kulları Allahın azabından korur, dünyalarını dinlerine tercih etmedikçe. Şayet dünyalarını dinlerine tercih ederler de sonra "La ilhe illallah" derlerse bu tevhid kendilerine red olunur ve Allah Teala onlara "Yalan söylediniz" buyurur.Ramuz el e-hadis, 462. sayfa, 2. hadis
12975 Ümmetimden bir taife, Allahın emrile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara bir zararı dokunmaz. Taki Allahın emri gelinceye kadar onlar insanlara galibtirler.Ramuz el e-hadis, 472. sayfa, 1. hadis
13012 Allahın kendisini değil, yarattıklarını tefekkür edin. Zira Allah bir melek yaratmıştır ki, ayakları yedi kat yerin altında başı da semayı ulyayı aşmıştır. İki ayağı ile topuğu arasındaki mesafe altıyüz yıllık yoldur. Halbuki Hâlik mahlukundan daha azamdır.Ramuz el e-hadis, 475. sayfa, 4. hadis
14269

Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Hiç şüphesiz, benden sonra, adam kayırmalar ve yadırgayacağınız bazı işler olacaktır” buyurdu. Ashâb-ı kirâm: Ey Allahın Resûlü! O zaman nasıl davranmamızı tavsiye edersiniz? dediler.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de:

“Siz üzerinize düşen görevleri yapar, kendi hakkınızı ise, Allah’tan beklersiniz” buyurdu.
Buhâri, Menâkıbu’l-enbiyâ 8; Fiten 2 ; Müslim, İmâre 45, 48