No | Hadis Metni | Kaynak |
8090 | Arefe günü akşamı olduğunda, kalbinde hardal tanesi ağırlığında iman bulunan hiç bir kimse kalmaz ki mağfiret edilmiş olmasın. Denildi ki: "Ya Resulallah, bu yalnız Arafat ehline mi mahsustur?" Buyurdu ki: "Hayır, belki bütün müslümanlar içindir." | Ramuz el e-hadis, 61. sayfa, 1. hadis |
8251 | İmanın en şereflisi, insanların senden emin olması, İslâm'ın en şereflisi elinden, dilinden başkalarına zarar gelmemesi, hicretin en şereflisi günahları terk, cihadın en şereflisi, hem kendinin, hem hayvanının vurulması, zühdün en şereflisi ise kalbinin nasibinle tatmin edilmiş olmasıdır. Allah'tan istenilecek en şerefli dilek de; din, deünya ve ahiret için âfiyettir. | Ramuz el e-hadis, 72. sayfa, 1. hadis |
9455 | Yarabbi, imanı ruhuma içirdiğin gibi, kalbime de içir. Yaratılışımda takdir ettiğin şeyden bir şeyle Bana azab etme. Zira Sen Benim üzerimde her şeyi yapmaya muktedirsin. | Ramuz el e-hadis, 186. sayfa, 11. hadis |
9481 | İslam, aşikare olan şeylerdir. İman da kalbdedir. Takva buradadır. Takva buradadır, diyerek eliyle göğsüne işaret buyurdu. | Ramuz el e-hadis, 189. sayfa, 6. hadis |
9509 | İman, kalb ile bilmek, lisan ile söylemek ve erkan ile amel etmektir. | Ramuz el e-hadis, 192. sayfa, 7. hadis |
9510 | Allah'a iman, dil ile ikrar, kalb ile tasdik ve aza ile amel etmektir. | Ramuz el e-hadis, 192. sayfa, 8. hadis |
9513 | kalbde iman demek, Allah'ı sevmek demektir. | Ramuz el e-hadis, 192. sayfa, 11. hadis |
9519 | İman kalbde sabittir. Yakinde hatarattır. (Yani semeresi gelici geçici şekildedir.) | Ramuz el e-hadis, 193. sayfa, 6. hadis |
9523 | İman demek, namaz demektir. Kim ki namaz için kalbini boşaltır ve o namazı itina ile, vaktine ve sünnetine dikkat ederek muhafaza ederse, işte o mümindir. | Ramuz el e-hadis, 193. sayfa, 10. hadis |
9980 | Şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı büyütür. Nasıl ki su otu büyütüyorsa. Nefsim Yed-i kudretinde olan Allah'a kasem ederim ki, Kur'an ve zikir kalbde imanı büyütür, tıpkı suyun otu büyütmesi gibi. | Ramuz el e-hadis, 225. sayfa, 13. hadis |