Arama Sonuçları suların en

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/35818-sularin-en

NoHadis MetniKaynak
7546 Komşuların seni övdüklerinde sen iyilerdensin. Komşuların seni kötü olarak vasıflandırdığında ise sen kötülerden olursun.Ramuz el e-hadis, 24. sayfa, 10. hadis
7576 Aziz ve Celil olan Allah bir kula hayır murad ettiğinde, onu "ballandırır". Denildi ki: "ballandırma nedir?" Buyurdu ki: "Onu komşularına sevdirir."Ramuz el e-hadis, 26. sayfa, 10. hadis
7927 Komşularının "iyi yaptın" dediklerini işitmişsen, bilki iyisin. Eğer onların "sen kötü yaptın" dediğini duymuşsan bilki sen kötü yaptın.Ramuz el e-hadis, 50. sayfa, 5. hadis
8082 Kıyamet günü olduğunda, kafire ameli bildirilir. Lakin o inkar edip mücadeleye girişir. Ona denilir ki: "İşte şunlar senin komşularındır. Aleyhinde şahidlik ediyorlar." O der ki: "Yalan söylüyorlar". O zaman denir ki: "Ailen ve kavmin de böyle söylüyor." O der ki: "Onlar da yalan söylüyorlar." Kendisine: "Peki öyleyse yemin et." denilir. O da yemin eder. Sonra Allah, o kafirleri susturur. O zaman kafirlerin kendi dilleri kendisi aleyhinde şahidlik eder. Bunun üzerine Allah onları cehenneme atar.Ramuz el e-hadis, 60. sayfa, 6. hadis
8123 Bir mü'min öldüğünde, komşularından iki kişi: "Biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyoruz" demişlerse, Allah Tealâ'nın ilminde o kulun hali öyle olmadığı halde, Allah meleklerine buyurur ki: "Ölen kulum hakkında, şu iki kulumun şehadetini kabul ediniz ve bu hususta Benim ilmimde mevcut olan durumunu dikkate almayınız."Ramuz el e-hadis, 63. sayfa, 2. hadis
10694 Yeryüzünde suyun hayırlısı zemzemdir. O hem yemek yerine geçer, hem de derde şifa olur. Yeryüzündeki en'>suların en şerlisi de Hadramuttaki Berehut vadisindeki bir sudur. İçindeki haşeratı çekirge ayağı gibidir. Sabah fışkırır, akşam kurur.Ramuz el e-hadis, 282. sayfa, 5. hadis
11031 Tûbâ bir ağaçtır. Allah onu kudret eliyle dikmiştir ve ruhundan ona nefyetmiştir. Cennet ehlinin elbiseleri ondan dikilir ve dalları Cennet en'>sularından taşar.Ramuz el e-hadis, 313. sayfa, 11. hadis
11891 Hiç bir müslüman yoktur ki, ölür ve yakın komşularından dört ev halkı "hayrından başka bir şey bilmiyoruz" derlerse, Allah (z.c.hz.): "Ben de onun hakkındaki bildiğinizi kabul ettim ve bilmediklerinizi de mağfiret ettim" demesin, olmaz.Ramuz el e-hadis, 387. sayfa, 8. hadis
12985 Kimseden bir şey isteme, sana Cennet var. Kızıma, gene Cenneti hak edersin. Güneş batmdan günde yetmiş kere istiğfar et. Allah senin yetmiş senelik günahını affeder. Dedi ki: "Benim yetmiş senelik günahım yok." Buyurdu ki; Ev halkın için. Dedi ki: "Ev halkımın da yoksa?" Buyurdu ki, komşuların için.Ramuz el e-hadis, 473. sayfa, 1. hadis
14276

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah’ın salât ve selâmı üzerlerine olsun, önceki peygamberlerden biri düşmanla savaşmaya (cihada) çıktı. (Hareketinden önce) ümmetine şöyle seslendi:

Bir hanımla evlenmiş olup onunla henüz gerdeğe girmemiş olan, yaptığı evin henüz çatısını çatmamış olan, gebe koyun veya deve alıp yavrulamasını bekleyen kimse peşime düşmesin! Bu sözleri söyledikten sonra yola çıktı. İkindi en'>sularında (düşman) yurduna vardı. Güneşe hitâben: Sen de ben de emir kuluyuz dedi; sonra:

Allah’ım onun batmasını geciktir, diye dua etti.

Bunun üzerine orayı fethedinceye kadar güneşin batması geciktirildi. (Nihayet) ganimetler bir araya getirildi. Onları yakmak için gökten ateş indi fakat yakmadı. Bunun üzerine Peygamber:

İçinizde ganimetten mal aşırmış olanlar var. Haydi her kabileden bir temsilci benimle tokalaşıp bîat etsin! dedi.

Tokalaşma esnasında bir kişinin eli peygamberin eline yapıştı. O zaman Peygamber:

İhânet eden sizdedir. Derhal senin kabilene mensup kişiler gelip bana bîat etsinler! dedi.

Bîat esnasında iki ya da üç kişinin eli peygamberin eline yapıştı. Bu defa onlara:

Aşırılmış olan mal sizde! dedi.

Adamlar, sığır kafasına benzer altından yapılmış bir baş getirdiler. Peygamber onu öteki ganimetlerin içine koydu. Ateş de hepsini yaktı, kül etti. Zira ganimet bizden önce hiç bir peygamber (ve ümmetin)e helâl değildi. Allah Teâlâ zaaf ve aczimizi bildiği için onu bize helâl kıldı.”

Buhârî, Humus 8; Müslim, Cihâd 32