Arama Sonuçları bir şartı

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/48247-bir-sarti

NoHadis MetniKaynak
7326 Şu dört hususu tarafımdan onlara tebliğ ediniz: bir satışta iki şartın koşulması, satış ve ödünç akdinin birleştirilmesi, malik olunmayan bir şeyin satılması, tazminle mükellef olunmayan bir şeyin satılması, tazminle mükellef olunmayan (henüz teslim olunmamış) bir şeyin kazancının alınması, sahih olmaz.Ramuz el e-hadis, 8. sayfa, 12. hadis
7657 Adam bir köleyi azad ederse, köleye aid mal da o köleye tabi olur. Ancak azad edenin bir şartı varsa o müstesna.Ramuz el e-hadis, 32. sayfa, 10. hadis
7683 Namaza kamet alındığında farzdan başka namaz yoktur. Denildi ki: "Ya Resulullah, sabahın iki rek'at (sünneti) de mi yoktur?" Evet sabahın iki rek'atı de yoktur, buyurdu. (Başka bir rivayette sabahın sünneti hariç buyurulmuştur. Yalnız cemaati kaçırmamak şartı ile kılınır.)Ramuz el e-hadis, 34. sayfa, 8. hadis
8407 İnsanlara ne oluyor ki, Allah'ın kitabında olmayan şartları koşarlar. Cenab-ı Hakk'ın kitabında olmayan şart, yüz de olsa batıldır. Allah'ın hükmü uyulmaya daha lâyık, şartı ise daha sağlamdır. Hak, Azad edenindir.(Berîde isminde bir cariye on taksitle azad olmak için on okiye gümüşle Hz. Aişe (r.anha)'ya gelmiş, oda sahibin kabul ederse benim azadlım ol, ben parasını vereyim, demiş. Durum, Peygamber (s.a.s.)'e aksettiğinde yukarıki hadisi şerifi buyurmuşlardır.)Ramuz el e-hadis, 82. sayfa, 11. hadis
9559 Beyt-i Mamur semadadır. Ve ona "Surah" ismi verilir. Bu, beyt-i Haram misillidir. Ve onun hizasına gelir. Düşecek olsa, onun üstüne düşerdi. Her gün yetmiş bin melek onu ziyarete gelir, her gelen melek bir defa gelmek şartıyla. Onun semadaki kıymeti, Beytullah'ın kıymeti gibidir.Ramuz el e-hadis, 196. sayfa, 3. hadis
11315 Beni İsrail'den "Kıfl" isimli biri vardı. Günahtan pek sakınmaz ve onu işlerdi. Ona bir kadın geldi (paraya ihtiyacı vardı.) Onunla münasebette bulunmak şartı ile kadına altmış altın verdi. Kadınla bir mevkiye geldiler. O zaman kadının kemikleri titredi ve ağladı. Adam dedi ki: "Neden ağlıyorsun? Seni zorladım mı?" Kadın dedi ki: "Hayır, fakat ben bu işi şimdiye kadar asla yapmamıştım. Buna beni ihtiyacım sürükledi." Adam dedi ki: "Madem ki sen yapmadığını yapmak durumundasın öyleyse git, para da senindir. "Adam ayrıca yemin ederek: "Vallahi bundan sonra ben de bu işi bir daha yapmam" dedi ve o gece de öldü. Sabahleyin kapısına şöyle yazılmış olduğu görüldü: "Allah muhakkak Kıfl'e mağfiret etti." (Asi, fakat iffeti takdir eden ve merhametli bir kimse imiş ve tevbesi nasib ve kabul olmuş.)Ramuz el e-hadis, 338. sayfa, 1. hadis
12572 bir kimse dört halden kaçınmak şartıyla "İhlas" suresini yüz kere okursa Allah onun elli senelik hatasını affeder. Cana, mala, ırza dokunmaz ve içkiden korunursa.Ramuz el e-hadis, 438. sayfa, 10. hadis
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (bir başka rivayete göre: bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100
14309

Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Uhud Savaşı’nda eline bir kılıç alıp:

“Bunu benden kim almak ister?” diye sordu.

Mücahidlerin her biri ellerini uzatıp:

“Ben, ben” diye cevap verdiler.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bu defa:

“Hakkını vermek şartıyla onu kim alır?” buyurdu.

Bunun üzerine hemen herkes duraladı; fakat Ebû Dücâne radıyallahu anh:

Hakkını vermek şartıyla ben alıyorum! dedi, aldı ve onunla müşriklerin kellelerini ikiye ayırdı.
Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 128