Arama Sonuçları Huzeyfe ra

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/35110-Huzeyfe-ra

NoHadis MetniKaynak
8337 (Huzeyfe (r.a.) hazretleri buyurur ki, Peygamber (s.a.s.) efendimiz buyurdu: "Aranızda ne kadar kalacağımı bilemem.") Benden sonra Ebubekir (r.a.) ve Ömer (r.a.)'a tabi olun. Ammar (r.a.)'ın gösterdiği yola gidin. Ve İbni Ümmi Abdirraman (r.a.)'ın ahdine de tutunun.Ramuz el e-hadis, 78. sayfa, 5. hadis
8935 Her Peygambere eşraf ve kerimden yedi kimse verildi. Bana ise on dört tane: Hz. Ali, Hasan, Hüseyin, Cafer-i Tayyar, Hamza, Ebu Bekir, Ömer, Mus'ab bin Umeyr, Bilal, Selman, Ammar, Abdullah İbni Mes'ud, Mikdat ve Huzeyfe İbni Yemani (r.anhüm)Ramuz el e-hadis, 128. sayfa, 1. hadis
10902 Benden sonra bir takım umera gelecek ki, onlar benim yolumda gitmezler. Adetimi adet etmezler. Onlardan bir takımının kalbleri, insan suretinde şeytan kalbidir. Hz.Huzeyfe (r.a.) dedi ki: "O hadiseye yetişirsem nasıl yapayım" Buyurdu ki: "Emîri azama itaat et. Sırtına vurup lokmanı alsa da(Hz.Osman r.a. fitnesi).Ramuz el e-hadis, 303. sayfa, 5. hadis
14300

Asıl adı Hind Binti Ebû Ümeyye Huzeyfe el-Mahzûmiyye olan Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem evinden çıkacağı zaman şöyle dua ederdi:

“Allah’ın adıyla çıkıyorum, Allah’a güveniyorum. Allah’ım sapmaktan, saptırılmaktan, kaymaktan kaydırılmaktan, haksızlık yapmaktan, haksızlığa uğramaktan, câhilce davranmaktan ve câhillerin davranışlarına muhatap olmaktan sana sığınırım.”

Ebû Dâvûd, Edeb 103; Tirmizî, Daavât 34; İbni Mâce, Duâ 18
14320

Ebû Abdullah Huzeyfe İbnü’l-Yemân radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

“Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Bakara sûresini okumaya başladı. Ben içimden herhalde yüz âyet okuyunca rükû eder, dedim. O yüz âyetten sonra da okumaya devam etti. Ben yine içimden bu sûre ile namazı bitirecek, dedim. O yine devam etti. Bu sûreyi bitirip rükû eder dedim, etmedi. Nisâ sûresi’ne başladı; onu da okudu. Sonra Âl-i İmrân sûresi’ne başladı; onu da okudu. Ağır ağır okuyor, tesbih âyetleri gelince tesbih ediyor, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor, istiâze âyeti geçince Allah’a sığınıyordu. Sonra rükûa gitti. “Sübhâne rabbiye’l-azîm (büyük rabbimi tenzîh ederim)” demeye başladı. Rükûu da aşağı-yukarı ayakta durduğu kadar uzun oldu. Sonra “semiallâhu limen hamideh, rabbenâ leke’l-hamd (Allah, kendisine hamd edeni duyar, hamd yalnız sanadır ey rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûuna yakın uzunca bir süre ayakta durdu. Sonra secdeye vardı ve “sübhâne rabbiye’l-a’lâ (yüce rabbimi tenzih ederim)” dedi. Secdesini de aşağı-yukarı kıyâmı kadar uzattı.”

Müslim, Müsâfirîn 203
14387

Bize Şu'be, Ebû İshâk'tan; o da Sıla ibn Zufer el-Absî'den; o da Huzeyfe ibnu'l-Yemân(R)'dan tahdîs etti ki, Peygamber (S) Necrân hey'eti, kendisinden emîn bir kimse gönderilmesini iste­diklerinde, onlara:

— "Size elbette hakkıyle emîn olan bir kimse göndereceğim" bu­yurmuş.

Bunun üzerine Peygamber'in sahâbîleri bu emînliğe rağbet ede­rek herbiri kendisinin gönderilmesini dikkatle bekledikleri sırada Pey­gamber, Ebû Ubeyde'yi göndermiştir.

Huzeyfe ibnu'l-Yemân