Arama Sonuçları abdest alan

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/24819-abdest-alan

NoHadis MetniKaynak
7899 Sizden biri namazda iken burnu kanarsa veya ağız dolusu veya daha az miktarda bir kusmuk çıkarırsa, onu yıkasın; yahud da mezi gördüğünde namazı bıraksın, gidip abdest alsın, sonra dönsün ve namazının kalanını tamamlasın. Lakin namazı tamamlayıncaya kadar arada konuşmasın.Ramuz el e-hadis, 48. sayfa, 6. hadis
10659 Beş şey oruç ve abdestte hayır bırakmaz: Yalan, gıybet, söz taşıma, şehvet nazarı ile harama bakmak, yalan yere yemin etmek.Ramuz el e-hadis, 279. sayfa, 7. hadis
12258 Gusulden sonra abdest alan kimse bizden değildir.Ramuz el e-hadis, 415. sayfa, 1. hadis
12614 Bir kimse kumar oynar da kalkar namaz kılarsa, onun meseli irin ve domuz kanı ile abdest alan gibidir. Allah, onun namazı "kabul olsun" der mi?Ramuz el e-hadis, 442. sayfa, 2. hadis
14089 Kabı, kedinin su içmesi için eğdiği, ve kedi su içtikten sonra kalan su ile abdest aldığı vaki idi.Ramuz el e-hadis, 556. sayfa, 1. hadis
14298

Ebû Ümâre Berâ İbni Âzib radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey falân! Yatağına yattığında şöyle dua et:

Allah’ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım, işimde sana güvendim. (Rızânı) isteyerek, (azâbından) korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Sana karşı yine senden başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım.

Eğer bu duayı yapıp yattığın gece ölürsen, iman üzere ölürsün, ölmez de sabaha çıkarsan hayra kavuşursun.”

Buhârî ve Müslim’in Sahîh’lerinde (gösterilen yerlerde) yine Berâ İbni Âzib’den rivayet edildiğine göre Berâ, “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu” demiştir:

“Yatağına yatacağın zaman, namaz kılmak için abdest alıyor gibi abdest al, sonra sağ tarafına yat ve -yukarıdaki duayı aynen zikrederek- böyle dua et!” Sonra da şunu ilâve etti: “En son sözün bu dua olsun!”
Buhârî, Vudû 75, Daavât 6; Müslim, Zikr 56-58. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 98.