Arama Sonuçları sana tavsiye

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/434-sana-tavsiye

NoHadis MetniKaynak
8187 Namazında ölümü hatırla. Zira insan namazında ölümü hatırlarsa, namazı "ihsan" ile kılmaya çalışır. Ve bundan sonra namaz kılmayacağını zanneden bir kimsenin namaz kılması gibi kılar. Ve bir de sana, sonradan kendisinden özür beyan edilecek her işden sakınmanı tavsiye ederim.Ramuz el e-hadis, 67. sayfa, 3. hadis
9197 sana Allah'dan korkmanı tavsiye ederim. Zira o korku, bütün işlerinin zinetidir. sana Kur'an okumanı, Allah'ı zikretmeni tavsiye ederim. Zira o, senin semada anılmana sebebdir, yeryüzünde ise senin için nurdur. Sükutunun uzun olmasını tavsiye ederim. Ancak hayır söz müstesna, zira bu sükut, şeytanı senden uzaklaştırır. Ve din işinde sana yardımcı olur. Çok gülmekten de sakın. Çünkü o, kalbi öldürür ve yüzün nurunu giderir. Cihada mülazemet et, Çünkü o, ümmetimin Ruhbanlığıdır. Miskinleri sev ve onlarla düşüp kalk. Kendinden aşağıdakine bak, yukarıdakine bakma. Zira, sana Allah'ın verdiği nimetleri küçümsememen için bu hal daha uygundur. Seninle alakayı kesseler de akrabanı ziyaret et. Acı olsa da Hakkı söyle, Allah yolunda kınayanların kınamasından korkma. Kendi nefsin hakkında bildiğin şeyler, insanlardan seni alıkoysun. Yaptığın şeylerde onlara üstünlük taslama. Şu üç hasletin bulunması, kişiye ayıb olarak yeter. Kendi kusurlarını bilmeden, başkasının kusurlarını görmesi, ayni hal kendisinde de olduğu halde, başkalarında utanılacak hal görmesi ve arkadaşına eziyet etmesi. Ey Ebu Zer! Tedbir gibi akıl, sakınmak gibi verağ, güzel huy gibi şeref yoktur.Ramuz el e-hadis, 157. sayfa, 4. hadis
9199 Size ashabım hakkında hayır tavsiye ederim. sana tabiin ve tebai-tabiin hakkında da hayr tavsiye ederim. Sonra yalan yaygınlaşır. Öyle ki, adam kendinden yemin istenmeden yemin eder. Şahid de istenilmeden şahidlik yapar. Dikkat edin, bir erkek, yabancı bir kadınla asla yalnız kalmasın. Yoksa üçüncüleri şeytan olur. Size cemaate devamı tavsiye ederim. Aman tefrikaya düşmeyin. Zira şeytan, tek insanla beraberdir. Halbuki o iki kişiye daha uzak olur. Cennetin ortasını istiyen cemaate yapışsın. İyiliği, kendisini sevdiren, kötülüğü ise üzen kimse gerçek mümindir.Ramuz el e-hadis, 158. sayfa, 1. hadis
9266 Bu işin esası hakkında sana yol göstereyim mi ki, o sayede dünya ve ahiret hayırlarına erişirsin. Zikir ehliyle düşüp kalkmanı sana tavsiye ederim. Ve yalnız ve boş kaldığın zamanda da gücün yettiğince lisanını Allah'ı zikirle meşgul et. Allah için sev ve Allah için buğz et. Ey Ebu Rezin! Biliyormusun ki insan bir mümin kardeşini ziyaret kasdiyle evinden çıktığı zaman onu yetmiş melek teşyi eder ve hepsi de onun için şöyle dua ederler: "Ey Rabbimiz bu kişi senin için ziyarette bulunuyor. Sen de rahmetini ona eriştir." İşte sende gücün yeterse bu işi yap.Ramuz el e-hadis, 166. sayfa, 4. hadis
9275 Allah'ın, sana menfaat vereceği bazı hasletleri öğreteyim mi? sana ilmi tavsiye ederim. Zira ilim, mü'minin dostudur. Hilm ise veziridir. Akıl delilidir, amel onun kayyımıdır. Rıfk babasıdır, mülayimlik kardeşidir, sabır ise askerlerinin kumandanıdır.Ramuz el e-hadis, 167. sayfa, 5. hadis
11916 Seni Beni dinlemene, sana sabaha çıktığında ve akşama ulaştığında şöyle söylemeni tavsiye etmeme ne mani oluyor? "Ya hayyu ya kayyum, birahmetike esteğîsu aslih lî ve şe'nî küllihî ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin" (Ya Hayyu ya Kayyum Rahmetinden istimdad ederim. Bütün işimi islah et ve beni göz açıp kapayacak kadar bir zaman bile nefsime bırakma)Ramuz el e-hadis, 389. sayfa, 9. hadis
13329 Ya Muaz (r.a) Vallahi Ben seni seviyorum. sana tavsiye ediyorum Ya Muaz, her namazdan sonra şöyle söylemeyi sakın bırakma: "Allahümme e'innî alâ zikrike ve şükrike ve hüsnü ibâdetike." (Ve her abdestte mazmaza esnasında söylemek)Ramuz el e-hadis, 501. sayfa, 4. hadis
14457

Saîd ibnu Ebi'l-Hasen şöyle dedi: Ben İbn Abbâs'ın yanında idim. Ona bir kimse geldi ve:

— Yâ İbni Abbâs! Ben öyle bir insanım ki, benim, maişetim an­cak elimin san'atından ibarettir. Ben şu resimleri yaparım (bunların gelirleriyle geçinirim), dedi.

İbn Abbâs:

— Ben sana başka değil, yalnız Rasûlullah'tan işittiğim bir ha­dîsi söyleyeceğim: Rasûlullah (S) şöyle buyuruyordu: "Her kim bir suret yaparsa, şübhesiz Allah o kimseyi yaptığı surete can üfleyinceye kadar azâb edecektir. Hâlbuki sureti resmeden o kişi, yaptığı sûrete ebediyyen rûh üfleyip veremiyecektir".

ibn Abbâs'ın bu cevâbı üzerine o ressam kişi şiddetli bir hışıltı ile har har soludu, benzi sarardı. İbn Abbâs (ona acıyarak):

— Vayh sana yazıklar oldu. San'atını muhakkak işlemek zaru­retinde isen sana şu ağaç ve kendisinde rûh olmayan her şeyi tasvir etmeni tavsiye ederim, dedi.

Ebû Abdillah el-Buhârî dedi ki: Saîd ibnu Ebî Arûbe, bu tek ha­dîsi en-Nadr ibnu Enes'ten işitmiştir

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 168
14367

Ebû Muhammed Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e benim şöyle dediğim haber verilmiş:

Allah’a yemin ederim ki, yaşadığım sürece gündüzleri muhakkak oruç tutup, geceleri de ibâdet ve tâatle uyanık geçireceğim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:

“Bunları söyleyen sen misin?” diye sordu. Ben de kendisine: Anam babam sana feda olsun, ya Resûlallah! Evet, ben böyle söylemiştim,dedim. Buyurdular ki: “Sen buna güç yetiremezsin. Hem oruç tut, hem iftar et; hem uykunual, hem ibadet et; her aydan üç gün oruç tut; çünkü her iyiliğe on misli ecir ve sevap vardır. Bu ise bütün zamanını oruçlu geçirmek gibidir.” Bunun üzerine ben: Bunun daha çoğunu yapmaya gücüm yeter, dedim. Peygamber Efendimiz: “O halde bir gün oruç tut, iki gün tutma” buyurdu. Ben:

- Ama ben bundan daha fazlasını yapabilirim, deyince Resûl-i Ekrem:

– “Öyleyse bir gün oruç tut, bir gün tutma; bu Dâvûd aleyhisselâm’ın orucu olup, oruçların en ölçülü olanıdır” buyurdular.

Bir başka rivayette: “Bu, oruçların en faziletlisidir” şeklindedir. Ben:

- Bundan daha faziletlisine de gücüm yeter, dedim. Peygamberimiz:

“Bundan daha faziletlisi yoktur” buyurdu.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in tavsiye etmiş olduğu, ayda üç gün orucu kabul etmem, bana ehlimden ve malımdan daha sevimli olacakmış.

Bir rivayete göre:

“Senin gündüzleri oruçlu, geceleri uyanık geçirdiğin bana haber verilmedi mi sanıyorsun?” buyurmuştu. Ben de:

Elbette haber verilmiştir, yâ Resûlallah! dedim. Bunun üzerine: “Böyle yapma, bazı kere oruç tut, bazan tutma; gece hem uyu, hem deteheccüde kalk. Şüphesiz senin üzerinde vücudunun hakkı vardır, iki gözünün hakkı vardır, hanımının hakkı vardır, ziyaretçilerinin hakkı vardır. Şüphesiz her aydan üç gün oruç tutman sana yeter. Çünkü senin için her iyiliğin on misli karşılığı vardır; bu da bütün zamanının oruçlu olması demektir.” Abdullah der ki: Ben artırdıkça iş aleyhime döndü. Sonra ben: Yâ Resûlallah! Ben kendimde güç ve kuvvet buluyorum, dedim.Buyurdular ki: “O halde Allah’ın Nebisi Dâvûd’un orucunu tut, daha fazlasını yapma.” Dâvûd orucu nedir? diye sordum. “Senenin yarısını oruçlu geçirmektir” buyurdu.

Abdullah yaşlandıktan sonra:

Keşke Allah’ın Resûlü’nün ruhsatını kabul etmiş olsaydım, der dururdu.

Bir başka rivayet şöyledir:

“Senin bütün günleri oruçlu geçirdiğinden ve her gece Kur’an’ıokuduğundan haberdar olmadığımı mı sanıyorsun?” Bunun üzerine ben: Elbette haberdarsındır, yâ Resûlallah! Fakat ben bununla sadece hayraulaşmayı diliyorum, dedim. Peygamber Efendimiz: “Allah’ın Nebîsi Dâvûd’un orucunu tut, çünkü o insanların en çokibadet edeni idi. Ayda bir defa da Kur’an’ı hatmet” buyurdu.

Ben ise:

- Ya Resûlallah! Benim bundan daha fazlasına gücüm yeter, dedim. Peygamberimiz:

“O halde yirmi günde bir hatmet” buyurdu. Ben yine: Ya Resûlallah! Bundan daha fazlasını yapabilirim, dedim. O: “Öyleyse on günde bir hatmet” buyurdu. Ben tekrar: Bundan daha fazlasına gücüm yeter, yâ Nebîyyallah! diye ısrar edince: “Şu halde yedi günde bir hatim yap, artık bunun üzerine artırma”buyurdular. Ben artırdıkça, aleyhime artırıldı. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bana dedi ki: “Şüphesiz ki sen bilmiyorsun, belki ömrün uzun olur?”Abdullah İbni Amr der ki: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’ in bana söylediği hale döndüm. İhtiyarlayınca, onun ruhsatını kabul etmiş olmayı çok arzu ettim.

Bir başka rivayette ise şöyledir:

“Senin çocuklarının da senin üzerinde hakları vardır.” Bir diğer rivayette:

“Bütün zamanını oruçlu geçirenin orucu yoktur.” Bu sözünü üç defa tekrarladı.

Bir diğer rivayette:

“Allah’a en sevimli olan oruç, Dâvûd aleyhisselâm’ın orucudur. Allah’a en sevimli namaz da Dâvûd aleyhisselâm’ın namazıdır. Dâvûd aleyhisselâm gecenin yarısını uyuyarak geçirir, sonra üçte birinde namaz için kalkar, altıda birinde yine uyurdu. Bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığında kaçmazdı.” Başka bir rivayet de şu şekildedir:

Abdullah şöyle demiştir:

Babam beni soyca üstün bir hanımla evlendirdi. Zaman zaman gelininin yanına gelir gider, ona beni sorarmış. O da dermiş ki:

- O ne iyi erkektir, evine geldiğimden beri yatağıma ayak basmadı, ne halde olduğumu da araştırmadı.

Vaziyet böyle devam edip gidince, babam durumu Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e anlatmış, Peygamberimiz:

“Onu benimle görüştür” buyurmuş. Daha sonra ben Resûl-i Ekrem ile karşılaştım. Bana: “Nasıl oruç tutuyorsun?” diye sordu. Ben de: Her gün, dedim. Sonra: “Nasıl hatim yapıyorsun?” dedi. Ben: Her gece, diye cevap verdim.

Abdullah İbni Amr daha önce geçen konuşmalarının benzerini anlattı. O, geceleyin rahat etmek için, okuduğu Kur’an’ın yedide birini, gündüz aile fertlerinden birine okuyup dinletirdi. Güçlü ve kuvvetli olmak istediğinde, bir kaç gün oruç tutmazdı. Sonra oruç tutmadığı günleri sayar, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e verdiği sözden caymış olmamak için, tutamadığı günler kadar orucu kazâ ederdi.

Buhârî, Savm 55, 56, 57, Teheccüd 7, Enbiyâ 37, Nikâh 89; Müslim, Sıyâm 181-193