Arama Sonuçları misin Dedi

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/7893-misin-Dedi

NoHadis MetniKaynak
7365 Bilir misiniz gıybet nedir? Kardeşini hoşlanmadığı şeyle zikretmendir. Denildi ki: "Dediğim şey kardeşimde mevcut olsa da mı öyle görürsün?" Buyurdu ki: "Söylediğin onda varsa gıybet ettin. Eğer onda yoksa ona iftira ettin."Ramuz el e-hadis, 12. sayfa, 7. hadis
8196 Ne düşünürsün? Senin annenin birisine bir borcu olsa, onun yerine o borcu öder misin? Dedi ki: "Evet". Buyurdu ki: "Allah'a olan borcun ödenmesi daha evlâdır. (Abdullah İbni Abbas'ın ''Ya Resulallah, annem öldü. Üzerinde bir aylık oruç borcu vardır.'' demesi üzerine yukarıdaki hadis varid oldu.)Ramuz el e-hadis, 67. sayfa, 12. hadis
8200 Bana söylermisin; babanın bir borcu olsa, sen de onu ödesen bu kabul edilir değil mi? Ashab: "Evet" Dedi. Allah senden daha merhametlidir. Babanın yerine hac et.Ramuz el e-hadis, 68. sayfa, 2. hadis
9188 Allah Teala Hz. Musa (a.s.)'a: "Ey Musa evinde seninle beraber oturmamı istermisin?" diye vahyetti. O hemen secdeye kapandı. Sonra: "Ey Rabbim, evimde benimle nasıl kalırsın?" Dedi. Allah Teala: "Ey Musa, sen bilmezmisin ki, Ben, Beni zikredenin yanında olurum. Ve kulum Beni nerede ve ne zaman ararsa bulur" buyurdu.Ramuz el e-hadis, 156. sayfa, 1. hadis
11230 Allah (z.c.hz.) Adem (a.s.)'a buyurdu ki: "Ya Adem (a.s.) Ben emaneti yere, göğe arzettim, kaldıramadılar. Sen onu, ondakiyle yüklenebilecek misin?" Dedi ki: "Ya Rabbi, onda bana ne var?" Buyurdu ki: "Muhafaza edersen sevap, etmezsen azap var." Adem (a.s.) Dedi ki: "Ondakiyle beraber yüklendim." Böyle Dedi de Cennette öğleden ikindiye kadar kalabildi. Taki şeytan onu oradan çıkardı.Ramuz el e-hadis, 330. sayfa, 8. hadis
11252 Cebrail (a.s.) yanımdan kalktı da Bana anlattı ki, Hüseyin (r.a.) Fırat kenarında katlonulacak ve sonra şöyle Dedi: "İster misin onun toprağından sana koklatayım" Dedim, evet. Bunun üzerine elini uzattı, o topraktan bir avuç aldı ve onu Bana verdi. Ben de kendimi tutamadım, gözlerimden yaşlar boşandı.Ramuz el e-hadis, 333. sayfa, 1. hadis
12825 İhvanıma kavuşmayı istiyorum. Ashab; "Ya Resulallah biz senin ihvanın değilmiyiz?" Dediler. Buyurdu ki, hayır siz Benim ashabımsınız. İhvanım Benden sonra gelip Beni görmeden iman edenlerdir. Sonra buyurdu. Ey Ebu Bekir, şu kavmi sevmezmisin ki, kendilerine senin Beni sevdiğin haberi ulaştı da, senin Beni sevmen sebebile, seni sevdiler. Onları sev ve Allah onları sevsin.Ramuz el e-hadis, 459. sayfa, 10. hadis
14259

Ebû Abdullah Habbâb İbni Eret radıyallahu anh şöyle Dedi:

Hırkasını başının altına yastık yapmış Kâbe’nin gölgesinde dinlenirken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e (müşriklerden gördüğümüz işkencelerden) şikâyette bulunduk ve :

Bize yardım dilemeyecek, Allah’a bizim için dua etmeyecek misiniz? Dedik. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi: “Önceki ümmetler içinde bir mü’min tutuklanır, kazılan bir çukura konulurdu. Sonra da bir testere ile başından aşağı ikiye biçilir, eti-kemiği demir tırmıklarla taranırdı. Fakat bütün bu yapılanlar onu dininden döndüremezdi. Yemin ederim ki Allah mutlaka bu dini hâkim kılacaktır. Öylesine ki, yalnız başına bir atlı, Allah’tan ve sürüsüne kurt saldırmasından başka hiç bir şeyden endişe etmeksizin San’a’dan Hadramut’a kadar emniyetle gidecektir. Ne var ki, siz sabırsızlanıyorsunuz.”

Buhârî’nin bir başka rivayetinde ifade, “Peygamber aleyhisselâm hırkasına bürünmüştü. Bizler müşriklerden çok işkence görüyorduk” şeklinDedir.

Buhârî, Menâkıb 25. Ayrıca bk. Buhârî, İkrâh 1, Menâkıbu’l-ensâr 29, Ebû Dâvûd, Cihâd 97
14270

Ebû Yahyâ Üseyd İbni Hudayr radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Medinelilerden bir adam:

Ey Allahın Resûlü, falan kişi gibi beni de vâli tayin etmez misiniz? Dedi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Siz, benden sonra adam kayırma olayları göreceksiniz. Havuzbaşında bana kavuşuncaya kadar sabrediniz!” buyurdu

Buhârî, Fiten 2, Menâkıbü’l-ensâr 8; Müslim, İmâre 48, Fedâil 27,28
14283

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre kendisi, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işitmiştir:

“İsrâil oğulları arasında biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları sınamak istedi ve kendilerine bir melek gönderdi.

Melek ala tenliye geldi:

En çok istediğin şey nedir? Dedi. Ala tenli: Güzel (bir) renk, güzel (bir) ten ve insanların iğrendiği şu halin benden giderilmesi, Dedi. Melek onu sıvazladı ve ala tenlilik gitti, rengi güzelleşti. Melek bu defa: En çok sahip olmak istediğin mal nedir? Dedi. Adam: Deve (yahut da sığır)dır, Dedi. Ona on aylık gebe bir deve verildi. Melek: Allah sana bu deveyi bereketli kılsın! diye dua etti.

Sonra kele gelerek:

En çok istediğin şey nedir? Dedi. Kel: Güzel (bir) saç ve insanları benden uzaklaştıran şu kelliğin giderilmesi Dedi. Melek onu sıvazladı, kelliği kayboldu. Kendisine gür ve güzel (bir) saç verildi. Melek sordu: En çok sahip olmak istediğin mal nedir? Adam: Sığır… Dedi. Ona da gebe bir inek verildi. Melek: Allah sana bunu bereketli kılsın! diye dua ettikten sonra körün yanına geldi ve : En çok istediğin şey nedir? Dedi. Kör: Allah’ın gözlerimi iâde etmesini ve insanları görmeyi çok istiyorum, Dedi. Melek (onun gözlerini) sıvazladı. Allah onun gözlerini iâde etti. Bu defa Melek: En çok sahip olmak istediğin şey nedir? Dedi. O da: Koyun… Dedi. Bunun üzerine ona döl veren bir gebe koyun verildi.

Deve ve sığır yavruladı, koyun kuzuladı. Neticede birinin vâdi dolusu develeri, diğerinin vâdi dolusu sığırı, ötekinin de bir vâdi dolusu koyun sürüsü oldu.

Daha sonra melek ala tenliye, eski kılığında geldi ve:

Fakirim, yoluma devam edecek imkânım yok. Gitmek istediğim yere önce Allah sonra senin yardımın sâyesinde ulaşabilirim. Rengini ve cildini güzelleştiren Allah aşkına senden yolculuğumu tamamlayabileceğim bir deve istiyorum, Dedi.

Adam:

Mal verilecek yer çoook, Dedi. Melek: Ben seni tanıyor gibiyim. Sen insanların kendisinden iğrendikleri, fakirken Allah’ın zengin ettiği abraş değil misin? Dedi. Adam: Bana bu mal atalarımdan miras kaldı, Dedi. Melek: Eğer yalan söylüyorsan, Allah seni eski haline çevirsin, Dedi.

Sonra melek, eski kılığına girip kelin yanına geldi. Ona da abraşa söylediklerini söyledi. Kel de abraş gibi cevap verdi. Melek ona da:

Yalan söylüyorsan, Allah seni eski haline çevirsin! Dedi.

Körün kılığına girip bu defa da onun yanına gitti ve:

Fakir ve yolcuyum. Yoluma devam edecek imkânım kalmadı. Bugün önce Allah’ın sonra senin sâyende yoluma devam edebileceğim. Sana gözlerini geri veren Allah aşkına senden bir koyun istiyorum ki, onunla yoluma devam edebileyim, Dedi. Bunun üzerine (eski) kör: Ben gerçekten kördüm. Allah gözlerimi iâde etti. İstediğini al, istediğini bırak. Allah’a yemin ederim ki, bugün alacağın hiçbir şeyde sana zorluk çıkarmayacağım, Dedi. Melek:

Malın senin olsun. Bu sizin için bir imtihandı. Allah senden razı oldu, arkadaşlarına gazap etti, cevabını verdi (ve oradan ayrıldı).

Buhârî, Enbiyâ 51; Müslim, Zühd 10