Arama Sonuçları altmış kadar

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/34437-altmis-kadar

NoHadis MetniKaynak
7627 Allah Teala Cennet ehlini Cennette iskan ettiğinde, geriye geniş bir mekan kalır. Allah Teala oraya herbiri, yaratıldığından sona ereceği güne kadar ki dünyadan daha büyük olan, üç yüz altmış alemi iskan eder.Ramuz el e-hadis, 30. sayfa, 5. hadis
8081 Kıyamet günü olduğunda, "altmış yaşındakiler nerededir?" diye nida olunur. Bu öyle bir ömürdür ki, Allah Teala bu hususta: "Öğüt alacak kişinin alabileceği kadar bir ömür ile sizi yaşatmadık mı?" diye buyurmuştur.Ramuz el e-hadis, 60. sayfa, 5. hadis
9065 Her insan üç yüz altmış mafsaldan yaratıldı. Kim ki Cenabı Hakka tekbir, tahmid, tehlil, tesbih ve istiğfarda bulunur, yoldan dikeni, taşı, kemiği kaldırır ve emri bil maruf ve nehyi anil münker yaparsa (Bunları üçyüz altmış kadar yaparsa) o kimse akşama cehennemden kendini uzaklaştırmış olur.Ramuz el e-hadis, 140. sayfa, 2. hadis
9610 Komşu altmış eve kadardır. Sağından solundan, arkasından ve önünden (4 taraftan)Ramuz el e-hadis, 199. sayfa, 11. hadis
10262 Allah, Nuh (a.s)'ı kırk yaşında Peygamber kıldı. Dokuzyüz elli sene kavmi arasında davette bulundu. Ve altmış sene de tufandan sonra yaşadı, insanlar çoğalıncaya ve yayılıncaya kadar.Ramuz el e-hadis, 244. sayfa, 12. hadis
11011 Ümmetimin tabakaları beş dönemden geçer. Onlardan her bir tabaka kırk senedir. Benim ve ashabımın dönemi, ilim ve iman ehli dönemidir. Onları takiben seksene kadar gelenler, iyilik ve takva ehlidir. Onları takiben yüz yirmiye kadar gelenler, merhamet ve sıla ehlidir. Onları takiben yüzaltmışa kadar gelenler, sıla-ı rahimden kesilme ve birbirlerine yüz çevirme ehlidir. Onları takiben ikiyüze kadar gelenler ise, harpler ve karışıklıklar ehlidir.Ramuz el e-hadis, 312. sayfa, 6. hadis
11160 Cennette yekpare ve oyma inciden bir çadır ki, eni altmış mil kadardır. Her köşesinde adamın bir ailesi vardır ki, onların birbirlerinden haberi yoktur. Mü'min onları ziyaret eder.Ramuz el e-hadis, 325. sayfa, 2. hadis
11315 Beni İsrail'den "Kıfl" isimli biri vardı. Günahtan pek sakınmaz ve onu işlerdi. Ona bir kadın geldi (paraya ihtiyacı vardı.) Onunla münasebette bulunmak şartı ile kadına altmış altın verdi. Kadınla bir mevkiye geldiler. O zaman kadının kemikleri titredi ve ağladı. Adam dedi ki: "Neden ağlıyorsun? Seni zorladım mı?" Kadın dedi ki: "Hayır, fakat ben bu işi şimdiye kadar asla yapmamıştım. Buna beni ihtiyacım sürükledi." Adam dedi ki: "Madem ki sen yapmadığını yapmak durumundasın öyleyse git, para da senindir. "Adam ayrıca yemin ederek: "Vallahi bundan sonra ben de bu işi bir daha yapmam" dedi ve o gece de öldü. Sabahleyin kapısına şöyle yazılmış olduğu görüldü: "Allah muhakkak Kıfl'e mağfiret etti." (Asi, fakat iffeti takdir eden ve merhametli bir kimse imiş ve tevbesi nasib ve kabul olmuş.)Ramuz el e-hadis, 338. sayfa, 1. hadis
11494 Kılıç sıyrılmadığı, ok atılmadığı, mızrak kullanılmadığı halde bile Allah yolunda harp sahasında durmak; göz açıp yumuncaya kadar bile Allah'a isyan edilmeden yapılmış altmış senelik ibadetten efdaldir.Ramuz el e-hadis, 353. sayfa, 8. hadis
12363 Bir kimse yanında kendisini müstağni edecek kadar varken bir şey isterse, ancak Cehennem ateşini çoğaltmış olur."Kendisini müstağni kılacak şey nedir ya Resulallah" dediler. Buyurdu ki: "Kuşluk yiyeceği veya akşam yiyeceğine kadar."Ramuz el e-hadis, 422. sayfa, 11. hadis