Arama Sonuçları Ümmetim yetmiş

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/15916-Ummetim-yetmis

NoHadis MetniKaynak
9127 Rabbimi çok Kerim ve Mâcid (azamet ve şeref sahibi) buldum. Bana Cennete hesapsız girmeyi vaad ettiği yetmiş bin kişinin her birine de ayrıca yetmişer bin kişi bağışladı. Dedim ki, "Ümmetim o kadarı bulmaz." Buyurdu ki: "Ben onu ağreb (müminlerin cahilleri) den tamamlarım"Ramuz el e-hadis, 147. sayfa, 4. hadis
10410 Ümmetim yetmiş fırkaya ayrılır. En fenası umuru diniyye hususunda kendi fikirleriyle hüküm verir de, haramı helal, helali haram sayarlar.Ramuz el e-hadis, 256. sayfa, 4. hadis
10605 Ümmetimin hasad devri altmış, yetmiş arasıdır. (ekserisinin eceli)Ramuz el e-hadis, 275. sayfa, 10. hadis
11101 Ümmetimin ömrü altmış yetmiş arasındadır.Ramuz el e-hadis, 319. sayfa, 10. hadis
12313 Bir kimse ümmetim için umuru diniyesine fayda verecek kırk hadis hıfzederse, o kimse kıyamet gününde alimler zümresinden baas olur. Alimin abid üzerine üstünlüğü yetmiş derecedir. Her iki derece arasını da Allah bilir.Ramuz el e-hadis, 419. sayfa, 1. hadis
12826 Rabbim Bana ümmetimden yetmiş bin kişiyi Cennete hesapsız ve azabsız sokmayı vadetti. Her birine de yetmiş bin. Ondan sonra da, Rabbımın kabzasından, üç kabza da Kendisi azad edecek.Ramuz el e-hadis, 460. sayfa, 1. hadis
13412 Ümmetimden yetmiş bin kişi Cennete hesapsız girer. Bunlar dağlanmazlar, muska yazmazlar ve şumlanmazlar, Rablerine tevekkül eden kimselerdir.Ramuz el e-hadis, 509. sayfa, 3. hadis
14292

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“(Geçmiş) ümmetler bana gösterildi. Peygamber gördüm, yanında üçbeş kişilik küçük bir grup vardı. Peygamber gördüm, yanında bir iki kişi bulunuyordu. Ve peygamber gördüm, yanında kimsecikler yoktu. Bu arada önüme büyük bir kalabalık çıktı. Kendi ümmetim sandım. Bana ‘Bunlar Mûsâ’nın ümmetidir, sen ufka bak!’ dediler. Baktım; (çok) büyük bir karaltı. ‘İşte bunlar senin ümmetindir. İçlerinden hesapsız-azabsız cennete girecek yetmiş bin kişi vardır’ dediler.”

(İbni Abbas diyor ki) Söz buraya gelince Peygamber aleyhisselâm kalkıp evine gitti. Oradaki sahâbîler bu hesapsız-azabsız cennete girecek yetmiş bin kişinin kimler olabileceği hakkında konuşmaya başladılar: Kimileri, “Bunlar peygamberin sohbetinde bulunanlar olmalıdır” derken, kimileri, “Bunlar İslâm geldikten sonra doğup, şirki tanımamış olanlardır” dediler. Daha başka birçok görüş ileri sürenler oldu.

Onlar bu meseleyi tartışırken Peygamber aleyhisselâm çıkageldi.

“Ne hakkında konuşuyorsunuz?” diye sordu. Hesapsız-azabsız cennete gireceklerin kim oldukları hakkında konuşuyoruz, dediler.

Bunun üzerine Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:

“Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine güvenenlerdir” buyurdu.

Ukkâşe İbni Mihsan yerinden fırladı ve:

Beni de onlardan kılması için Allah’a dua et (Yâ Resûlallah)! dedi.

Peygamber aleyhisselâm da:

“Sen onlardansın!” buyurdu. Sonra bir başka kişi daha kalktı ve: Beni de onlardan kılması için dua buyur, dedi.

Peygamber aleyhisselâm bu defa:

“Fırsatı değerlendirmekte Ukkâşe senden önce davrandı” buyurdu.
Buhârî, Tıb 1, Rikak 50, Libâs 18; Müslim, Îmân 374. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 16