Arama Sonuçları Batı veya

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/13868-Bati-veya

NoHadis MetniKaynak
7536 Sizden biri defi hacet esnasında kıbleyi önüne almasın ve arkasını da döndürmesin. Batı veya doğu cihetine dönsün.Ramuz el e-hadis, 23. sayfa, 13. hadis
8336 Sana Hakkı getirenden hakkı kabul et. Küçük büyük veya hoşuna gitmeyen birinden de olsa. Ve Batılı da reddet. Küçük, büyük veya hoşlandığın bir adamdan da olsa.Ramuz el e-hadis, 78. sayfa, 4. hadis
10076 Meclis üçtür. Ğânim, Sâlim ve Şâhip, Ğânim, zikredendir. O ganimet kazanır. Mecliste zikirde bulunur veya zikir meclisinde bulunur. Sâlim, mecliste sükut ederek salim olan kimsedir. (Yalan yanlış söz ederek zarara girmemiş) Şâhip ise, Batıl şeylere dalıp zarara uğrıyan kimsedir.Ramuz el e-hadis, 233. sayfa, 2. hadis
12303 Kim, Haktan Batıveya hidayetten dalaleti red için, ilimden bir bab talebi ile çıkarsa, bir abidin kırk yıllık ibadeti gibi ecir alır.Ramuz el e-hadis, 418. sayfa, 5. hadis
13404 Ümmetimin sonunda Mehdi (a.s.) çıkar, Allah (z.c.hz.) ona rahmetini indirir. Arz ona neBatını çıkarır. Mal sahih olarak verilir ve müsavaat üzere taksim edilir. Davar çok olur. Cariyeler bile saygı görür. Yedi veya sekiz yıl yaşar. (Yedi veya sekiz rakamında ravi tereddüd etmiş.)Ramuz el e-hadis, 508. sayfa, 7. hadis
14237

Zirr İbni Hubeyş şöyle dedi;

Mestler üzerine nasıl mesh edileceğini sormak üzere Safvân İbni Assâl radıyallahu anh’ın yanına gitmiştim. Bana:

Zirr! Niçin geldin? diye sordu. Ben de: İlim öğrenmek için, deyince şunları söyledi: Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Ben de: Büyük ve küçük abdestten sonra mestler üzerine nasıl mesh edileceğikafamı kurcaladı. Sen de Hz. Peygamber’in ashâbından olduğun için, onun bu konuda bir şey söylediğini duydun mu diye sormaya geldim, dedim. Safvân: Evet, duydum. Resûl-i Ekrem seferde bulunduğumuz zaman mestleri üçgün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi. Onun sevgiye dair bir şey söylediğini duydun mu? diye sordum. Evet, duydum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir sefere çıkmıştık. Biz onun yanındayken bir bedevî kaba sesiyle: Muhammed! diye bağırdı.

Hz. Peygamber de onun sesine yakın bir sesle:

“Gel bakalım”, dedi.

Bedevîye dönerek:

Yazıklar olsun sana! Hz. Peygamber’in huzurunda bulunuyorsun. Kıs sesini! Yüksek sesle bağırmanı Allah yasakladı, dedim.

Bedevî:

Vallahi sesimi kısmam, dedi ve Resûl-i Ekrem’e: Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Bir kimse, kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.” Safvân İbni Assâl sözüne devamla dedi ki: Hz. Peygamber bu konuda uzun uzun konuştu. Hatta bir ara Batı taraflarında bulunan bir kapıdan bahsetti. “Kapı yaya yürüyüşüyle kırk yıl veya yetmiş yıl (yahut râvinin hatırladığına göre süvari gidişiyle kırk veya yetmiş yıl) genişliğindedir”, buyurdu.

Şamlı muhaddislerden Süfyân İbni Uyeyne şöyle dedi:

Allah gökleri ve yeri yarattığı gün, bu kapıyı tövbe için açık olarak yaratmıştır. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır.
Tirmizî, Daavât 98. Ayr ca bk. Tirmizî, Tahâret, 71; Nesâî, Tahâret 97, 113;ı İbni Mâce, Fiten 32