Arama Sonuçları dizleri üzerine

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/47862-dizleri-uzerine

NoHadis MetniKaynak
7900 Sen yattığın zaman kapını kapa, su kaplarının ağzını bağla, yemek kaplarının üstünü ört, kandilini de söndür. Zira o zaman şeytan kapıyı açamaz, su kabının ağzını çözemez, örtüyü de açamaz. (Kandili söndürmemişsen) fare evi ev sahiplerinin üzerine yakabilir. Sol elinle yeme ve içme, tek ayakkabı ile yürüme, elbiseni, giymeksizin boynuna dolama, ellerini dizlerine bağlayıp evde öfkeli oturma.Ramuz el e-hadis, 48. sayfa, 7. hadis
7904 Sizden biri rükua vardığında ellerini dizleri üzerine koysun. Sonra mafsallarındaki bütün kemikler sükunet buluncaya kadar beklesin. Ve üç defa tesbih getirsin. Esasen insanın bedeninde üçyüz otuz üç kemik ve üçyüz otuz üç damar Allah'ı tesbih ederler. Secdeye vardığında da üç defa tesbih etsin. Zira o kimsenin bedenindeki bütün kemik ve damarlar yine aynı şekilde tesbih eder.Ramuz el e-hadis, 48. sayfa, 11. hadis
7905 Rükua vardığında avuç içlerini, uzuvların sükunete erinceye kadar dizlerinin üzerine koy. Secdeye vardığında da yerin sertliğini duyuncaya kadar alnını yere koy.Ramuz el e-hadis, 48. sayfa, 12. hadis
13847 Fırtına şiddetlendiğinde, rüzgara karşı dururlar ve iki dizleri üzerine kalkıp ellerini uzatarak şöyle dua ederlerdi: "Yarabbi, bu rüzgarın hayrını ve onunla gönderilenin iyiliğini Senden isterim. Onun şerrinden ve onunla gönderilenin zararından Sana sığınırım. Allahım onu bir Rahmet kıl ve azab vesilesi eyleme. Ya Rabbi onu rahatlık vesilesi kıl ve onu faydasız kılma."Ramuz el e-hadis, 542. sayfa, 1. hadis
14329

Saîd İbni Abdülazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs elHavlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; onun da Allah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

“Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyiniz.

Kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim.

Kullarım! Benim doyurduklarım hariç, hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.

Kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.

Kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışlayayım.

Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.

Kullarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümden en küçük bir şey eksiltmez.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç bir şey eksiltmez.)

Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için saklar, sonra onları size iâde ederim. Artık kim bir hayır bulursa Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayıplamasın.”

Saîd İbni Abdülaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu hadisi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.

Müslim, Birr 55