Arama Sonuçları belli bir

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/50450-belli-bir

NoHadis MetniKaynak
7504 Şüpheli durumlarda hadleri kaldırın. Ve kerim insanların zelle (sürçme)lerini muahaze etmeyin. Ancak Allah'ın hududundan belli bir had ise o müstesnadır.Ramuz el e-hadis, 21. sayfa, 11. hadis
7788 Kadın namaza oturduğu zaman, uyluk kemiklerinin birini diğeri üzerine koyarak otursun. Secde ettiğinde de karnını uyluk kemiklerine yapıştırsın ki, bu durum vücudunun belli olmaması bakımından en uygun şekildir. Böyle yaparsa Allah teala ona nazar eder ve buyurur ki: "Ey meleklerim, siz şahid olun, Ben onu bağışladım."Ramuz el e-hadis, 41. sayfa, 7. hadis
8057 Siz kadınlardan biri, kölesini "Mükateb" hale getirirse (Köle, belli bir para karşılığ hür olacak ise) anlaşmadaki miktardan köle üzerinde bakiye kaldığı müddetçe, köle kadına bakabilir. Tam ödediğinde ise artık onunla ancak hicab arkasından konuşabilir.Ramuz el e-hadis, 58. sayfa, 12. hadis
9376 Hangi bir kadın ki, belli başlı bir sebeb olmadan, kocasından boşanmak isterse, ona Cennetin kokusu dahi haram olur.Ramuz el e-hadis, 178. sayfa, 8. hadis
11643 biriniz neş'atı olduğu zaman, nafile namaz kılsın. Tembellik hissettiği veya füturlu olduğunda kılmasın, otursun.Ramuz el e-hadis, 366. sayfa, 10. hadis
11695 bir kul, bir gizli iş yaparsa, Allah (z.c.hz.) ona öyle bir elbise giydirir ki, o iş hayırlı ise o da hayırlı, şerli ise şerlidir. (Yani dışarıya belli eder.)Ramuz el e-hadis, 370. sayfa, 13. hadis
12184 bir kimseye Allah (z.c.hz.) bir nimet verirse "Elhamdülillah"ı çoğaltsın. Kimin kaygısı artarsa "Estağfirullah" desin. Rızkı geciken de "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah" sözünü çoğaltsın. bir kimse misafirken izinsiz oruç tutmasın ve bir kimse misafirken gösterilen yere otursun. Zira ev sahibi evlerin âdetini daha iyi bilir. Allah'ın gadab ettiği bir günah, sahibine kin, hased ve ibadette tenbellik ve rızık hususunda da darlık sebebi olur.Ramuz el e-hadis, 409. sayfa, 9. hadis
12521 bir kimse muhlisen, "Lâ ilahe illallah" derse Cennete girer. Denildi ki: "Halka söyliyeyim mi?" Buyurdu ki, Ben tembelliğe düşmelerinden korkuyorum.Ramuz el e-hadis, 434. sayfa, 5. hadis
14225

Ebû Bekre Nüfey` İbni Hâris es-Sekafî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İki müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de cehennemdedir”.

Bunun üzerine ben:

Yâ Resûlallah! Öldürenin durumu belli, ama ölen niçin cehennemdedir? diye sordum.

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:

“Çünkü o, arkadaşını öldürmek istiyordu” buyurdu.
Buhârî, Îmân 22, Diyât 2, Fiten 10; Müslim, Kasâme 33, Fiten 14, 15. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Fiten 5; Nesâî,Tahrîm 29, Kasâme 7; İbni Mâce, Fiten 11
14247

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in azadlısı, dostu ve dostunun oğlu olan Ebû Zeyd Üsâme İbni Zeyd İbni Hârise radıyallahu anhümâ’dan nakledildiğine göre o şöyle dedi:

Kızı (Zeynep), Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e:

Oğlum ölmek üzeredir, lutfen bize kadar geliniz, diye haber gönderdi.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Alan da veren de Allah’tır. O’nun katında her şeyin belli bir vakti vardır. Sabretsin ve ecrini Allah’tan beklesin”, buyurarak kızına selâm gönderdi.

Bunun üzerine Kızı, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e; - Ne olur, mutlaka gelsin, diye tekrar haber yolladı.

Bu defa Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yanında Sa’d İbni Ubâde, Muâz İbni Cebel, Übeyy İbni Kâ’b, Zeyd İbni Sâbit ve başka bazı sahâbîler olduğu halde kalkıp kızına gitti. Çocuğu Hz. Peygamber’e verdiler, kucağına aldı. Yavrucak pek zor nefes almaktaydı. Resûlullah’ın gözlerinden yaşlar boşandı.

Durumu gören Sa’d İbni Ubâde:

Ey Allah’ın Resûlü, bu ne haldir? dedi. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de: “Bu, Allah’ın, kullarının kalbine koymuş olduğu merhamet duygusudur” buyurdu.

Hadisin bir başka rivâyetinde Hz. Peygamber, “Bu, dilediği kullarının kalbine Allah’ın koyduğu bir rahmettir. Zaten Allah ancak, merhametli kullarına rahmet eder” buyurmuştur.

Buhârî, Cenâiz 33, Müslim, Cenâiz, 9, 11. Ayrıca bk. Buhârî, Eymân 9, Merdâ 9, Tevhîd 25; Ebû Dâvûd, Cenâiz 24, Edeb 58; Nesâî, Cenâiz 22; İbni Mâce, Cenâiz 53