Arama Sonuçları Melekler onlara

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/26238-Melekler-onlara

NoHadis MetniKaynak
7308 Ey mü'minler topluluğu müjdeler olsun, müjdeler olsun size. İşte Rabbiniz sema kapılarından bir rahmet kapısını size açtı. Ve sizinle Meleklerine karşı iftihar ederek onlara şöyle buyuruyor: "Benim kullarıma bakınız. Bir farzı eda ettiler, diğerini bekliyorlar"Ramuz el e-hadis, 7. sayfa, 2. hadis
8071 Kıyamet günü olduğunda Aziz ve Celil olan Allah Meleklerine şöyle buyurur: "Kulaklarını ve gözlerini şeytanın çalgılarından ve haramlardan koruyanlar nerededir? Onları ayırınız." Bunun üzerine Melekler onları arayıp, misk ve anber tepeleri üzerinde toplarlar. Sonra Allah Meleklerine tekrar şöyle buyurur: "onlara tesbihimi ve temcidimi duyurun." Bunun üzerine o kimseler öyle güzel sesler duyarlar ki, benzerlerini hiç kimse duymamıştır.Ramuz el e-hadis, 59. sayfa, 11. hadis
8458 Allah (z.c.hz.) Beni seçti. Benim için de ashabı seçti. Onlar bana yardımcı ve akraba olur. Kim ki onlara fena söz söylerse. Allah'ın, Meleklerin ve bütün insanların lâneti onun üzerine olsun. Kıyamette Allah, böyle kimselerden, ne farz ve ne de nafile ibadet kabul etmeyecektir.Ramuz el e-hadis, 86. sayfa, 7. hadis
9074 Benden evvelki peygamberlerden, ümmetimi deccal ile korkutmıyan hiç kimse olmadı. Onun sol gözü şaşı, sağ gözü ise perdelidir. Ve alnında kafir diye yazılıdır. Yanında Cennet, Cehennem diye iki vadi olur. Cennet dediği Cehennem, Cehennemi ise Cennetir. Yanında Peygamber kıyafetinde iki melek bulunur. Biri sağında biri solundadır. Bu beraberlik insanları imtihan içindir. Ve deccal onlara sorar: "Ben sizin Rabbiniz değilmiyim? Diriltiyorum, öldürüyorum." Meleklerden biri "Yalan söylüyorsun" der. Fakat bu sözü yanındaki melekten başkası duymaz. İkinci melek diğerine "Doğru söylüyorsun" der. İkinci meleğin sözünü ise insanlar işitir. Ve zannederler ki, deccalı tasdik etti. Bu da imtihan içindir. Sonra Medine'ye yürür. Giremeyince: "Bu O'nun (s.a.v)ülkesidir" der. Sonra Şam'a yürür. Orada "Akıbeti Efik" mevkiinde Allah onu helak eder.Ramuz el e-hadis, 140. sayfa, 11. hadis
10306 Gündüz Melekleri ile gece Melekleri sabah ile ikindi namazında buluşurlar. Gündüz Melekleri çıktığında Aziz ve Celil olan Allah sorar: "Nereden geliyorsunuz?" (Melekler de) "Senin kullarının yanından sana geliyoruz. Biz onlara gittiğimizde kendilerini namazda bulduk. Biz Sana gelmek üzere ayrıldığımızda onları namazda bıraktık." derler.Ramuz el e-hadis, 248. sayfa, 9. hadis
10940 Kırk yaşına sahip olandan, bela vesilesi hastalıklar, cüzzam, baras ve onlara benziyen hastalıklar men olunur. Elli yaşında olan, inabe ile merzuk olur. Altmış yaşına gelenden hesab hafifletilir. Yetmiş yaşına geleni Allah ve semadaki Melekler sever. Seksen yaşında olanın hasenatı yazılır. Seyyiatı yazılmaz. Doksan yaşında olan ise kendi nefsi ve ehli beyti arasında yeryüzünde Allah'ın esiridir. (Kendisinden hesap sorulmaz)Ramuz el e-hadis, 306. sayfa, 11. hadis
11637 Cennette gece yoktur. O, ışık ve nurdan ibarettir. Sabah, akşam vakitlerini belli edecek şeyde, Allah Teala tarafından, dünyada namaz kıldıkları namaz vakitlerinde, yeni hediyeler gelmesidir. Melekler de onlara selam verirler.Ramuz el e-hadis, 366. sayfa, 4. hadis
14237

Zirr İbni Hubeyş şöyle dedi;

Mestler üzerine nasıl mesh edileceğini sormak üzere Safvân İbni Assâl radıyallahu anh’ın yanına gitmiştim. Bana:

Zirr! Niçin geldin? diye sordu. Ben de: İlim öğrenmek için, deyince şunları söyledi: Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Ben de: Büyük ve küçük abdestten sonra mestler üzerine nasıl mesh edileceğikafamı kurcaladı. Sen de Hz. Peygamber’in ashâbından olduğun için, onun bu konuda bir şey söylediğini duydun mu diye sormaya geldim, dedim. Safvân: Evet, duydum. Resûl-i Ekrem seferde bulunduğumuz zaman mestleri üçgün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi. Onun sevgiye dair bir şey söylediğini duydun mu? diye sordum. Evet, duydum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir sefere çıkmıştık. Biz onun yanındayken bir bedevî kaba sesiyle: Muhammed! diye bağırdı.

Hz. Peygamber de onun sesine yakın bir sesle:

“Gel bakalım”, dedi.

Bedevîye dönerek:

Yazıklar olsun sana! Hz. Peygamber’in huzurunda bulunuyorsun. Kıs sesini! Yüksek sesle bağırmanı Allah yasakladı, dedim.

Bedevî:

Vallahi sesimi kısmam, dedi ve Resûl-i Ekrem’e: Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Bir kimse, kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.” Safvân İbni Assâl sözüne devamla dedi ki: Hz. Peygamber bu konuda uzun uzun konuştu. Hatta bir ara batı taraflarında bulunan bir kapıdan bahsetti. “Kapı yaya yürüyüşüyle kırk yıl veya yetmiş yıl (yahut râvinin hatırladığına göre süvari gidişiyle kırk veya yetmiş yıl) genişliğindedir”, buyurdu.

Şamlı muhaddislerden Süfyân İbni Uyeyne şöyle dedi:

Allah gökleri ve yeri yarattığı gün, bu kapıyı tövbe için açık olarak yaratmıştır. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır.
Tirmizî, Daavât 98. Ayr ca bk. Tirmizî, Tahâret, 71; Nesâî, Tahâret 97, 113;ı İbni Mâce, Fiten 32