Arama Sonuçları birbirini üç

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/507-birbirini-uc

NoHadis MetniKaynak
7279 Size şu üç şeyi emrediyor ve üç şeyi men ediyorum: Size, Allah'a kulluk etmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak etmemenizi, toplu olarak Allah'ın ipine (dinine ve kitabına tutunup birbirinizden ayrılmamanızı ve Allah'ın size veli kıldığı kimselere itaat edip onları dinlemenizi emrediyorum. Ve sizi dedikodudan, çok sual sormaktan ve malı zayi etmekten de men ediyorum.Ramuz el e-hadis, 5. sayfa, 1. hadis
7734 Allah teala, kıyamet gününde mahlukatı baas buyurduğu zaman, arşın altından bir münadi üç kere şöyle nida eder: "Ey muvahhidler topluluğu! Muhakkak ki Allah sizi afvetti. Siz de birbirinizi affediniz."Ramuz el e-hadis, 37. sayfa, 15. hadis
12898 birbirinize karşı buğz etmeyin, münasebetlerinizi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, çekememezlik yapmayın. Ey Allah'ın kulları Allah (z.c.hz.)nin emrettiği gibi kardeş olun. Bir müslümanın, kardeşini üç günden fazla terk etmesi helal olmaz.Ramuz el e-hadis, 466. sayfa, 5. hadis
12941 İki müslümanın birbirini üç günden fazla terketmesi olmaz. İkisi rast gelir de biri selam verir diğeri de alırsa sevabta müşterek olurlar. Eğer selamı almazsa veren günahtan beridir. Diğeri günahı yüklenir. Eğer birbirini terketmiş vaziyette ölürlerse Cennete bir araya gelemezler.Ramuz el e-hadis, 469. sayfa, 8. hadis
13424 Siz ikiniz kolaylaştırın güçleştirmeyin. Müjdeleyin nefret ettirmeyin. birbirinizle iyi geçinin ihtilafa düşmeyin. (Ebu Musa el Eş'ari ile raviye hitabetti.)Ramuz el e-hadis, 510. sayfa, 5. hadis
14329

Saîd İbni Abdülazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs elHavlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; onun da Allah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

“Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyiniz.

Kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim.

Kullarım! Benim doyurduklarım hariç, hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.

Kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.

Kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışlayayım.

Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.

Kullarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümden en küçük bir şey eksiltmez.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç bir şey eksiltmez.)

Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için saklar, sonra onları size iâde ederim. Artık kim bir hayır bulursa Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayıplamasın.”

Saîd İbni Abdülaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu hadisi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.

Müslim, Birr 55