Arama Sonuçları ona borç

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/39827-ona-borc

NoHadis MetniKaynak
7726 Misafir (yemek, içmekten) mahrum olarak gecelemiş ise, ona yardım etmek, (hane sahibinin ve kendilerinin) hayvânî veya zirâî gıdalarından o misafire ikram etmeleri müslümanlar üzerine borçtur. (Sonradan bu mecburiyet kaldırıldı.)Ramuz el e-hadis, 37. sayfa, 7. hadis
9280 Seni hoşnud etmiyeyim mi ey Ali? Sen Benim kardeşim ve vezirimsin. Borcumu öder, verdiğim sözü yerine getirir, zimmetimi ibra edersin. Her kim, Ben hayatta iken, seni severse; o, üzerine düşeni yapmış oldu. Her kim Benden sonar senin hayatında seni severse, Allah o kimseyi emniyet ve imanla sona erdirsin. Her kim Benden sonra ve seni görmeden seni severse, Allah, o kimseyi de emniyet ve imanla sona erdirsin. Ve onu korku gününde emin kılsın. Kim ki Ya Ali, sana buğz ederek ölürse, o cahiliyet ölümü üzere ölmüş olur. Ve Allah onu İslamdaki amelle hesaba tabi tutar. (ona mağfiret etmez, hesaba çeker.)Ramuz el e-hadis, 168. sayfa, 3. hadis
10087 Medine Benim hicret ettiğim yerdir. Arzda yatacağım yerdir. Ümmetim üzerine komşularıma (ensara) yardım borçtur. Kebairden sakındıkları müddetçe. Kim bunu yapmazsa Allah ona Cehennem ehlinin irinlerinden akan sudan içirir ve onu perişan eder.Ramuz el e-hadis, 233. sayfa, 13. hadis
12471 Bir kimse iki kızı veya iki kız kardeşi veya iki teyzeyi veya iki halayı veya iki ninenin idaresini deruhde ederse, o Cennette Benimle şöyledir. Eğer üç olurlarsa geniş geniş. Eğer dört veya beş olursa, ey Allah'ın kulları ona yetişin, ona borç verin, onunla ortaklık yapın.Ramuz el e-hadis, 430. sayfa, 6. hadis
14447

Habbâb ibn Eret (R) şöyle demiştir: Ben Câhiliyet dev­rinde bir kılıç yapıcı kimse idim. Benim Âs ibn Vâil üzerinde bir ala­cağım vardı. Bir gün alacağımı tahsil etmek üzere ona geldim. O bana:

— Sen Muhammed'e küfretmedikçe sana borcumu vermem, dedi. Ben de:

— Allah senin canını alıp sonra sen diriltilmedikçe ben Muham­med'e küfretmem, dedim.

Bu defa o:

— Öyle ise ben ölünceye, sonra diriltilinceye, (âhiretle) bana mal ve oğul, kız verilinceye kadar sen beni bırak da, sana borcumu orada vereyim, dedi.

Bunu müteâkib şu âyetler indi: "(Şu) âyetlerimizi inkâr eden ve 'Bana elbette mal ve evlâd verilecektir diyen adamı gördün mü? O gayba mı vâkıf, yoksa Rahman olan Allah nezdinde bir ahid mi edin­miş? - Hayır, Öyle değil. Biz onun söyleyegeldiği sözü yazar, azabını da uzattıkça uzatırız. Onun söyler olduğuna biz mîrâsçı olacağız ve o bize tek başına gelecektir" (Meryem: 77-80)

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 43
14433

Huzeyfe (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) şöyle bu­yurdu: "Sizden evvelki milletlerden müsamahalı bir kişinin ruhunu melekler karşıladılar ve:

— (Dünyâda iken) hayır nev'inden birşey işledin mi? diye sor­dular.

Bu kişi:

—  Ben hizmetçilerime: (borçlu olan) fakire mühlet veriniz ve müsamaha ediniz, diye emreder idim, dedim.

Bunun üzerine melekler de ona müsamaha eylediler" buyurdu

Ve Ebû Mâlik, Rıb'î'den rivayetinde: "Ben zengine karşı kolay­laştırır, fakire de mühlet verirdim' tarzında söylemiştir

Bu hadîsi Abdulmelik'ten; o da Rıb'î'den rivayet etmekte Ebû Mâlik'e Şu'be ibnu'l-Haccâc mutâbaat etmiştir

Ve Ebû Avâne, Abdulmelik'ten; o da Rıb'î'den rivayetinde: "Ben (borçlu olan) zengine mühlet verir, fakirden de vazgeçerdim" şeklin­de söyledi

Ve Nuaym ibnu Ebî Hind, Rıb'î'den rivayetinde: "Ben zengin­den kabul eder, fakirden de müsamaha ederdim" şeklinde söylemiş­tir

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 29