Arama Sonuçları başka şeyde

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/46938-baska-seyde

NoHadis MetniKaynak
7278 Size dört şeyi emrediyor ve dört şeyden de sizi nehyediyorum: Size, sadece Allah'a iman etmenizi emrediyorum. Allah'a iman nedir bilir misiniz? Allah'tan başka ma'bud olmadığına ve Muhammed (s.a.s.)'in O'nun Peygamberi olduğuna şahid olmaktır. Ayrıca size namaz kılmayı, zekat vermeyi ve Ramazan orucunu tutmayı emrediyorum. Ganimet olarak aldığınızın beşte birini Allah için yerine vermenizi de emrediyorum. Ve sizi kabaktan kap yapmaktan, ağaçtan oyma kaptan, ziftlenmiş kap kullanmaktan ve çömlek kap kullanmaktan (Bütün bu kablar içki için kullanılırdı) men ediyorum. Bu bildirdiklerimi muhafaza ediniz ve onları sizin arkanızda olanlara bildiriniz.Ramuz el e-hadis, 4. sayfa, 10. hadis
8170 Yanını yatağa koyduğunda, "Fatiha ve İlhas" okursan ölümden başka her şeyden emin olursun.Ramuz el e-hadis, 66. sayfa, 1. hadis
8490 Allah (z.c.hz) üç şeyden başkasını eli ile yaratmadı. Diğerleri, "Ol" dedi, hemen oldu. Levhin kalemi, Adem (a.s.), Cenneti Firdevs. Ve bu Cennete buyurdu ki: "Hasis, sende, Bana komşu olamaz. Deyyus (ırzını kıskanmıyan) senin kokunu bile duyamaz." (ki bu Cennetin kokusu beş yüz yıllık mesafeye gider.)Ramuz el e-hadis, 89. sayfa, 7. hadis
9925 Taun, Allah'ın istediğine gönderdiği bir azabtır. Allah, bunu müminlere rahmet olarak kılar. Bir kimse, beldesinde taun vaki olur ve o da onu sabırla ve sabrına karşılık sevab umarak beklerse ve ancak Allah'ın yazmış olduğu şeyden başkasının kendisine isabet etmiyeceğini bilerek karşılarsa, o kimse için bir şehid ecrinin misli vardır.Ramuz el e-hadis, 220. sayfa, 12. hadis
11072 Takvaya bak. Zira o, her hayrı camidir. Cihada bak. Çünkü o, müslümanların ruhbanlığıdır. Allah'ı zikre ve Kitabullahı tilavete devam et. Zira o, arzda senin için nur, semada ise anılıştır. Dilini de hayırdan başka şeyden koru. Zira böylece şeytana galib gelirsin.Ramuz el e-hadis, 317. sayfa, 8. hadis
11612 Arzda üç şeyden başka Cenhnete ait bir şey yoktur: Acve hurması, Hacer-i Esved ve Fırat nehrine bereket olarak her gün Cennetten inen yapraklar.Ramuz el e-hadis, 364. sayfa, 4. hadis
13082 İki şeyden başkasına imrenilmez: Allah kendisine mal vermiş. Onu Hak yolunda harcıyor. İlim vermiş. Hem onunla amel ediyor, hem de öğretiyor.Ramuz el e-hadis, 480. sayfa, 9. hadis
13085 Üç şeyden başka şeyde nefes etmek yoktur: Nazar için, Zehirli hayvanların sokmasına karşı veya durmayan kan için.Ramuz el e-hadis, 480. sayfa, 12. hadis
13844 Aynada yüzlerine nazar ettiklerinde şöyle derlerdi: "Hamd olsun o Allaha ki Benim siretimi ve suretimi güzel yarattı. Benden başkasında çirkinlik veren şeyi Bende güzel kıldı." Sürme çektiklerinde de her bir gözüne iki defa çekerlerdi. Ücüncüyü de hem ona, hem one çekerlerdi. Ayakkabısını giydiğinde sağdan, çıkardığında soldan başlarlardı. Mescide sağ ayağı ile girerlerdi. (Sol ile çıkılır) Alıp vermede her şeyde sağla başlamayı severlerdi.Ramuz el e-hadis, 541. sayfa, 14. hadis
14259

Ebû Abdullah Habbâb İbni Eret radıyallahu anh şöyle dedi:

Hırkasını başının altına yastık yapmış Kâbe’nin gölgesinde dinlenirken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e (müşriklerden gördüğümüz işkencelerden) şikâyette bulunduk ve :

Bize yardım dilemeyecek, Allah’a bizim için dua etmeyecek misiniz? dedik. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi: “Önceki ümmetler içinde bir mü’min tutuklanır, kazılan bir çukura konulurdu. Sonra da bir testere ile başından aşağı ikiye biçilir, eti-kemiği demir tırmıklarla taranırdı. Fakat bütün bu yapılanlar onu dininden döndüremezdi. Yemin ederim ki Allah mutlaka bu dini hâkim kılacaktır. Öylesine ki, yalnız başına bir atlı, Allah’tan ve sürüsüne kurt saldırmasından başka hiç bir şeyden endişe etmeksizin San’a’dan Hadramut’a kadar emniyetle gidecektir. Ne var ki, siz sabırsızlanıyorsunuz.”

Buhârî’nin bir başka rivayetinde ifade, “Peygamber aleyhisselâm hırkasına bürünmüştü. Bizler müşriklerden çok işkence görüyorduk” şeklindedir.

Buhârî, Menâkıb 25. Ayrıca bk. Buhârî, İkrâh 1, Menâkıbu’l-ensâr 29, Ebû Dâvûd, Cihâd 97