Arama Sonuçları atar Her

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/24967-atar-Her

NoHadis MetniKaynak
7628 Bir kul (yeni) müslüman olduğu ve islamı da güzel olduğu zaman, Allah o kimsenin evvelce yapmış olduğu Her hasenesini yazar, evvelce yaptığı bütün seyyielerini ise silip atar. Bundan sonra yeni hesap başlar, Her hasenesi on mislinden yedi yüz misline kadar yazılır. Günahı (Seyyiesi) ise misliyle kaydolur. Ancak Allah Teala'nın vazgeçtiği seyyie hariç.Ramuz el e-hadis, 30. sayfa, 6. hadis
7815 Hacı ehlinden ayrılıp da üç gün veya üç gece (yol) gittiğinde, anasının onu doğurduğu gün gibi günahlarından çıkmış olur. Diğer günleri ise derecesinin yükselmesine vesile olur. Kim ki bir ölüyü kefenlerse, Allah o kimseye Cennet elbisesi giydirir. Kim de ölüyü gaslederse günahlarından çıkmış olur. Her kim de kabrinde onun üzerine toprak atarsa attığı toprağın Her zerresi o kimsenin mizanında dağlardan bir dağdan daha ağır olur.Ramuz el e-hadis, 43. sayfa, 3. hadis
9226 Kıyametin ilk alametleri: Deccal, İsa (a.s.)'ın inmesi, Aden toprağından bir ateşin çıkıp halkı mahşere (Şam'a) sürmesi, öyle ki onlar kaylule (öğle uykusu) yaptığı zaman o ateş bekler. (Onlar yürüyünce o da yürür). Ve bir de Duhan, Dabbe ve Ye'cüc ve Me'cücün zuhurudur. Denildi ki : "Ya Resulallah, Ye'cüc ve Me'cuc nedir?" Buyurduki: Yec'cüc ve Me'cuc bir takım ümmetlerdik ki, Her biri dörtyüz binliktir. Onlardan Her bir kişi etrafında, kendi sulbünden gelme bin tane göz görmedikçe ölmez. Bunlar Adem evladıdır. Ve dünyanın harab olmasına çalışırlar. Geldiklerinde Fırat ve Dicle'den içerler. Taberiye gölünü kuruturlar. Beyt'i Makdise vardıklarında ise şöyle derler: "Dünya halkını tamamen öldürdük. Şimdi de göktekilerini öldürelim." Ve oklarını göğe doğru atarlar da, o oklar kana bulaşmış alarak geri dönerler. Bunun üzerine: "Semadakileri de öldürdük" derler. O sırada İsa (a.s) ve müslümanlar Turi-Sina dağında bulunurlar. Allah, İsa (a.s)'a şöyle vahyeder: "Kullarımı Turdağı ve Eyle etrafında muhafaza et." Sonra İsa (a.s) ellerini semaya kaldırıp dua eder. Müminler de "amin" derler. Bunun üzerine Allah Ye'cüc ve Me'cücün üzerlerine "hegaf" denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. Bu kurtçuklar onları Şam'dan Şark'a kadar sarar ve böylece Ye'cüc ile Mec'ücün hepsi ölürler. Öyleki, onların cifelerinden arz kokar. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkar. İşte ondan sonra güneşin garbten doğma vakti gelir.Ramuz el e-hadis, 160. sayfa, 9. hadis
9869 Her müşterek şeyde Şüf'a (hissedarın satın alma hakkı) vardır. Tarlada, arazide, evde, bahçede, alacağını veya alamıyacağını bildirinceye kadar hissedara sormadan satmak salih (geçerli) olmaz. Eğer ona sormaktan istinkaf ederek (satarsa) hissedar razı olmadığı takdirde, o malı, o hissedar, satın almıya daha layıktır.Ramuz el e-hadis, 216. sayfa, 2. hadis
9933 Temizlik imanın yarısıdır. "Elhamdülillah" mizanı doldurur. "Subhanellahi velhamdülillahi" yerle gök arasını doldururlar. Namaz nur, sadaka burhan, sabır ışık, Kur'an ise senin lehine veya aleyhine hüccettir. Herkes bir yola gider ve kendini satar. Bu ya azad ediş veya mahvediş olur.Ramuz el e-hadis, 221. sayfa, 2. hadis
12831 Güneşe dokuz melek memur edilmiştir. Her gün ona kar atarlar (onu soğuturlar) Böyle olmasaydı güneşin isabet ettiği şey yanardı.Ramuz el e-hadis, 460. sayfa, 6. hadis
13446 Sizden biri başının arkası üstüne uyuduğu zaman şeytan üç düğüm atar. Her düğümü yerine sağlamlaştırmak için de "uzun gece boyunca uyu diyerek" eliyle vurur. Eğer o kimse uyanır da Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Eğer namaz kılarsa bütün düğümleri çözülmüş olarak, o neşeli bir şekilde ve ferah bir gönülle sabahlar. Yoksa mahzun bir kalbe ve tembel olarak sabaha çıkar.Ramuz el e-hadis, 512. sayfa, 7. hadis
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

“Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu Herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100
14243

Ebû Mâlik Hâris İbni Âsım el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nurdur; sadaka burhandır; sabır ziyâdır. Kur’an senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi onu âzâd kimi de helâk eder.”

Müslim,Tahâret 1. Ayr ca bk.Tirmizî, Daavât 86ı