Arama Sonuçları yerine kafi

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/12696-yerine-kafi

NoHadis MetniKaynak
8703 kafir, bir iş hususunda Allah'a dua eder, hemen yerine getirilir. Mü'min dua eder, hemen yerine getirilmez. Melâike bundan endişeye düşer. Allah buyurur ki: "Ben kâfire icabet ettim. Şunun için ki, Ben kâfire ve sesine gazab ederim. Benden duasını kessin ve Beni anmasın diye veririm. Mü'mine gelince, ağır davranırım. Benden ve Beni zikretmesinden kesilmesin diye. Çünkü Ben onu ve onun tazarruunu severim."Ramuz el e-hadis, 105. sayfa, 18. hadis
8875 Cebrail (a.s.) Benî Ademin ihtiyaçlarını yerine getirmeye memur edilmiştir. Kâfir dua ettiğinde Allah buyurur: "Bunun isteğini vererek ağzını kapatın. Duasını işitmek istemiyorum."Ramuz el e-hadis, 121. sayfa, 7. hadis
10119 Müslümanlar, biri diğerine karşı tek bir el gibidir. Kanları (kısas ve diyetleri) denktir. Onların en zaifi bile verilen ahdi yerine getirir. (Zimmet değişmez. Birdir) Müslüman, bir kafir karşılığında kısas edilmez. Eman verilmiş bir zımmi kafire karşı öldürülmez.Ramuz el e-hadis, 235. sayfa, 13. hadis
13398 İçki müptelası adam kabrinden çıkar, iki gözü arasında şöyle yazılmış olur: "Allah'ın mağfiretinden mahrumdur." Riba yiyen de kabrinden iki gözü arasında: "Allah yanında hücceti yoktur" diye yazılı olarak kalkar. Muhtekir de kabrinden iki gözü arasında: "Ya kafir ateşten yerine hazırlan" diye yazılmış olarak kalkar.Ramuz el e-hadis, 508. sayfa, 1. hadis
13433 Sizden birinin her mafsalı başına her gün bir sadaka icab eder. Her namaz ona sadakadır. Oruç sadakadır, hac sadakadır, tesbih sadakadır, tekbir sadakadır, tahmid sadakadır. Sizden birinin "duha"nın iki rek'atını kılması bunların yerine kafi gelir.Ramuz el e-hadis, 511. sayfa, 5. hadis
14397

Bize Şu'be tahdîs etti ki, Ebû Cemre Nasr ibnu İmrân ed-Dab'î şöyle demiştir: İbn Abbâs (R) beni kendi serîri üzerine otur­turdu. O bana şöyle derdi: Abdu'1-Kays elçileri (Bahreyn tarafların­dan) Rasûlullah'ın huzuruna geldikleri zaman:

—  "Hey'et kimlerdendir?" diye sordu. Onlar:

—  Biz Rabîa kabîlelerindeniz, dediler. Rasûlullah (S):

—  "Hoş geldiniz! Allah sizi utandırmasın, pişman etmesin!" buyurdu.

Bunun üzerine onlar:

— Yâ Rasûlallah! Seninle bizim aramızda kâfir olan Mudar ka­bileleri vardır. O hâide bize kestirme birşey emret de, o sebeble biz­ler cennete girelim ve onu arkamızda kalanlarımıza haber verelim! dediler.

Bu arada Rasûlullah'a içkileri de sordular. Rasûlullah onları dört şeyden nehyetti ve dört şeyi de emretti: Onlara yalnız Allah'a îmân ile emrettikten sonra:

—  "Yalnız Allah'a îmân etmek ne demektir, bilir misiniz?" di­ye sordu.

Onlar:

— Allah ve Rasûlü en iyi bilendir! dediler. Rasûlullah:

—  "Ortaksız ve yalnız olarak Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah 'in Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek -râvî dedi ki: Zannederim ki, burada rama­zân orucu da vardır-, ganimetlerden beşte birini vermenizdir" buyur­du.

Ve onları dört şeyden: Dubba'dan, hantem'den, muzeffet'ten ve nakîr (denilen kaplara hurma yâhud üzüm şırası koymak)dan neh­yetti. Bazen İbn Abbâs'm "Muzeffet" yerine "Mukayyer" dediği de vardır.

Rasûlullah:

— "Bunları ezberleyin ve bunları gerinizde bıraktığınız kavim ve kabilelerinize tebliğ ediniz!" buyurdu

İbn Abbâs