Arama Sonuçları küçük abdest

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/6335-kucuk-abdest

NoHadis MetniKaynak
7729 Sizden birisi küçük abdest bozduğunda uzvunu sağ eliyle tutmasın, sağ eliyle taharetlenmesin, bir şey içtiğinde kabın içine nefeslenmesin.Ramuz el e-hadis, 37. sayfa, 10. hadis
7730 Sizden birisi küçük abdest bozduğunda üç defa istibra etsin.Ramuz el e-hadis, 37. sayfa, 11. hadis
7860 Sizden biri büyük veya küçük abdeste çıktığında ön veya arkasını kıbleye dönmesin.Ramuz el e-hadis, 45. sayfa, 19. hadis
13090 Yemek hazırken namaz yok, büyük küçük abdest zorlarken de namaz yoktur.Ramuz el e-hadis, 481. sayfa, 3. hadis
13225 Evde kab içinde idrar bırakılmasın. Zira melaike böyle odaya girmez. Ve yıkandığı yerde de küçük abdest bozulmasın.Ramuz el e-hadis, 491. sayfa, 11. hadis
13581 Sert bir yerde küçük abdest yapmak istediklerinde önce toprağı bir ağaç parçası ile kabalaştırırlardı. Toprak kabartıldıktan sonra küçük abdestini bozarlardı.Ramuz el e-hadis, 523. sayfa, 12. hadis
13662 abdest aldıklarında, küçük parmakları ile ayak parmaklarını hilallerlerdi.Ramuz el e-hadis, 529. sayfa, 5. hadis
14237

Zirr İbni Hubeyş şöyle dedi;

Mestler üzerine nasıl mesh edileceğini sormak üzere Safvân İbni Assâl radıyallahu anh’ın yanına gitmiştim. Bana:

Zirr! Niçin geldin? diye sordu. Ben de: İlim öğrenmek için, deyince şunları söyledi: Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Ben de: Büyük ve küçük abdestten sonra mestler üzerine nasıl mesh edileceğikafamı kurcaladı. Sen de Hz. Peygamber’in ashâbından olduğun için, onun bu konuda bir şey söylediğini duydun mu diye sormaya geldim, dedim. Safvân: Evet, duydum. Resûl-i Ekrem seferde bulunduğumuz zaman mestleri üçgün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi. Onun sevgiye dair bir şey söylediğini duydun mu? diye sordum. Evet, duydum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir sefere çıkmıştık. Biz onun yanındayken bir bedevî kaba sesiyle: Muhammed! diye bağırdı.

Hz. Peygamber de onun sesine yakın bir sesle:

“Gel bakalım”, dedi.

Bedevîye dönerek:

Yazıklar olsun sana! Hz. Peygamber’in huzurunda bulunuyorsun. Kıs sesini! Yüksek sesle bağırmanı Allah yasakladı, dedim.

Bedevî:

Vallahi sesimi kısmam, dedi ve Resûl-i Ekrem’e: Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Bir kimse, kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.” Safvân İbni Assâl sözüne devamla dedi ki: Hz. Peygamber bu konuda uzun uzun konuştu. Hatta bir ara batı taraflarında bulunan bir kapıdan bahsetti. “Kapı yaya yürüyüşüyle kırk yıl veya yetmiş yıl (yahut râvinin hatırladığına göre süvari gidişiyle kırk veya yetmiş yıl) genişliğindedir”, buyurdu.

Şamlı muhaddislerden Süfyân İbni Uyeyne şöyle dedi:

Allah gökleri ve yeri yarattığı gün, bu kapıyı tövbe için açık olarak yaratmıştır. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır.
Tirmizî, Daavât 98. Ayr ca bk. Tirmizî, Tahâret, 71; Nesâî, Tahâret 97, 113;ı İbni Mâce, Fiten 32