Arama Sonuçları edin Onunla

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/5381-edin-Onunla

NoHadis MetniKaynak
7292 Zeytinyağını katık ediniz ve Onunla yağlanınız. Çünkü o bereketli bir ağacın meyvesinden çıkarılmaktadır.Ramuz el e-hadis, 5. sayfa, 14. hadis
7799 Benden bir hadis size bildirildiğinde, hakka muvafıksa, ister söylemiş, ister söylememiş olayım onu alınız. (Onunla amel ediniz)Ramuz el e-hadis, 42. sayfa, 3. hadis
8294 Allah (z.c.hz.)'nin kelimât'ı tâmmesine ve onun esmasına sığınırım. Zehirliden ve nazarlıdan, her hased edenin hasedinden, şeytandan ve onun sülâlesinden. 33 melek geldi ve: "Yerinizin toprağından alınız ve Onunla hastanızı mesh ediniz" dedi. Bu bana (Hz. Muhammed s.a.v.'e) ait bir nefestir. Kim bunun için bir ip dahi alırsa, iflâh olmasın. Bu topraklar Cüzzama, Abraşa, Akrep sokmasına, Kan hastalığı veya Cin çarpmasına devadır. (Medine toprağı)Ramuz el e-hadis, 75. sayfa, 4. hadis
8349 Kur'an okuyun Onunla amel edin. Ondan uzaklaşmayın. Haddi aşmayın. Onunla yemeyin ve dünyalığa alet etmeyin.Ramuz el e-hadis, 79. sayfa, 1. hadis
9028 Ben de beşerim, dine ait bir şey söylersem Onunla amel edin. Dünyaya ait söylediklerime mutlaka itaat etmeniz şart değildir. Tahminlerimde yanılabilirim. Ben de beşerim.Ramuz el e-hadis, 137. sayfa, 5. hadis
10759 Allah (z.c.hz)'leri Ebu Bekir (r.a)'e rahmet eyliye. Bana kızını verdi. Beni hicret yeri Medine'ye getirdi. Bilal'i malından azad etti. Bana İslamda faydalı olan mal, Ebubekir'in (r.a) Bana fayda veren malı oldu. Allah Ömer'e (r.a)'de Rahmet eyliye. Acı olsa da Hakkı söyler ve Hakkı söylemesi ona dost bırakmaz. Allah Osman'a (r.a) da Rahmet eyliye. Melekler ondan haya ederler. Tebük gazasında askeri techiz etti ve mescidimizi genişletti ki şimdi bizi alıyor. Allah Ali (r.a)'ye de Rahmet eyliye. Hak da Onunladır. "Yarabbi nerede olursa olsun Hakkı ona döndür."Ramuz el e-hadis, 289. sayfa, 5. hadis
11084 Bu mübarek ağacın, zeytinin yağına mülazemet edin. Onunla tedavi olmaya bakın. Zira o, basurdan salim olmaya sebebdir.Ramuz el e-hadis, 318. sayfa, 7. hadis
11092 Kur'an'ı öğrenmeğe, çok tilavete ve onun acayıbatı ile çok meşgul olmaya mülazemet ediniz. Onunla Cennette derecelere nail olursunuz.Ramuz el e-hadis, 319. sayfa, 1. hadis
13302 Ya Ali (r.a) sana bir dua öğreteyim ki, Onunla dua ettiğinde, zerreler adedince günahın olsa mağfiret olursun: "Allahümme la ilahe entel halimül hakim, tebarek te Subhaneke Rabbül-Arşil azim."Ramuz el e-hadis, 498. sayfa, 11. hadis
14262

Enes İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi:

Ebû Talha radıyallahu anh’ın hasta bir erkek çocuğu vardı. Ebû Talha evde değilken çocuk öldü. Eve döndüğü zaman:

“Oğlumun durumu nedir?” diye sordu.

Çocuğun annesi Ümmü Süleym:

O şimdi eskisinden daha rahat, dedi. Akşam yemeğini hazırlayıp getirdi.Ebû Talha yemeğini yedi sonra da hanımıyla yattı. Daha sonra hanımı ona “Çocuğu defnediniz” dedi.

Ebû Talha sabahleyin Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti ve olup biteni anlattı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Bu gece ilişkide bulundunuz mu?” diye sordu.

Ebû Talha:

Evet, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Allahım, bu ikisine mübârek kıl” diye dua etti.

(Zamanı gelince) Ümmü Süleym bir erkek çocuk doğurdu. Ebû Talha bana:

“Çocuğu al, Peygamber’e götür” dedi. Ümmü Süleym de bir miktar hurmaverdi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Çocuğun yanında herhangi bir şey var mı?” diye sordu. Ben: Evet, bir kaç hurma var, dedim. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hurmaları ağzına alıp çiğnedi. Sonra çıkarıp çocuğun ağzına koydu ve damağını hafifçe oğdu, adını da Abdullah koydu.

Buhâri, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Edeb 23; Fezâilü’s-sahâbe 107

Buhârî’nin bir rivayetine göre Süfyân İbni Uyeyne; “Ensardan bir kişi (İbâye İbni Rifa’a) Abdullah’ın dokuz çocuğunu gördüğünü, hepsinin de Kur’an’ı okuyan ve mânasını anlayan kimseler olduğunu söylemiştir.” Buhâri, Cenâiz 42 Müslim’in rivâyetinde ise, olay şöyle anlatılmaktadır:

Ebû Talha’nın, Ümmü Süleym’den olma bir oğlu vefat etti. Ümmü Süleym, ev halkına:

Ebû Talha’ya ben haber vermedikce, oğlu hakkında hiç biriniz bir şey söylemeyiniz! diye tenbihledi. Sonra Ebû Talha eve geldi. Ümmü Süleym akşam yemeğini getirdi. Ebû Talha yemeğini yedi. Yemekten sonra Ümmü Süleym, eskiden olduğundan daha güzel süslendi. O da hanımıyla yattı. Ebû Talha’nın karnı doyup tatmin olduğunu görünce Ümmü Süleym ona: Ey Ebû Talha, bir millet, bir aileye emânet bir şey verseler de, sonra emânetlerini isteseler, iade etmeyebilirler mi, ne dersin? dedi.

Ebû Talha:

Hayır, (vermemezlik edemezler) dedi.

Ümmü Süleym:

O halde oğlunu geri alınmış böyle bir emânet bil, dedi.

Ebû Talha kızdı ve:

Mademki öyle, niçin hiç bir şey olmamış gibi davrandın? Şimdi de tutmuş,oğlumun durumunu bana haber veriyorsun, öyle mi? dedi. Derhal kalkıp Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti ve olanı biteni olduğu gibi haber verdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Geçen gecenizi Allah hakkınızda bereketli kılsın” buyurdu.

Ümmü Süleym hâmile kaldı.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir sefere çıkmıştı. Ümmü Süleym de bu sefere iştirak etmişti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem seferden döndüğünde Medine’ye gece girmezdi. Medine’ye yaklaştıklarında Ümmü Süleym’i doğum sancıları tuttu. Bu sebeple Ebû Talha onun yanında kaldı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yoluna devam etti. Ebû Talha şöyle demeye başladı:

Rabbim! Sen çok iyi bilirsin ki ben, Resûlün ile beraber Medine’den çıkmaktan, Onunla beraber Medine’ye girmekten son derece memnun olurum. Fakat bu defa bildiğin sebepten takılıp kaldım.

Bunun üzerine Ümmü Süleym:

Ebû Talha! Şimdi artık sancım kalmadı. Sen git, dedi.

(Enes diyor ki) Biz yolumuza devam ettik. Medine’ye geldiklerinde Ümmü Süleym’i yine doğum sancısı tuttu ve bir erkek çocuk doğurdu. Annem (Ümmü Süleym) bana:

Enes, bu çocuğu sen sabahleyin Resûlullah’a götürmeden kimse emzirmesin, dedi. Sabahleyin ben çocuğu alıp Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e götürdüm. Resûlullah’ın elinde bir dağlama âleti vardı. Beni görünce: Herhalde Ümmü Süleym doğum yaptı, buyurdular. Evet, dedim. Hemen elindeki dağlama âletini bıraktı. Ben de çocuğu kucağına verdim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Medine’ye has acve hurmasından bir tane istedi. Onu ağzında iyice çiğnedi, sonra da çocuğun ağzına çaldı. Çocuk yalanmaya başladı. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Medinelilerin hurma sevgisine bakın!” buyurdu. Çocuğun yüzünü okşadı ve ona Abdullah adını verdi.

Buhâri, Cenâiz 42, Akîka 1; Müslim, Edeb 23; Fezâilü’s-sahâbe 107