Arama Sonuçları almak hakkı

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/14984-almak-hakki

NoHadis MetniKaynak
8004 Bir kimse zevcesine ait cariyeye zorla yakın olmuş ise, o cariye hürdür. Ve zevce de o cariyenin bedelini kocasından almak hakkına sahip olur. Cariyenin rızası ile ona yakın olmuş ise, o yine cariyedir. Ancak zevce kocasından cariyenin değer kıymetini yine almak hakkına sahiptir.Ramuz el e-hadis, 55. sayfa, 10. hadis
9412 Hangi kul ve kadın ki, vâkıf olmadığı halde, cariyesine zâniye derse, o cariye, onlardan hakkını kıyamet gününde alır. Çünkü dünyada almak hakkı yoktur.Ramuz el e-hadis, 182. sayfa, 3. hadis
10466 Şu üç şey helak edici, şu üç şey kurtarıcı, şu üç şey derece, şu üç şey de keffarettir. Denildi ki: "Ya Resulallah, helak ediciler nedir? Buyurdu ki: Hakim olan hasislik, tabi olan heva ve adamın kendini beğenmesi. Denildi ki: "Kurtarıcılar nedir?" Buyurdu: Gizli ve aşikarede Allah'dan korkmak, fakirlik ve zenginlikte itidal üzere bulunmak, gazabta ve rızada adalet üzere olmak. Denildi ki; "Keffaret nelerdir?" Buyurdu ki: "Mescide gitmek, namazdan sonra namazı beklemek, şiddetli soğukta ve soğuk bir günde hakkı ile abdest almak, (Derecata gelince: yemek yedirmek, selamı aşikare etmek, insanlar uykuda iken gece namazı kılmak.)Ramuz el e-hadis, 260. sayfa, 11. hadis
10656 Beş şeyin kefareti yoktur: Allah'a şirk koşmak, nâhak yere adam öldürmek. Mümini dehşete koymak, harp gününde cepheden kaçmak ve hakkı olmadığı malı almak için yalan yere yemin etmek.Ramuz el e-hadis, 279. sayfa, 4. hadis
14280

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan nakledildiğine göre şöyle demiştir:

Bir gün Hz. Peygamber’in terkisinde bulunuyordum. Bana:

“Yavrucuğum, sana bazı kaideler öğreteyim” dedi ve şöyle buyurdu: “Allah’ın buyruklarını gözet ki, Allah da seni gözetip korusun. Allah’ın (rızâsını) her işte önde tut, Allah’ı önünde bulursun. Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen, Allah’tan dile! Ve bil ki, bütün bir ümmet toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsalar, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği faydayı temin edebilirler. Yine eğer bütün ümmet, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allah’ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilirler. Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazıları değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir. (Bundan sonra takdirde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir.) Tirmizî, Kıyâmet 59

Tirmizî dışında bir rivayette de (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 307) şöyle buyurulmaktadır: “Allah’ın emir ve yasaklarını gözet, O’nu önünde bulursun. Bolluk içindeyken (emirlerine bağlı kalmakla) sen Allah’ı tanı ki O da darlığa düşünce (kurtarmak suretiyle) seni tanısın. Bil ki senin hakkında yazılmamış olan şey başına gelmez. Sana takdir edilen de seni atlayıp (başkalarına) gitmez. Bil ki zafer sabırla, sevinç üzüntüyle, kolaylık da zorlukla birliktedir.”

Tirmizî, Kıyâmet 59
14309

Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Uhud Savaşı’nda eline bir kılıç alıp:

“Bunu benden kim almak ister?” diye sordu.

Mücahidlerin her biri ellerini uzatıp:

“Ben, ben” diye cevap verdiler.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bu defa:

hakkını vermek şartıyla onu kim alır?” buyurdu.

Bunun üzerine hemen herkes duraladı; fakat Ebû Dücâne radıyallahu anh:

hakkını vermek şartıyla ben alıyorum! dedi, aldı ve onunla müşriklerin kellelerini ikiye ayırdı.
Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 128