Arama Sonuçları Bu imtihan

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/52736-Bu-imtihan

NoHadis MetniKaynak
9074 Benden evvelki peygamberlerden, ümmetimi deccal ile korkutmıyan hiç kimse olmadı. Onun sol gözü şaşı, sağ gözü ise perdelidir. Ve alnında kafir diye yazılıdır. Yanında Cennet, Cehennem diye iki vadi olur. Cennet dediği Cehennem, Cehennemi ise Cennetir. Yanında Peygamber kıyafetinde iki melek Bulunur. Biri sağında biri solundadır. Bu beraberlik insanları imtihan içindir. Ve deccal onlara sorar: "Ben sizin Rabbiniz değilmiyim? Diriltiyorum, öldürüyorum." Meleklerden biri "Yalan söylüyorsun" der. Fakat Bu sözü yanındaki melekten başkası duymaz. İkinci melek diğerine "Doğru söylüyorsun" der. İkinci meleğin sözünü ise insanlar işitir. Ve zannederler ki, deccalı tasdik etti. Bu da imtihan içindir. Sonra Medine'ye yürür. Giremeyince: "Bu O'nun (s.a.v)ülkesidir" der. Sonra Şam'a yürür. Orada "Akıbeti Efik" mevkiinde Allah onu helak eder.Ramuz el e-hadis, 140. sayfa, 11. hadis
9673 O Allah'a hamd olsun ki yedirir yedirilmez ve bize ihsanda Bulunur, bize hidayet eder. Ve bizi doyurur, içirir ve bizi tatlı belalarla imtihan eder. Arası kesilmeyen nimetlerinin karşılığı ödenemiyecek olan, kendisine karşı nankörlük yapılamayacak olan ve kendisine muhtaç olmamaya imkan Bulunmayan Allah'a hamd ederim. O Allah'a hamd olsun ki, bize yiyeceklerden yedirdi, içeceklerden içirdi. Çıplaklıktan giydirdi. Ve dalaletten hidayete erdirdi. Ve körlükten görür hale getirdi. Mahlukatının çoğuna da bizi üstün kıldı. Hamd, Alemlerin Rabbı olan Allah'a muhsustur.Ramuz el e-hadis, 203. sayfa, 8. hadis
12914 Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin. Allah'dan afiyet isteyin. Zira siz onlarla beraber neyin imtihan edildiğini bilmezsiniz. Onlarla karşılaşınca "Allahümme ente Rabbına ve Rübbühüm ve mevasına vemevasihim bi yedike ve inneme taktülühüm etne." deyin ve yere çökün. Ne vakit üzerinize yürürlerse kalkın ve tekbir alın.Ramuz el e-hadis, 467. sayfa, 7. hadis
13492 Her gün bela der ki: "Nereye gideyim?" Allah (z.c.hz.) Buyurur: "Dost ve ehli taatıma git. Seninle iyilerini imtihan ederim, sabırlarını sınar, günahlarını siler ve derecelerini yükseltirim." Bolluk da her gün: " Nereye gideyim?" der. Allah (z.c.hz.) de şöyle Buyurur: "Ehli masiyete git. Bununla tuğyanlarını murad ederim. Günahlarını katlarım. Seninle acele ederim, nimeti dünyada veririm ve onların gafletini artırırım.Ramuz el e-hadis, 517. sayfa, 5. hadis
14252

Enes İbni Mâlik radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle Buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Allah Teâlâ Buyuruyor ki: “Kulumu, iki gözünü kör etmekle imtihan ettiğim zaman sabrederse, gözlerine karşılık olarak cenneti veririm.”

Buhârî, Merdâ 7; Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 58
14283

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre kendisi, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle Buyurduğunu işitmiştir:

“İsrâil oğulları arasında biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları sınamak istedi ve kendilerine bir melek gönderdi.

Melek ala tenliye geldi:

En çok istediğin şey nedir? dedi. Ala tenli: Güzel (bir) renk, güzel (bir) ten ve insanların iğrendiği şu halin benden giderilmesi, dedi. Melek onu sıvazladı ve ala tenlilik gitti, rengi güzelleşti. Melek Bu defa: En çok sahip olmak istediğin mal nedir? dedi. Adam: Deve (yahut da sığır)dır, dedi. Ona on aylık gebe bir deve verildi. Melek: Allah sana Bu deveyi bereketli kılsın! diye dua etti.

Sonra kele gelerek:

En çok istediğin şey nedir? dedi. Kel: Güzel (bir) saç ve insanları benden uzaklaştıran şu kelliğin giderilmesi dedi. Melek onu sıvazladı, kelliği kayboldu. Kendisine gür ve güzel (bir) saç verildi. Melek sordu: En çok sahip olmak istediğin mal nedir? Adam: Sığır… dedi. Ona da gebe bir inek verildi. Melek: Allah sana Bunu bereketli kılsın! diye dua ettikten sonra körün yanına geldi ve : En çok istediğin şey nedir? dedi. Kör: Allah’ın gözlerimi iâde etmesini ve insanları görmeyi çok istiyorum, dedi. Melek (onun gözlerini) sıvazladı. Allah onun gözlerini iâde etti. Bu defa Melek: En çok sahip olmak istediğin şey nedir? dedi. O da: Koyun… dedi. Bunun üzerine ona döl veren bir gebe koyun verildi.

Deve ve sığır yavruladı, koyun kuzuladı. Neticede birinin vâdi dolusu develeri, diğerinin vâdi dolusu sığırı, ötekinin de bir vâdi dolusu koyun sürüsü oldu.

Daha sonra melek ala tenliye, eski kılığında geldi ve:

Fakirim, yoluma devam edecek imkânım yok. Gitmek istediğim yere önce Allah sonra senin yardımın sâyesinde ulaşabilirim. Rengini ve cildini güzelleştiren Allah aşkına senden yolculuğumu tamamlayabileceğim bir deve istiyorum, dedi.

Adam:

Mal verilecek yer çoook, dedi. Melek: Ben seni tanıyor gibiyim. Sen insanların kendisinden iğrendikleri, fakirken Allah’ın zengin ettiği abraş değil misin? dedi. Adam: Bana Bu mal atalarımdan miras kaldı, dedi. Melek: Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni eski haline çevirsin, dedi.

Sonra melek, eski kılığına girip kelin yanına geldi. Ona da abraşa söylediklerini söyledi. Kel de abraş gibi cevap verdi. Melek ona da:

Yalan söylüyorsan, Allah seni eski haline çevirsin! dedi.

Körün kılığına girip Bu defa da onun yanına gitti ve:

Fakir ve yolcuyum. Yoluma devam edecek imkânım kalmadı. Bugün önce Allah’ın sonra senin sâyende yoluma devam edebileceğim. Sana gözlerini geri veren Allah aşkına senden bir koyun istiyorum ki, onunla yoluma devam edebileyim, dedi. Bunun üzerine (eski) kör: Ben gerçekten kördüm. Allah gözlerimi iâde etti. İstediğini al, istediğini bırak. Allah’a yemin ederim ki, Bugün alacağın hiçbir şeyde sana zorluk çıkarmayacağım, dedi. Melek:

Malın senin olsun. Bu sizin için bir imtihandı. Allah senden razı oldu, arkadaşlarına gazap etti, cevabını verdi (ve oradan ayrıldı).

Buhârî, Enbiyâ 51; Müslim, Zühd 10