No | Hadis Metni | Kaynak |
7347 | Cibril (a.s.) Bana geldi ve buyurdu ki: "Ya Muhammed (s.a.s.) Rabbin Sana selam ediyor ve şöyle buyuruyor: "Kullarımdan öyle kimse vardır ki, onun imanı ancak zenginlikle salah bulur. Eğer onu fakir kılsa idim o küfranı nimet ederdi. Ve yine kullarımdan öyle kimse vardır ki, onun imanı ancak fakirlikle salah bulur. Eğer onu zengin kılsa idim o küfrederdi. Kullarımdan öylesi de vardır ki onun imanı ancak sıhhatta olması ile tamam olur. Eğer ona hastalık versem, o küfrederdi. (Diğer bir nüshada şu ilave vardır) Kullarımdan öyle kimse de vardır ki, onun imanı ancak kendisinin hastalık içinde bulunması ile tamam olur. Eğer onu sıhhatte kılsam, o küfranı nimet ederdi" | Ramuz el e-hadis, 11. sayfa, 1. hadis |
7586 | Aziz ve Celil olan Allah, nutfeden bir insan yaratmak murad ettiğinde, Rahimler meleği şöyle sual arzeder: "Ya Rabbi bu Said midir? Şaki midir? Erkek midir? Dişi midir? Ey Rabbim kırmızı mı, yoksa siyah mıdır? Allah Teala da emrini bildirir. Sonra o insanın iki gözü arasına ( alnına) karşılaşacağı iyilik ve kötülük, hatta göreceği meşakkate kadar hepsi yazılır. | Ramuz el e-hadis, 27. sayfa, 6. hadis |
7669 | Kıyamet yaklaştığında; taylasan giyilmesi çoğalır, ticaret artar, mal çoğalır, mal sahibine malı için tazim edilir, fuhuş yayılır, çocuklar amir durumuna gelir, kadınların sayısı artar, Sultan zulüm eder, eksik ölçü ve tartı yapılır, bir adamın köpek yavrusunu yetiştirmesi, kendi çocuğunu yetiştirmekten kendisine daha cazip gelir, büyüğe hürmet, küçüğe de merhamet edilmez ve gayri meşru çocuklar çoğalır, hatta yol ortasında adam kadınla yakınlaşır. İnsanlar, kalbleri kurt olduğu halde koyun postuna bürünürler, o zaman da insanların en iyi görüneni "müdahim" (kötülükleri gördüğü halde karışmayıp, kendi işine bakan) olanıdır. | Ramuz el e-hadis, 33. sayfa, 7. hadis |
7698 | Yemek yediğinde veya bir şey içtiğinde şöyle de: Bismillâhi ve billâhillezî lâ yedurru ma'asmihî şey'ün fil ardı ve lâ fissemâi yâ Hayyu ya Kayyûm." Böyle söylersen o yiyecek veya içecekten sana bir hastalık gelmez. Hatta içinde zehir bile olsa. | Ramuz el e-hadis, 35. sayfa, 8. hadis |
7725 | Yatağına geldiğinde şöyle de: "Eûzü bi kelimâtillâhit tâmmâti min ğadabihî ve 'ikâbihî ve min şerri 'ibâdihi ve min hemezâtişşeyâtîn. Ve eûzü bike Rabbi en yahdurûn." Eğer böyle dersen sana bir şey zarar vermez. Ve hatta onlar sana yaklaşamazlar bile. | Ramuz el e-hadis, 37. sayfa, 6. hadis |
8185 | Her taş ve ağacın yanında Allah'ı zikret. (Hatta münafıklar senin için "mürâî" deseler de.) | Ramuz el e-hadis, 67. sayfa, 1. hadis |
8240 | Sıcağın şiddeti üzerine hacamatla istiâne ediniz. Zira kan yoğunlaşır da adamı hasta eder, hatta öldürür. | Ramuz el e-hadis, 71. sayfa, 6. hadis |
8453 | Allah (z.c.hz.) Benim yüzümü Şam'a, arkamı Yemen'e verdi ve Bana dedi ki: "Ya Muhammed (s.a.s.), önündekini Sana ganimet, arkandakini meded ettim." İslâm artmaya devam eder, Şirk ve ehli azalmakta devam eder. Ve hatta iki kadın korkmadan Havrâ'ya kadar gider. Ve nefsim yed-i kuretinde Olana yemin ederim ki, din gökteki yıldız gibi şereflenmedikçe dünya yıkılmaz. | Ramuz el e-hadis, 86. sayfa, 2. hadis |
8519 | Allah (z.c.hz.) ve melekleri ve hatta denizde balıklar ve yuvasındaki karınca bile, insanlara hayır talim edenlere salât ederler. | Ramuz el e-hadis, 91. sayfa, 5. hadis |
8543 | Allah (z.c.hz.) faslı (ayırd edici olmayı) sever. İş, söz ve hatta namazda bile. | Ramuz el e-hadis, 93. sayfa, 2. hadis |