Arama Sonuçları kullarım için

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/32364-kullarim-icin

NoHadis MetniKaynak
7347 Cibril (a.s.) Bana geldi ve buyurdu ki: "Ya Muhammed (s.a.s.) Rabbin Sana selam ediyor ve şöyle buyuruyor: "kullarımdan öyle kimse vardır ki, onun imanı ancak zenginlikle salah bulur. Eğer onu fakir kılsa idim o küfranı nimet ederdi. Ve yine kullarımdan öyle kimse vardır ki, onun imanı ancak fakirlikle salah bulur. Eğer onu zengin kılsa idim o küfrederdi. kullarımdan öylesi de vardır ki onun imanı ancak sıhhatta olması ile tamam olur. Eğer ona hastalık versem, o küfrederdi. (Diğer bir nüshada şu ilave vardır) kullarımdan öyle kimse de vardır ki, onun imanı ancak kendisinin hastalık içinde bulunması ile tamam olur. Eğer onu sıhhatte kılsam, o küfranı nimet ederdi"Ramuz el e-hadis, 11. sayfa, 1. hadis
11202 Allah Tebareke ve Teala buyurur: "kullarımdan birine, bedeninde veya evladında veya malında bir musibet tevcih ettiğimde, o da onu sabrı cemille karşıladığında, kıyamet günü haya ederim, onun için ne defter açarım, ne de mizan dikerim."Ramuz el e-hadis, 328. sayfa, 4. hadis
11217 Allah (z.c.hz.) buyurur: "İzzetim hakkı için, kuluma iki emniyetle iki korkuyu bir arada cem etmem. Dünyada Benden emin olduysa, kullarımı topladığım günde, onu korkuturum. O, dünyada Benden korktuysa, kullarımı topladığım o günde onu emin ederim."Ramuz el e-hadis, 329. sayfa, 8. hadis
11224 Allah (z.c.hz.) buyurur: "kullarımın kalblerinde, Benim marifetimin (Beni tanımış olmalarının) alameti, kadrimin mevkiinin güzel olmasıdır. Bu da şikayet edilmemem, rızıklarını geciktirme ile itham edilmemem ve gayb addedilmememle olur." (Rabbımızı hazır bilip, rızkımız için acele etmiyeceğiz ve derdimiz var demiyeceğiz, yani şikayet etmiyeceğiz.)Ramuz el e-hadis, 330. sayfa, 2. hadis
11251 İsrail oğulları Musa (a.s.)'a dediler ki: "Rabbim namaz kılıyor mu? Musa (a.s.): "Ey beni İsrail, Allah'dan korkun" dedi. Allah sordu: "Ey Musa (a.s.) kavmin sana ne diyor? Dedi ki, "Bildiğin şey Ya Rabbi. Diyorlar ki: "Rabbin namaz kılıyor mu?" O zaman Allah buyurdu ki: "Öyle ise onlara haber ver ki, Salatım, kullarım için Rahmetimin, gazabım üzerine sebkat etmesidir. Yoksa onlar helak olurdu."Ramuz el e-hadis, 332. sayfa, 8. hadis
14329

Saîd İbni Abdülazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs elHavlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; onun da Allah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyiniz.

kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim.

kullarım! Benim doyurduklarım hariç, hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.

kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.

kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışlayayım.

kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.

kullarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz.

kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümden en küçük bir şey eksiltmez.

kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç bir şey eksiltmez.)

kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için saklar, sonra onları size iâde ederim. Artık kim bir hayır bulursa Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayıplamasın.”

Saîd İbni Abdülaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu hadisi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.

Müslim, Birr 55