Arama Sonuçları kişi verildi

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/47008-kisi-verildi

NoHadis MetniKaynak
9089 Benden evvelki Peygamberlerden hiç bir Peygamber yoktur ki, arkasına yedi kişi verilmiş olmasın. Bunlar necib ve yardımcı kimselerdir. Bana ise on dört kişi verildi. Bunlar Hz. Hamza, Cafer, Ali, Hasan, Hüseyin, Ebu Bekir, Ömer, İbni Mes'ud, Ebu Zer, Mikdat, Huzeyfe, Ammar, Bilal ve Suheyb (r.anhüm)dür.Ramuz el e-hadis, 142. sayfa, 6. hadis
9120 Ben rağbet ve rehbet ile namaz kıldım. Ve namazımda üç şey diledim. İkisi kabul edildi. Biri kabul edilmedi. Harici düşmanlar onlara (Mahv edecek derecede musallat olmasın istemiştim. O ümmetime verildi. İstedim ki, boğularak helak olmasınlar, o da verildi. Aralarında düşmanlık olmasın istedim, bu reddedildi.Ramuz el e-hadis, 146. sayfa, 4. hadis
10836 Altı şey kıyamet alametlerindendir: Benim ölümüm, Kudüsün fethi, bir adama bir dinar (altın para) verildiği halde azımsaması, her müslümanın evinde ateşi duyulan fitne, koyun boynuzu kıvrımları gibi insanlar arasında ölüm çokluğu, Rumun gadri. Şöyle ki; her biri oniki bin kişilik seksen sancakla müslümanların üzerine yürümeleri. (Amik ovasında vukua gelecek hadise)Ramuz el e-hadis, 296. sayfa, 7. hadis
11261 Her Peygambere bir dilek "atiyye" verildi. Onlar da bunu dünyada harcadı, Ben ise ahirette ümmetime şefaat için bıraktım. Ümmetimden öyle adam olacak ki, çok büyük bir topluluğa şefaat edecek de onlarda o yüzden Cennete girecekler. Öyle bir adam olacak ki, bir kabileye şefaat edecek. Yine bir adam olacak ki, ailesine şefaat edecek. Hatta üç kişiye, iki kişiye, bir kişiye şefaat edecek kimseler olacaktır.Ramuz el e-hadis, 333. sayfa, 10. hadis
14283

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre kendisi, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işitmiştir:

“İsrâil oğulları arasında biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları sınamak istedi ve kendilerine bir melek gönderdi.

Melek ala tenliye geldi:

En çok istediğin şey nedir? dedi. Ala tenli: Güzel (bir) renk, güzel (bir) ten ve insanların iğrendiği şu halin benden giderilmesi, dedi. Melek onu sıvazladı ve ala tenlilik gitti, rengi güzelleşti. Melek bu defa: En çok sahip olmak istediğin mal nedir? dedi. Adam: Deve (yahut da sığır)dır, dedi. Ona on aylık gebe bir deve verildi. Melek: Allah sana bu deveyi bereketli kılsın! diye dua etti.

Sonra kele gelerek:

En çok istediğin şey nedir? dedi. Kel: Güzel (bir) saç ve insanları benden uzaklaştıran şu kelliğin giderilmesi dedi. Melek onu sıvazladı, kelliği kayboldu. Kendisine gür ve güzel (bir) saç verildi. Melek sordu: En çok sahip olmak istediğin mal nedir? Adam: Sığır… dedi. Ona da gebe bir inek verildi. Melek: Allah sana bunu bereketli kılsın! diye dua ettikten sonra körün yanına geldi ve : En çok istediğin şey nedir? dedi. Kör: Allah’ın gözlerimi iâde etmesini ve insanları görmeyi çok istiyorum, dedi. Melek (onun gözlerini) sıvazladı. Allah onun gözlerini iâde etti. Bu defa Melek: En çok sahip olmak istediğin şey nedir? dedi. O da: Koyun… dedi. Bunun üzerine ona döl veren bir gebe koyun verildi.

Deve ve sığır yavruladı, koyun kuzuladı. Neticede birinin vâdi dolusu develeri, diğerinin vâdi dolusu sığırı, ötekinin de bir vâdi dolusu koyun sürüsü oldu.

Daha sonra melek ala tenliye, eski kılığında geldi ve:

Fakirim, yoluma devam edecek imkânım yok. Gitmek istediğim yere önce Allah sonra senin yardımın sâyesinde ulaşabilirim. Rengini ve cildini güzelleştiren Allah aşkına senden yolculuğumu tamamlayabileceğim bir deve istiyorum, dedi.

Adam:

Mal verilecek yer çoook, dedi. Melek: Ben seni tanıyor gibiyim. Sen insanların kendisinden iğrendikleri, fakirken Allah’ın zengin ettiği abraş değil misin? dedi. Adam: Bana bu mal atalarımdan miras kaldı, dedi. Melek: Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni eski haline çevirsin, dedi.

Sonra melek, eski kılığına girip kelin yanına geldi. Ona da abraşa söylediklerini söyledi. Kel de abraş gibi cevap verdi. Melek ona da:

Yalan söylüyorsan, Allah seni eski haline çevirsin! dedi.

Körün kılığına girip bu defa da onun yanına gitti ve:

Fakir ve yolcuyum. Yoluma devam edecek imkânım kalmadı. Bugün önce Allah’ın sonra senin sâyende yoluma devam edebileceğim. Sana gözlerini geri veren Allah aşkına senden bir koyun istiyorum ki, onunla yoluma devam edebileyim, dedi. Bunun üzerine (eski) kör: Ben gerçekten kördüm. Allah gözlerimi iâde etti. İstediğini al, istediğini bırak. Allah’a yemin ederim ki, bugün alacağın hiçbir şeyde sana zorluk çıkarmayacağım, dedi. Melek:

Malın senin olsun. Bu sizin için bir imtihandı. Allah senden razı oldu, arkadaşlarına gazap etti, cevabını verdi (ve oradan ayrıldı).

Buhârî, Enbiyâ 51; Müslim, Zühd 10