Arama Sonuçları sözler vardır

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/6004-sozler-vardir

NoHadis MetniKaynak
7797 Sana bir hadis bildirildiğinde sözüm üzerine sakın bir şey ilave etme. Dört kelime vardır ki, bunlar kelamın en güzellerinden ve Kur'an'dan dır. Onların hangisinden başlasan zarar yok. Bu sözler: "Sübhânellâhi velhamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber" dir.Ramuz el e-hadis, 42. sayfa, 1. hadis
8772 İblisin köpek burnu gibi burnu vardır. Ve onu Âdem oğlunun kalbine koymuştur. Ona şehvet ve lezzetleri hatırlatır. Ve Allah hakkında şekke düşürecek vesvese verir. Kul, "Eûzü billâhissemî'il alimi mineşşeytanirracim. Ve Eûzü billâhi en yahdurûn, İnnallahe hüvessemî'ul alim" dedikçe hortumunu kalbinden çeker.(Bu sözler yürekten söylenecek. Yoksa zikirden ileri geçmez)Ramuz el e-hadis, 111. sayfa, 3. hadis
8856 Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz."Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis
8970 Sözün içinde, büyü hükmünde sözler vardır. Şiirlerin içinde de hikmet vardır.Ramuz el e-hadis, 131. sayfa, 3. hadis
8973 Söz içinde büyü, şiir içinde de hikmet ifade eden sözler vardır. Talebi ilim içinde de cehl ifade eden şeyler vardır. (Müneccimlik v.s öğrenmek gibi) Öyle sözler de vardır ki, dinlemeyi istemiyen kimseye söylenmiş olur.Ramuz el e-hadis, 131. sayfa, 6. hadis
10884 Ahir zamanda bir kavim çıkacak, yaşları genç, akılları hafif olacak. sözleri ise halkın en iyi sözlüsü olacak. Kur'an okuyacak ama hançerelerinden aşağı geçmeyecek. Ve onlar islamiyetten okun yaydan çıkması gibi, bir iz kalmamasına çıkacaklar. Kendilerine rastladığınızda onları öldürün. Zira kıyamet gününde Allah katında onları öldüren için nice ecir vardır.Ramuz el e-hadis, 301. sayfa, 6. hadis
11467 Her şeyin bir ilerleyişi, bir geri gidişi vardır. Kabilenin hepsinin fakih oluşu, dinin ikbalinin alametidir. Öyle ki, o kabilede ancak bir veya iki cahil kimse bulunur. Kabilenin baştan başa cahil oluşu, dinin geri gidişi demektir. Öyle, içlerinde bir iki alim olur. Onlar da zelildir. Makhurdur. (sözleri geçmez) Kendilerine taraftar ve yardımcı bulamazlar.Ramuz el e-hadis, 349. sayfa, 8. hadis
13647 Bir emir gönderdiklerinde: "Hutbeyi kısa, sözü az et. Zira teshir mahiyetinde sözler vardır" buyururlardı. (Mukaddemeyi uzun etmemek)Ramuz el e-hadis, 528. sayfa, 6. hadis
14327

Enes radıyallahu anh şöyle dedi:

Amcam Enes İbni Nadr radıyallahu anh Bedir Savaşı’na katılmamıştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple:

“Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler yapacağımı elbette Allah Teâlâ görecektir” dedi.

Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safları dağılınca, -arkadaşlarını kastederek- “Rabbim, bunların yaptıklarından dolayı özür beyan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşılaştı ve:

Ey Sa’d! istediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (olayı anlatırken) “Ben onun yaptığını yapamadım, ya Resûlallah” dedi.

Enes radıyallahu anh devamla şöyle dedi:

Amcamı şehid edilmiş olarak bulduk. Vücudunda seksenden fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Müşrikler müsle yapmış, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıyamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçlarından tanıdı.

Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inmiş olduğunu düşünmekteyiz:

“Mü’minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sözlerinde durdular. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kimi de sırasını bekliyor. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir” [Ahzâb sûresi (33), 23]

Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148