Arama Sonuçları ona şehid

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/31070-ona-sehid

NoHadis MetniKaynak
8322 Şehidlerin efdali, ilk safta, yüzlerini geriye çevirmeden ölünceye kadar harb edenlerdir. Onlar Cennet köşklerinde keyfinden yuvarlanırlar ve Rabları onlara güler. (Bu Allah'u alem öleceği sırada olur.) Rabbın bir kula bir merhalede gülerse ona hesap sorulmaz.Ramuz el e-hadis, 77. sayfa, 5. hadis
9084 Rabbına itaat edip, kocasının hakkını ödiyen, ona nefsi ve malı hususunda hıyanet etmiyen kadınla şehid arasında, Cennette bir derece fark kalır. Kocası güzel ahlaklı ve mü'min ise Cennette de onun kocası olur. Değilse, Allah (z.c.hz) onu bir şehidle evlendirir.Ramuz el e-hadis, 142. sayfa, 1. hadis
10038 Allah rızası için ezan okuyan müezin, ezan okuduğu müddetçe, kanı içinde kımıldayan şehid gibidir. ona yaş ve kuru her şey şehaded eder. Ölürse, kabrinde kurtlanmaz.Ramuz el e-hadis, 229. sayfa, 11. hadis
10090 Kadın hamileliğinde, doğum yapıncaya ve çocuğu memeden keseceği güne kadar, Allah yolunda nöbet bekliyen kimse gibidir. Ve bunlar arasında ölürse ona şehid ecri vardır.Ramuz el e-hadis, 233. sayfa, 16. hadis
10335 Dünyayı terketmek, sabırdan daha acıdır. Fi sebilillah kılıç vurmaktan da şiddetlidir. Bir adam bunu yaparsa, Allah ona şehid sevabı verir. Dünyayı terketmek; az yemek ve doymayı azaltmak ve insanların senasından hoşlanmamaktır. Zira kim insanların övmesinden hoşlanırsa, dünyayı ve nimetlerini sevmiş olur. Kimin de Cennetin ebedi nimetleri hoşuna giderse, dünyayı ve insanların kendini övmesinden hoşlanmayı terketsin.Ramuz el e-hadis, 250. sayfa, 9. hadis
12528 Bir kimse sabahleyin üç kere "Eûzu billahissemiil alîmi mineşşeytânirracîm" der de "Haşr" süresinin sonundan üç ayet okursa Allah ona yetmiş bin melek vekil eder ki; onlar akşama kadar kendisine dua ederler. Eğer o gün ölürse şehid olarak ölür. Akşamleyin söylerse yine bu menzilede olur.Ramuz el e-hadis, 434. sayfa, 12. hadis
12597 Bir kimse, Allah'ın kendisine mağfiret etmesi ümidi ile Benden kırk hadis yazsa, Allah ona hem Rahmet eder, hem de şehidler mertebesi verir.Ramuz el e-hadis, 440. sayfa, 12. hadis
12725 Adamın gurbette ölmesi şehadettir. Ölüm anı geldiğinde, gözünü sağına soluna çevirir de kimseyi göremez; ehlini, çocuğunu hatırlar da göremediği için üzüntüsü sebebiyle soluk verdiğinde, teneffüs ettiği her bir nefesine karşılık Allah onun iki milyon günahını siler. ona iki milyon sevap yazar ve ruhu çıktığında şehidler mühürü ile mühürlenir.Ramuz el e-hadis, 450. sayfa, 4. hadis
13366 Kıyamet günü, taleb-i ilmin mürekkebi ile şehidin kanı getirilir ve tartılır. Bu bunun üzerine öteki de ona üstün gelmez.Ramuz el e-hadis, 504. sayfa, 8. hadis
14327

Enes radıyallahu anh şöyle dedi:

Amcam Enes İbni Nadr radıyallahu anh Bedir Savaşı’na katılmamıştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple:

“Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler yapacağımı elbette Allah Teâlâ görecektir” dedi.

Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safları dağılınca, -arkadaşlarını kastederek- “Rabbim, bunların yaptıklarından dolayı özür beyan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşılaştı ve:

Ey Sa’d! istediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (olayı anlatırken) “Ben onun yaptığını yapamadım, ya Resûlallah” dedi.

Enes radıyallahu anh devamla şöyle dedi:

Amcamı şehid edilmiş olarak bulduk. Vücudunda seksenden fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Müşrikler müsle yapmış, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıyamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçlarından tanıdı.

Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inmiş olduğunu düşünmekteyiz:

“Mü’minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sözlerinde durdular. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kimi de sırasını bekliyor. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir” [Ahzâb sûresi (33), 23]

Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148