Arama Sonuçları üç parmakla

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/16201-uc-parmakla

NoHadis MetniKaynak
8568 Allah (z.c.hz.) kıyamet gününde şiddetsiz, yüksek bir nida ile şöyle nide eder: "Ey kullarım! Ben ki Benden başka Rabbınız yok. Ben Erhamürrahiminim. Ahkemül Hakiminim, Esraül Hasibinim (Hesabları çabuk görenim). Korkmayın, mahzun da olmayın hüccetlerinizi hazırlayın. Cevaplarınızı çabuk verin. Şüphesiz siz mes'ulsünüz ve sorguya çekileceksiniz. Ey Melekler! Kullarımı hesap vermek üzere, parmaklarının ucunda saf halinde dizin."Ramuz el e-hadis, 95. sayfa, 1. hadis
8826 Benim ümmetimin hallerine en imrenilecek olanı şu kimsedir; Malı az, çoluk çocuğunun da namaz ve oruçtan nasibi var. Rabbine ibadet ve itaatını da gizlide ve en güzel şekilde yapar. İnsanlar arasında tanınmaz. Ve kimse onu parmakla işaret etmez. Rızkı ancak yetecek kadardır. Ve buna da sabırlıdır. Halini kimse bilmez. Arkasından ağlayanı az ve mirası da azdır.Ramuz el e-hadis, 115. sayfa, 9. hadis
9050 Yüzük ancak küçük parmakla yanındakine takılır.Ramuz el e-hadis, 139. sayfa, 1. hadis
9494 Tek parmakla yemek şeytan, iki parmakla yemek cebbar, üç parmakla yemek ise, Peygamberlerin yiyişidir.Ramuz el e-hadis, 190. sayfa, 9. hadis
12887 -Baş parmakla şehadet parmağını göstererek- Bunlarla yemeyin. Şu üçle yeyin, zira bu sünnettir. Beşle de yemeyin, zira o bedevi arabinin yemesidir.Ramuz el e-hadis, 465. sayfa, 8. hadis
13529 Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi.Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis
13662 Abdest aldıklarında, küçük parmakları ile ayak parmaklarını hilallerlerdi.Ramuz el e-hadis, 529. sayfa, 5. hadis
13971 Üç parmakla yerler ve onları yıkamadan önce yalarlardı.Ramuz el e-hadis, 549. sayfa, 5. hadis
13973 Üç parmakla yer, dördüncüsünü yardımcı olarak kullanırlardı.Ramuz el e-hadis, 549. sayfa, 7. hadis
14380

Abdullah ibn Mes'ûd (Ra) şöyle demiştir: Rasûlullah (Sav):

"Sizden herhangi birinizi müezzin Bilâl'ın ezan sesi sahur yemeğini yemekten men' etmesin! Çünkü Bilâl, şafaktan önce ezan okur -yâhud: Gece vakti nida eder-. Bunu teheccüd namazı kılanları sahur yemeği­ne döndürmek, ve uykuda olanlarınızı da sahur yemeğine uyandır­mak için okur. Fecr şöyle demek değildir" buyurdu da iki şehâdet parmağını kaldırarak ufukta görülen ve dikey ziyadan ibaret olan fecri kâzibe işaret etti.

Sonra Rasûlullah iki şehâdet parmağını yanyana getirerek:

— "Fecr, böyle olmaktır" buyurmuştur.

Yahya ibn Saîd el-Kattân iki avucunu birleştirip şöyle diye açık­layıp göstermiştir.

Ve yine Yahya el-Kattân, iki şehâdet parmaklarını uzatmış, ufuk­ta sağ ve sol taraftan uzatılıp yayılmış olan dikdörtgen şeklindeki fecri sâdık dediğimiz mustatil ziyâya işaret etmiştir