Arama Sonuçları ihtiyacım yok

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/23956-ihtiyacim-yok

NoHadis MetniKaynak
10360 Sadaka verin. Bir gün gelir ki, insan sadaka vermek için dolaşır, verecek adam bulamaz, Sadaka vermek istediği kimse, "Dün gelse idin alırdım. Ama bu gün ona ihtiyacım" yok der.Ramuz el e-hadis, 252. sayfa, 5. hadis
11739 Karada ve denizde telef olan mal, zekatın verilmemesinden dolayı olmuştur. Onun içi malınızı zekatla koruyun. Hastanızı sadaka ile tedavi edin. Belayı'da dua ile karşılayın. Muhakkak ki "dua" indirilene de indirilmeyene de fayda verir. İndirilenden açar kurarır, indirilmeyeni tutar. (Cenabı hakka ihtiyacımız olmadığı an veya cephe yoktur. Gafletten hissedemiyoruz)Ramuz el e-hadis, 374. sayfa, 2. hadis
13033 Sizde mal çoğalıp artmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle ki mal sahibi zekatını kabul edecek birini arar da ona arz eder o da şöyle der; "Benim (şimdi) buna ihtiyacım yok."Ramuz el e-hadis, 476. sayfa, 12. hadis
13460 Allah Teala şöyle buyurur: "Bir kimse azasını haramdan çekmezse, Benim onun yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacım yok."Ramuz el e-hadis, 513. sayfa, 9. hadis
14407

Enes ibn Mâlik (R) şöyle dedi: Abdurrahmân ibn Avf Medine'ye geldi. Peygamber (S) Abdurrahmân ibn Avf ile Ensâr'lı Sa'd ibnu'r-Rabi arasında kardeşlik akdi kurdu. Sa'd zenginlik sa­hibi bir kimse olduğundan, Abdurrahmân'a hitaben:

— Malımı yan yarıya seninle bölüşeyim, ve bir de seni evlendi­reyim, dedi.

Abdurrahmân da Sa'd'e:

— Allah sana ehlini ve malım bereketli kıhp mübarek eylesin. (Benim bunlara ihtiyâcım yoktur.) Siz bana çarşıya delâlet ediniz, dedi.

Akabinde çarşıya gidip bir mikdâr keş ve yağ kazancıyla döndü ve bu kârı ev halkına getirdi. Az bir zaman yâhud Allah'ın dilediği süre ikaamet ettik ki, Abdurrahmân, üzerinde (evlenenlere mahsûs olan) sarı koku bulaşığı olduğu hâlde geldi. Peygamber (S):

—  "Bu, hâlin nedir?" dedi. Abdurrahmân:

—  Yâ Rasûlallah, ben Ensâr'dan bir kadınla evlendim, dedi. Rasûlullah:

— "O kadına ne kadar mehr verdin?" diye sordu. Abdurrahmân:

— Altından bir çekirdek yâhud bir çekirdek ağırlığı (yânî beş dir­hem) altın, dedi.

Bunun üzerine Peygamber:

—  "Bir koyunla olsun düğün yemeği yap" buyurdu

 
Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 3
14406

Abdurrahmân ibnu Avf (R) şöyle demiştir:

Medîne'ye geldiğimiz zaman Rasûlullah (S) benimle Sa'd ibnu'r-Rabî' arasında kardeşlik kurmuştu. Bunun üzerine Sa'd ibnu'r-Rabî' (ben Abdurrahmân'a):

— Ben mal cihetiyle Ensâr'ın en zenginiyim. Bunun için malı­mın yarısını sana ayırıyorum. Ve bak! îki kadınımın hangisini sever­sen senin için ondan vazgeçer, onu boşarım. İddeti geçipde evlenme halâl olduğu zaman onunla evlenirsin, dedi.

Râvî dedi ki: Bu teklif üzerine Abdurrahmân, Sa'd'e:

— Benim bu hususta ihtiyâcım yoktur. İçinde ticâret yapılan bir çarşı var mı? dedi.

Sa'd:

—  Kaynukaa' kabilesinin çarşısı vardır, dedi.

Râvî dedi ki: Abdurrahmân sonra Kaynukaa' çarşısına gitti. Sat­mak üzere keş ve yağ götürdü. Sonra çarşıya gidişleri arka arkaya devam etti. Çok geçmedi, Abdurrahmân Rasûlullah'ı ziyarete geldi. Üstünde (zifafa girenlere mahsûs olan) sarı zağferân lekesi vardı. Ra­sûlullah (S) ona:

—  "Evlendin mi?" diye sordu. Abdurrahmân:

—  Evet evlendim, dedi. Rasûlullah:

—  "Kimle evlendin?" dedi.

O da:

—  Ensâr'dan bir kadınla evlendim, dedi.

Rasûlullah:

—  "Ne kadar mehr verdin?" dedi.

Abdurrahmân:

— Bir çekirdek (yânî beş dirhem) ağırlığında altın yâhud altın­dan bir çekirdek verdim, dedi.

Bunun üzerine Peygamber (S) Abdurrahmân'a:

—  "Bir koyun (kesmek sureti)le olsun düğün yemeği yap!" bu­yurdu

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 2