Arama Sonuçları zaman âkil

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/10410-zaman-akil

NoHadis MetniKaynak
7648 Sabaha eriştiğin zaman üç kere şöyle de: "Allahümme ente Rabbî Lâ şerîke leh. Esbahnâ ve esbahal mülkü Lillahi Lâ şerîke leh." Akşama eriştiğinde yine bunun benzerini söyle. Zira bu sözler iki vaktin arasındakilere (hata ve günahlara) kefaret olur.Ramuz el e-hadis, 32. sayfa, 1. hadis
7790 Allah Teala evvelkileri ve sonrakileri kıyamet gününde bir araya getirdiği zaman, ahdini bozup haksızlık yapan her bir kimse için birer sancak nasbeder. Ve: "Bu filan oğlu filanın gadridir" denilir.Ramuz el e-hadis, 41. sayfa, 9. hadis
7791 Kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde, Allah Teala evvelkilerle sonrakileri topladığı zaman, bir münadi şöyle seslenir: "Her kim Allah için yaptığı ameline birisini ortak koşmuşsa sevabına o kimsenin yanında arasın. Muhakkak ki Allah ortaklardan müstağnidir."Ramuz el e-hadis, 41. sayfa, 10. hadis
7795 Bir çocuk hac yaptığı zaman, âkil oluncaya kadar bu onun için bir hac'tır. Büluğa erince başka bir hac yapması üzerine borç olur. Bir A'râbî hac yapınca, bu onun için hac'tır. Hicret ettiğinde (Müslünman olunca) onun üzerine de diğer bir hac farz olur.Ramuz el e-hadis, 41. sayfa, 14. hadis
9226 Kıyametin ilk alametleri: Deccal, İsa (a.s.)'ın inmesi, Aden toprağından bir ateşin çıkıp halkı mahşere (Şam'a) sürmesi, öyle ki onlar kaylule (öğle uykusu) yaptığı zaman o ateş bekler. (Onlar yürüyünce o da yürür). Ve bir de Duhan, Dabbe ve Ye'cüc ve Me'cücün zuhurudur. Denildi ki : "Ya Resulallah, Ye'cüc ve Me'cuc nedir?" Buyurduki: Yec'cüc ve Me'cuc bir takım ümmetlerdik ki, her biri dörtyüz binliktir. Onlardan her bir kişi etrafında, kendi sulbünden gelme bin tane göz görmedikçe ölmez. Bunlar Adem evladıdır. Ve dünyanın harab olmasına çalışırlar. Geldiklerinde Fırat ve Dicle'den içerler. Taberiye gölünü kuruturlar. Beyt'i Makdise vardıklarında ise şöyle derler: "Dünya halkını tamamen öldürdük. Şimdi de göktekilerini öldürelim." Ve oklarını göğe doğru atarlar da, o oklar kana bulaşmış alarak geri dönerler. Bunun üzerine: "Semadakileri de öldürdük" derler. O sırada İsa (a.s) ve müslümanlar Turi-Sina dağında bulunurlar. Allah, İsa (a.s)'a şöyle vahyeder: "Kullarımı Turdağı ve Eyle etrafında muhafaza et." Sonra İsa (a.s) ellerini semaya kaldırıp dua eder. Müminler de "amin" derler. Bunun üzerine Allah Ye'cüc ve Me'cücün üzerlerine "hegaf" denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. Bu kurtçuklar onları Şam'dan Şark'a kadar sarar ve böylece Ye'cüc ile Mec'ücün hepsi ölürler. Öyleki, onların cifelerinden arz kokar. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkar. İşte ondan sonra güneşin garbten doğma vakti gelir.Ramuz el e-hadis, 160. sayfa, 9. hadis
13831 Yürüdüğü zaman vakarlı fakat hızlı giderdi. Yanındakiler ona yetişemezdi.Ramuz el e-hadis, 541. sayfa, 1. hadis
14385

el-Berâ ibn Âzib (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) Me­dine'ye hicret edip geldiğinde onaltı yâhud onyedi ay Kudüs'teki Bey-tu'l-Makdis tarafına doğru namaz kıldırdı. Fakat her zaman kıblesinin Ka'be'ye karşı döndürülmesini arzu eder dururdu (ve bu arzusunu gökyüzüne bakarak Yüce Allah'a karşı izhâr eylerdi). Bunun üzeri­ne Yüce Allah: "Biz, yüzünü çok kere göğe doğru evirip çevirdiğini muhakkak görüyoruz. Şimdi seni her hâlde hoşnûd olacağın bir kıb­leye döndürüyoruz. (Namazda) yüzünü artık Mescidi Haram tarafı­na çevir. Siz de nerede bulunursanız yüzlerinizi o yana döndürünüz..." (ei-Bakara: 144) âyetini indirdi. Bu suretle kıble, Ka'be tarafına yöneltildi.

O gün sâhâbîlerden bir zât ikindi namazım Peygamber'le bera­ber Ka'be'ye doğru kılmıştı. Bu zât sonra (ertesi gün sabah vakti) Medîne'den çıktı ve Küba'da sabah namazı kılmakta olan bir Ensâr cemâatine uğradı. Bunların Kudüs'e doğru namaz kıldıklarım görünce, namâzdakilere: Peygamber'le beraber namaz kıldığını ve Peygamber'in Kabe'ye yöneltildiğini ve kendilerinin ikindi namazında rukû'da iken Ka'be'ye doğru döndüklerini şehâdet suretiyle haber verdi. Kubâ halkı da Şam'a doğru namaz kılarlarken Ka'be tarafına yönediler

el-Berâ ibn Âzib