Arama Sonuçları kul cariye

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/2608-kul-cariye

NoHadis MetniKaynak
8641 Güneş ve ay, Allah'ın burhanlarından iki burhanıdır. Ve bir kimsenin doğup ölmesiyle tutulmaz. Bu hali gördüğünüzde tekbir getirin, namaz kılın, dua edin, sadaka verin. Ey Ümmeti Muhammed (s.a.s.) Allah'a yemin ederim ki, kulunun ve cariyesinin zina etmesinde Allah'dan gayretli kimse olmadı. Ey Ümmeti Muhammed (s.a.s.) Allah'a yemin ederim ki, siz benim bildiğimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız. Yarabbi tebliğ ettim mi?Ramuz el e-hadis, 101. sayfa, 3. hadis
9412 Hangi kul ve kadın ki, vâkıf olmadığı halde, cariyesine zâniye derse, o cariye, onlardan hakkını kıyamet gününde alır. Çünkü dünyada almak hakkı yoktur.Ramuz el e-hadis, 182. sayfa, 3. hadis
10501 Şu üç şey kul için, öldükten sonra da câri kalır: Sadaka-i cariye, faydalı ilim, kendisinden sonra Allah'ı zikreden nesil.Ramuz el e-hadis, 264. sayfa, 6. hadis
11858 Hiç bir kul ve cariye yoktur ki, derin uykuya daldığında ruhu Arşa doğru çıkarılmasın. Arşa varıpta uyananın rüyası sadık ve arşa varmadan uyanan ki ise kazib olur.Ramuz el e-hadis, 384. sayfa, 8. hadis
11864 Erkek veya kadın bir kul yoktur ki, günde yetmiş kere istiğfar etsin de, Allah onun yedi yüz günahını affetmesin. Ocağı batmıştır o kul ve cariyenin ki, her gün ve gecede yedi yüzden fazla günah yapıyor.Ramuz el e-hadis, 385. sayfa, 3. hadis
13203 Sizden biri sakın "Benim kulum, benim cariyem" demesin. Hepiniz Allah'ın kullarısınız. Sizin kadınlarınızın hepsi de Allah'ın cariyeleridir. Lakin "kölem, cariyem, gencim ve genç kızım" desin.Ramuz el e-hadis, 490. sayfa, 2. hadis
13204 Sizden biri "Benim kulum, benim cariyem" demesin, köle de "Rabbım hanım Rabbım" demesin, Malik "yiğidim, genç kızım", köle de "efendim, hanım efendim" desin. Zira siz memluklarsınız. Rab ise Allah azze ve Celledir.Ramuz el e-hadis, 490. sayfa, 3. hadis
14278

Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yoldan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:

Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam: Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam: Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir” buyurdu.

Adam tekrar:

Doğru söyledin, diye tasdik etti ve: Peki ihsan nedir, onu da anlat, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu.

Adam yine:

Doğru söyledin dedi, sonra da: Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir” cevabını verdi.

Adam:

O halde alâmetlerini söyle, dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Annelerin, kendilerine câriye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır ” buyurdu.

Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben: Allah ve Resûlü bilir, dedim.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu.
Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6; İbni Mâce, Mukaddime, 9