Arama Sonuçları melekler kendisine

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/9129-melekler-kendisine

NoHadis MetniKaynak
7638 Müslim bir kul hastalandığı zaman, yazıcı meleklere Allah Teala şöyle buyurur: "Onu, hastalığından kurtaracağım zamana kadar, kendisine sıhhatte iken yaptığından daha faziletlisini yazınız.Ramuz el e-hadis, 31. sayfa, 3. hadis
7945 Sizden biri namazında üç veya dört rek'at kıldığı hususunda tereddüte düşerse şüpheyi atsın ve namazını kendisine yakın gelene göre bina etsin; sonra selamdan önce iki secde yapsın (sehiv secdesi). Bu takdirde, şayet beş kılmışsa namazı, melekler vasıtasıyla altıya tamamlanmış addedilir. Şayet dört rek'at kılmışsa, bu iki secde şeytanın vesvesesini bozmaya vesile olur.Ramuz el e-hadis, 51. sayfa, 8. hadis
8012 Bir adam müslüman kardeşine "Sana merhaba" derse, melekler de ona "Sana da merhaba" derler. Eğer kardeşine "Sana merhaba yok" derse, melekler de kendisine "Sana da merhaba yok" derler. Hiç şüphe yok ki, kul, mü'min kardeşinin yüzüne karşı abûs bir çehre takınırsa melekler ona lanet ederler.Ramuz el e-hadis, 56. sayfa, 2. hadis
11190 Allah (z.c.hz.) buyuruyor: "Ben kullarımdan mü'min bir kulumu mübtela ettiğimde, Bana hamd eder, şükreder ve ibtila ettiğim şeye sabrederse, muhakkak ki o yatağından, doğduğu günkü gibi, günahlarından temizlenmiş olarak kalkar." Rab, hafaza meleklerine de şöyle buyurur: "Ben kulumu şununla bağladım ve onu mübtela ettim. Öyle ise siz ona hastalıktan önce ne ecir veriyordu iseniz, gene onu kendisine veriniz."Ramuz el e-hadis, 327. sayfa, 5. hadis
14278

Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yoldan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:

Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam: Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam: Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir” buyurdu.

Adam tekrar:

Doğru söyledin, diye tasdik etti ve: Peki ihsan nedir, onu da anlat, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu.

Adam yine:

Doğru söyledin dedi, sonra da: Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir” cevabını verdi.

Adam:

O halde alâmetlerini söyle, dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Annelerin, kendilerine câriye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır ” buyurdu.

Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben: Allah ve Resûlü bilir, dedim.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu.
Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6; İbni Mâce, Mukaddime, 9