Arama Sonuçları aramızda başka

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/7376-aramizda-baska

NoHadis MetniKaynak
9501 Peygamberler, baba bir ana ayrı kardeşlerdir. Dinleri de birdir. Meryem oğlu İsa (a.s) da Benim kardeşimdir. Ve aramızda başka Peygamber yoktur. O, tekrar yeryüzüne gelecektir. Onu gördüğünüzde tanırsınız. Orta boylu, kırmızı-beyaz renkli bir zattır. Üzerinde Mısır kumaşından iki parçalı elbise vardır. Su isabet etmediği halde başında damlalar görülür. (Geldiğinde) putu kırar, domuzu öldürür, cizyeyi kaldırır ve milletleri islama davet eder. İslamdan başka din kalmaz. Arslanlar develerle, kaplanlar sığırlarla, kurtlar koyunlarla beraber dolaşıp otlarlar. Ve çocuklar yılanlarla oynar ve hiç biride diğerine zarar vermezler. O kırk sene yaşayacak ve ölecektir. Cenazesini müslümanlar kaldıracaktır.Ramuz el e-hadis, 191. sayfa, 5. hadis
14268

Abdullah İbni Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Uyeyne İbni Hısn (Medine’ye) geldi ve yeğeni Hurr İbni Kays’a misafir oldu. Hurr, Hz. Ömer’in danışma meclisi üyelerindendi. Zaten genç olsun yaşlı olsun âlimler (kurrâ), Hz. Ömer’in danışma meclisinde bulunurlardı. Bu sebeple Uyeyne, yeğeni Hurr İbni Kays’a:

Yeğenim, senin devlet başkanı yanında önemli bir yerin vardır. Beni kendisiyle görüştür, dedi.

Hurr, Ömer’den izin aldı. Uyeyne Ömer’in yanına girince:

Ey Hattâb oğlu, Allah’a yemin ederim ki, bize fazla bir şey vermiyorsun.aramızda adâletle de hükmetmiyorsun, dedi.

Ömer hiddetlendi, Uyeyne’ye ceza vermek istedi.

Bunun üzerine Hurr:

Ey Müminlerin emiri, Allah, Peygamberine “Affı seç, iyiliği emret, cahilleri cezalandırmaktan vazgeç!” buyurdu. Benim bu amcam da câhillerdendir, dedi.

Allah’a yemin ederim ki, Hurr bu âyeti okuyunca Ömer, Uyeyne’yi cezalandırmaktan vazgeçti. Zaten Ömer, Allah’ın kitabına son derece bağlı idi.

Buhârî, Tefsîru sûre (7), 5, İ’tisâm 2
14397

Bize Şu'be tahdîs etti ki, Ebû Cemre Nasr ibnu İmrân ed-Dab'î şöyle demiştir: İbn Abbâs (R) beni kendi serîri üzerine otur­turdu. O bana şöyle derdi: Abdu'1-Kays elçileri (Bahreyn tarafların­dan) Rasûlullah'ın huzuruna geldikleri zaman:

—  "Hey'et kimlerdendir?" diye sordu. Onlar:

—  Biz Rabîa kabîlelerindeniz, dediler. Rasûlullah (S):

—  "Hoş geldiniz! Allah sizi utandırmasın, pişman etmesin!" buyurdu.

Bunun üzerine onlar:

— Yâ Rasûlallah! Seninle bizim aramızda kâfir olan Mudar ka­bileleri vardır. O hâide bize kestirme birşey emret de, o sebeble biz­ler cennete girelim ve onu arkamızda kalanlarımıza haber verelim! dediler.

Bu arada Rasûlullah'a içkileri de sordular. Rasûlullah onları dört şeyden nehyetti ve dört şeyi de emretti: Onlara yalnız Allah'a îmân ile emrettikten sonra:

—  "Yalnız Allah'a îmân etmek ne demektir, bilir misiniz?" di­ye sordu.

Onlar:

— Allah ve Rasûlü en iyi bilendir! dediler. Rasûlullah:

—  "Ortaksız ve yalnız olarak Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah 'in Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek -râvî dedi ki: Zannederim ki, burada rama­zân orucu da vardır-, ganimetlerden beşte birini vermenizdir" buyur­du.

Ve onları dört şeyden: Dubba'dan, hantem'den, muzeffet'ten ve nakîr (denilen kaplara hurma yâhud üzüm şırası koymak)dan neh­yetti. Bazen İbn Abbâs'm "Muzeffet" yerine "Mukayyer" dediği de vardır.

Rasûlullah:

— "Bunları ezberleyin ve bunları gerinizde bıraktığınız kavim ve kabilelerinize tebliğ ediniz!" buyurdu

İbn Abbâs