Arama Sonuçları ona denir

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/56298-ona-denir

NoHadis MetniKaynak
7538 Kişi bir kavme geldiğinde kendisine "Merhaba" (yerin geniş olsun) denirse, kıyamet günü Rabbına kavuştuğu günde kendisine "Merhaba" denir. Kişi gene bir kavme geldiğinde ona "Kahtan" (şiddet darlık sana olsun) denirse, kıyamet gününde ona "Kahtan" denir.Ramuz el e-hadis, 24. sayfa, 2. hadis
8082 Kıyamet günü olduğunda, kafire ameli bildirilir. Lakin o inkar edip mücadeleye girişir. ona denilir ki: "İşte şunlar senin komşularındır. Aleyhinde şahidlik ediyorlar." O der ki: "Yalan söylüyorlar". O zaman denir ki: "Ailen ve kavmin de böyle söylüyor." O der ki: "Onlar da yalan söylüyorlar." Kendisine: "Peki öyleyse yemin et." denilir. O da yemin eder. Sonra Allah, o kafirleri susturur. O zaman kafirlerin kendi dilleri kendisi aleyhinde şahidlik eder. Bunun üzerine Allah onları cehenneme atar.Ramuz el e-hadis, 60. sayfa, 6. hadis
8119 Sizden biri öldüğünde, o kimsenin yeri, sabah akşam kendisine gösterilir. Eğer o kimse Cennet ehlinden ise o ehli Cennettendir. Şayet o Cehennem ehlinden ise, o ehli Cehennemdendir. Ve ona denir ki: "Bu senin yerindir ve Allah seni kıyamet gününde dirilttiğinde oraya erişeceksin."Ramuz el e-hadis, 62. sayfa, 13. hadis
9317 İnsanları acizlik içinde bırakmaktan sakının, Sizden birisi Emir veya Amil olur da kendisine dul kadın, yetim veya fakir bir kimse işi için gelir. ona "Sen otur, işine bakılacaktır" denir. Böylece onlar acizlik içinde terkedilirler. İhtiyaçları görülmez ve onlar için bir emir de verilmez. Onlar da dağılıp giderler. Halbuki, zengin eşraftan biri gelince, Emir onu yanına oturtur. Sonra da "İşiniz nedir" der. Adam da "İşim şöyle şöyledir" der. Bunun üzerine Emir "Bunun ihtiyacını yerine getirin ve acelede edin" der.Ramuz el e-hadis, 173. sayfa, 6. hadis
12151 Bir kimse Cuma günü gusl ederse, Allah onu günahlarından çıkarır ve ona denir ki: "Ameline yeniden başla."Ramuz el e-hadis, 407. sayfa, 6. hadis
12508 Bir kimse evinden çıktığında: "Bismillahi tevekkeltü alellahi lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah" derse, ona: "Sen tekeffül olundun ve korundun" denir ve şeytan ondan uzaklaşır.Ramuz el e-hadis, 433. sayfa, 2. hadis
13886 Efendimiz (s.a.v)'in bir kılıcı vardı. Kabzası ve kınının ucu gümüş işlemeli idi. Ayrıca gümüşten halkaları vardı, ismine "Zülfikar" denilirdi. Ok ve yayı vardı, ismine "Zessedat" denirdi. Ok mahfazası vardı, ismine "Zelcuma" denirdi. Bakır işlemeli bir zırhı vardı, ona "Zatül fudul" denirdi. Kargısı vardı, "Enneb'âü" denirdi. Kalkanı vardı, "Zagan" denirdi. Al bir atı vardı, adına "Mürtecis" denirdi. Yağız bir atı vardı, ona "Sekıb" denirdi. Bir eğeri vardı, ona "raac" adı verilirdi. Boz bir katırı vardı, ona "Düldül" denirdi. Bir devesi vardı, "Kusva" denilirdi. Bir merkebi vardı, ona "Yafur" denirdi. bir yaygısı vardı, "kez" denilirdi. Bir harbisi vardı ona "Nemr" denirdi. Bir ibriği vardı, ona "Sadr" adı verilirdi. Bir aynası vardı, ona "Midelle" adı verilirdi. Bir makası vardı, ona "Câmi' " denilirdi. Beyaz bir çubuğu vardı, ona da "Memşûk" denilirdi.Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 10. hadis