Arama Sonuçları ümmet mağfiret

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/45170-ummet-magfiret

NoHadis MetniKaynak
7987 Ümmetimde masiyetler zuhur ettiğinde, Allah Teala kendi indinden onlara umumi bir azab verir. Denildi ki: "O gün insanların içinde salih kişiler yok mudur?" Buyurdu ki: "Evet vardır. Ancak insanlara isabet eden şey onlara da isabet eder. Fakat daha sonra onlar Allah'ın mağfiret ve rızasına nail olurlar."Ramuz el e-hadis, 54. sayfa, 6. hadis
8846 Ümmetim, ümmeti merhumedir. mağfiret olunmuştur. Allah Tealâ dünyadaki sıkıntıları onlara kefaret kılmıştır. Kıyamet günü gelince müslümanlardan her bir kimseye yahudi veya nasraniden bir fidye verilir. Ve kendine denir ki: "Bu ateşten senin fidyendir."Ramuz el e-hadis, 117. sayfa, 9. hadis
9214 Ümmetimden deniz gazasına çıkan ilk asker (cenneti ve mağfireti) hak etmiştir. Ümmetimden Kayser'in şehrine (Kostantaniyye) gazaya giden ilk asker ise mağfiret olunmuştur.Ramuz el e-hadis, 159. sayfa, 9. hadis
11706 Bir göz yaşarırsa, Allah o gözü taşıyan bedeni ateşe haram kılar. Yanağına bir damla akarsa, o yüze karalık ve horluk arız olmaz. Eğer ağlayan kimse acıdığı ümmetlerden bir ümmet için ağlarsa, o ümmet mağfiret olur. Göz yaşına değer yoktur ve onunla ateşten denizler söndürülür.Ramuz el e-hadis, 371. sayfa, 8. hadis
13175 Ümmetimden bir kısmı ikindiden evvel dört rek'at namaz kılmaya devam eder, o derecede ki, Allah onlara mutlaka mağfiret eder.Ramuz el e-hadis, 487. sayfa, 10. hadis
14332

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

“Allah’ın yardımı erişip fetih gerçekleşince...” âyeti indikten sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kıldığı her namazda mutlaka “Rabbimiz, seni tenzih ederim, seni hamd ile anarım. Allahım! Beni bağışla ...” derdi. Buhârî, Ezân 123, 139; Megâzî 5, Tefsîru sûre (110), 1; Müslim, Salât 219, 220

Buhârî’nin Sahîh’i (Ezân 139, Tefsîru sûre (110), 2) ile Müslim’in Sahîh’inde (Salât 217) Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edilen bir başka hadis de şöyledir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdelerinde:

“Allahım! Seni tenzîh ederim. Rabbimiz! Sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla!” duasını pek sık tekrarlardı. Bu sözüyle o, Kur’an’a imtisal (ve âyeti fiilen tefsir) ederdi.

Müslim’in rivayetinde de (Salât 218) şöyle denilmektedir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefatından önce, “Seni hamdinle tesbih ve tenzih eder, bağışını diler, tövbe ederim” duasını sık sık tekrar ederdi.

Hz. Âişe diyor ki:

Ey Allah’ın Resûlü! Yeni yeni söylediğinizi duyduğum bu cümleler nedir?diye sordum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Ümmetimle ilgili olarak benim için bir işaret tayin edilmiştir. Onu gördüğüm zaman bu kelimeleri söylerim. Bu işaret, Nasr sûresi’dir” buyurdu.

Yine Müslim’in bir başka rivayetinde (Salât 220), bu husus şöyle yer almaktadır:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Ben Allah’ı ulûhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim” sözlerini sık sık söyler olmuştu.” Hz. Âişe diyor ki:

“Sübhânallah ve bi hamdihî, estağfirullah ve etûbü ileyh” sözlerini görüyorum ki, pek sık söylüyorsun?” dedim.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Rabbim bana ümmetim içinde bir alâmet göreceğimi bildirdi. Onu gördüğümden bu yana “sübhânellah ve bi hamdihî estağfirullah ve etûbu ileyh” sözünü çok söylerim. Ben o alâmeti, Mekke’nin fethine işaret eden “Allah’ın yardımı ulaşıp Fetih gerçekleşince ve insanların grup grup Allah’ın dinine girdiklerini gördüğünde Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü Allah tövbeleri çok çok kabul edendir” (meâlindeki Nasr) sûresi’nde gördüm,” buyurdu.

Müslim, Salat 220