Arama Sonuçları sen ortak

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/46528-sen-ortak

NoHadis MetniKaynak
7791 Kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde, Allah Teala evvelkilerle sonrakileri topladığı zaman, bir münadi şöyle seslenir: "Her kim Allah için yaptığı ameline birisini ortak koşmuşsa sevabına o kimsenin yanında arasın. Muhakkak ki Allah ortaklardan müstağnidir."Ramuz el e-hadis, 41. sayfa, 10. hadis
8103 Siz bir hadis yazdığınızda, onu senedi ile birlikte yazınız. Eğer o hadis doğru ise, ecirde o ravi ile ortak olursunuz. Eğer yanlış ise onun vebali isnad edilen ravinin üzerine olur.Ramuz el e-hadis, 61. sayfa, 14. hadis
8147 Bir meclise uğradığında orada olanlara selâm ver. Onlar bir hayır üzerinde iseler sen de ortak olmuş olursun. Eğer bunun dışında iseler bu selâm senin için ecir olur.Ramuz el e-hadis, 64. sayfa, 10. hadis
8274 Allah'a ibadet et. Ve ona hiç bir şeyi ortak etme. Onu görüyormuşsun gibi amel et. Ve kendini ölülerden say. Ne görürsen sahibini an. Bir kabahat yaparsan yanı sıra da iyilik yap. Kabahati gizli yapmışsan, iyiliği de gizli yap. Peygamberimiz, "insanlara hakim olan şey" diyerek dilini gösterdi ve Cehenneme yüz üstü düşmeye sebeb başka şey var mı buyurdu.Ramuz el e-hadis, 73. sayfa, 10. hadis
11207 Aziz ve Celil olan Allah buyuruyor: "Ey Adem oğlu! Ancak Bana kul olup, Bana ibadet ettiğin, her şeyi Benden umduğun ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmadığın müddetçe, sende olan şeyi affederim. Eğer sen yer ve gök dolusu hata ve günahla Beni karşılasanda, Ben seni onların dolusu mağfiretle karşılarım ve seni affederim. Günahının çok oluşuna ehemmiyet vermem."Ramuz el e-hadis, 328. sayfa, 9. hadis
11922 Mü'minin misali, koku satan kimsenin misalidir. Yanında otursan için açılır, gezsen fayda verir, ortak olsan fayda verir. (Ne yapsan hayır göreceksin.)Ramuz el e-hadis, 390. sayfa, 5. hadis
14397

Bize Şu'be tahdîs etti ki, Ebû Cemre Nasr ibnu İmrân ed-Dab'î şöyle demiştir: İbn Abbâs (R) beni kendi serîri üzerine otur­turdu. O bana şöyle derdi: Abdu'1-Kays elçileri (Bahreyn tarafların­dan) Rasûlullah'ın huzuruna geldikleri zaman:

—  "Hey'et kimlerdendir?" diye sordu. Onlar:

—  Biz Rabîa kabîlelerindeniz, dediler. Rasûlullah (S):

—  "Hoş geldiniz! Allah sizi utandırmasın, pişman etmesin!" buyurdu.

Bunun üzerine onlar:

— Yâ Rasûlallah! seninle bizim aramızda kâfir olan Mudar ka­bileleri vardır. O hâide bize kestirme birşey emret de, o sebeble biz­ler cennete girelim ve onu arkamızda kalanlarımıza haber verelim! dediler.

Bu arada Rasûlullah'a içkileri de sordular. Rasûlullah onları dört şeyden nehyetti ve dört şeyi de emretti: Onlara yalnız Allah'a îmân ile emrettikten sonra:

—  "Yalnız Allah'a îmân etmek ne demektir, bilir misiniz?" di­ye sordu.

Onlar:

— Allah ve Rasûlü en iyi bilendir! dediler. Rasûlullah:

—  "ortaksız ve yalnız olarak Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah 'in Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek -râvî dedi ki: Zannederim ki, burada rama­zân orucu da vardır-, ganimetlerden beşte birini vermenizdir" buyur­du.

Ve onları dört şeyden: Dubba'dan, hantem'den, muzeffet'ten ve nakîr (denilen kaplara hurma yâhud üzüm şırası koymak)dan neh­yetti. Bazen İbn Abbâs'm "Muzeffet" yerine "Mukayyer" dediği de vardır.

Rasûlullah:

— "Bunları ezberleyin ve bunları gerinizde bıraktığınız kavim ve kabilelerinize tebliğ ediniz!" buyurdu

İbn Abbâs