Arama Sonuçları ayeti okudu

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/23499-ayeti-okudu

NoHadis MetniKaynak
7588 Allah teala bir insanı yaratmak dilediğinde, erkek hanımına yakın olur. Ve onun suyu kadının her damar ve sinirinde cereyan eder. Yedinci gün olunca Allah o cenini birleştirir. Sonra onu hazırlayıp insan biçiminde terkib eder. Dedi ve şu mealdeki ayeti okudu: "Rabbın seni dilediği şekilde terkib etti".Ramuz el e-hadis, 27. sayfa, 8. hadis
8806 Ehli Cennetin derecesi en aşağı olanının bahçelerine, kürsülerine, zevcelerine bakışı bin sene sürer. En efdali ise günde iki kere, sabah, akşam Allah (z.c.hz.)'ni temaşa eder buyurup şu ayeti okudular: "Vücûhün yevme izin nâdiretün ilâ Rabbihâ nâzıra."Ramuz el e-hadis, 113. sayfa, 10. hadis
8897 Cennetin dereceleri Kur'an'ın ayetleri adedi derecesindedir. Cennete giren kimseler içinde Kâri-il Kur'an'dan üstün kimse olamaz. (Cennette kendisine oku ve yüksel denir. Her ayet okuyuşunda bir derece yükselir. Son ayeti okuduğunda son mertebeye yükselir.)Ramuz el e-hadis, 123. sayfa, 11. hadis
9013 Siz Rabbinizi izdiham olmadan göreceksiniz. Tıpkı şu ayı gördüğünüz gibi. (Buna nail olmak için) gücünüz yeterse, sabah ve ikindi namazlarını kaçırmayın. (Seherde de zikredin) buyurdu ve sonra "Fesebbih bihamdi rabbike kable tulû'iş Şemsi ve kablel ğurûbi"(Taha:20/130) ayetini okudu.Ramuz el e-hadis, 135. sayfa, 7. hadis
11682 Kafir veya müslüman bir adam bir iyilik yaparsa Allah Teala ona sevap verir. Denildi ki: "Kafire sevap nasıl olur?" Buyurdu ki: "Eğer o sıla-i rahim yapsa veya bir sadaka tasadduk etse veya bir hasene yapsa, Allah ona mal, çocuk, sıhhat ve bunun benzerlerini verir. Denildi ki: "Ahirette karşılığı nedir?" Buyurdu ki: "Azabı hafif olur. Ve şu mealdeki ayeti okudu: "Firavun ailesini azabların en şiddetlisine sokun."Ramuz el e-hadis, 369. sayfa, 15. hadis
11872 Hiç bir kul yoktur ki, yüzünde dünya umurunu görür iki gözü, kalbinde de ahiret umurunu görür iki gözü olmasın. Allah (z.c.hz.) bir kula hayır murad ettiğinde, onun kalbindeki iki gözünü açar da onlarla kul gayb da vaad edileni görür ve gayb ile gayba iman eder. Birisi hakkında da bunun dışında murad ederse (hayır murad etmezse) onu kendi haline bırakır. Daha sonhra Resulallah şu ayeti okudu " Em alâ kulûbin akfâlihâ." (Kalblerinde kilitler mi var?)Ramuz el e-hadis, 385. sayfa, 11. hadis
12197 Bir kimseye Allah nimet verir ve o kimse onun devamını isterse çok "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah" desin. Sonra "Bostanına girdiğin zaman: Maşaallah lâ kuvvete illâ billah demeli değil miydin?" mealindeki ayeti okudu.Ramuz el e-hadis, 410. sayfa, 9. hadis
13265 Ey insanlar, Allah'tan korkusunu kendinize re'sul mal edinirseniz rızık size sermayesiz v e ticaretsiz gelir. Sonra şu mealdeki ayeti okudu; "Kim Allah'dan korkarsa Allah ona (helal ve taata) bir çıkış yaratır ve ummadığı yerden de onu rızıklandırır."Ramuz el e-hadis, 495. sayfa, 7. hadis
13806 Kur'an okuduklarında: "Allah ölüleri diriltmeye kadir değil midir?" ayetine geldiklerinde "Evet, kadirdir" derlerdi. "Allah her şeyin en Hakimi değil mi?" ayetini okuyunca da "Evet en Hakimidir" derlerdi.Ramuz el e-hadis, 539. sayfa, 3. hadis
14320

Ebû Abdullah Huzeyfe İbnü’l-Yemân radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

“Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Bakara sûresini okumaya başladı. Ben içimden herhalde yüz âyet okuyunca rükû eder, dedim. O yüz âyetten sonra da okumaya devam etti. Ben yine içimden bu sûre ile namazı bitirecek, dedim. O yine devam etti. Bu sûreyi bitirip rükû eder dedim, etmedi. Nisâ sûresi’ne başladı; onu da okudu. Sonra Âl-i İmrân sûresi’ne başladı; onu da okudu. Ağır ağır okuyor, tesbih âyetleri gelince tesbih ediyor, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor, istiâze âyeti geçince Allah’a sığınıyordu. Sonra rükûa gitti. “Sübhâne rabbiye’l-azîm (büyük rabbimi tenzîh ederim)” demeye başladı. Rükûu da aşağı-yukarı ayakta durduğu kadar uzun oldu. Sonra “semiallâhu limen hamideh, rabbenâ leke’l-hamd (Allah, kendisine hamd edeni duyar, hamd yalnız sanadır ey rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûuna yakın uzunca bir süre ayakta durdu. Sonra secdeye vardı ve “sübhâne rabbiye’l-a’lâ (yüce rabbimi tenzih ederim)” dedi. Secdesini de aşağı-yukarı kıyâmı kadar uzattı.”

Müslim, Müsâfirîn 203