Arama Sonuçları zaman Muhammed

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/14329-zaman-Muhammed

NoHadis MetniKaynak
7989 Bid'atler yayıldığı ve bu ümmetin sonra gelenleri öncekilere lanet ettiği zaman, kendinde ilim olanlar onu yaysın. Zira böyle zamanda ilmini gizleyen kimse, Allah'ın Muhammed (s.a.s)'e indirdiğini gizleyen kimse gibidir.Ramuz el e-hadis, 54. sayfa, 8. hadis
8110 Bu ümmetin sonradan gelenleri, evvelkilere lanet ettiği zaman, kimde ilim varsa onu ızhar etsin. Muhakkak ki ilmi gizleyen kimse, Allah'ın Muhammed (s.a.s.)'e indirdiğini gizliyen gibidir.Ramuz el e-hadis, 62. sayfa, 4. hadis
8121 Kardeşlerinizden biri ölüp de toprakla örtülmesi tamamlanınca, sizden birisi kalksın, başucunda dursun ve sonra: "Ey filan kadının oğlu filan" desin. Çünkü o vefat eden kimse: "Bizi irşad edin de Allah da size rahmet eylesin" der. Lakin siz bu durumu bilmezsiniz. Sonra şöyle devam etsin: "Üzkur mâ harecte aleyhi mineddünya Şehâdete en lâ ilâhe illallah ve enne Muhammeden abduhû ve Resuluh. Ve enneke radiyte billahi Rabben ve bi Muhammedin Nebiyyen ve bil-islâmi dinen ve bil Kur'âni imâmâ" Zira bunu söylediği zaman Münker ve Nekir'den biri diğerinin elini tutar da ötekine der ki: "Gel, bunun yanından beraber gidelim. Yapacağımız bir şey kalmadı. Hücceti kendisine telkin edildi. Ve bundan da öte şimdi onun esas koruyucusu Aziz ve Celil Allah'dır. Ashabdan birisi: "Ya Resulallah, eğer ben onun annesinin ismini bilmiyorsam?" Buyurdu ki: "Onu Havva'ya nisbet et ve Havva oğlu filan" de.Ramuz el e-hadis, 62. sayfa, 15. hadis
8561 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Oruç Benimdir. Ona mükâfatını Ben veririm." Oruçluya iki ferah vardır: Biri iftarda, ikincisi Allah'a kavuştuğunda mükâfatını alacağı zaman. Muhammed (s.a.s.)'in nefsi yed-i kudretinde Olana kasem ederim ki, Oruçlunun ağız kokusu Allah'a, amber kokusundan daha güzel gelir.Ramuz el e-hadis, 94. sayfa, 6. hadis
9041 Sizden evvelkileri helak eden günah şu idi ki, onlar, mevki sahibi birisi hırsızlık yaptığı zaman ceza vermezler, zayıf birisi hırsızlık yaptığında ona had ikame ederlerdi. Allah'a yemin ederim ki: Muhammed (s.a.v)'ın kızı Fatıma hırsızlık yapacak olsaydı elbette onun elini de keserdim. (Hırsızlık yapan bir kadın için ashabın Usame İbni Zey'i ricacı göndermeleri üzerine varid olmuştur.)Ramuz el e-hadis, 138. sayfa, 7. hadis
10221 Bismillahirrahmanirrahim. Bu mektub, "Allah'ın Resulü Hz. Muhammed (s.a.v) den Zuheyr ibni Ukeys oğullarınadır.) Selam, hidayete ittiba edenler üzerine olsun. Ben, kendisinden başka ilah olmıyan Allah'a hamd ettiğimi size ulaştırırım. Bundan sonra, muhakkak siz, Allah'dan başka ilah olmadığına şehadet ederseniz, namazı kılar, zekatı verir, müşrikleri terkederseniz ve ganimetlerden beşte bir olarak Peygamberin hissesini ve malın da iyisini verirseniz, o zaman siz Allah'ın ve Resulunun emanı ile emniyette olursunuz.Ramuz el e-hadis, 242. sayfa, 1. hadis
11183 Allah'dan başka bir ilah olmadığına, Muhammed (s.a.s.)'in Allah'ın Resulü olduğuna, şehadet edinceye kadar onlarla (yahudilerle) mukatele et. Bunu yaptıkları zaman, senden mallarını, kanlarını, hakkı ile olan hariç, korurlar. (Sahte olarak söylerlerse) onların hesabını Aziz ve Celil olan Allah görür. (Hayber fethinde buyuruldu.)Ramuz el e-hadis, 326. sayfa, 11. hadis
13306 Ya Ammar (r.a), Allah (z.c.hz.)nin bir meleği vardır ki, ona bütün mahlukatın söylediğini dinlemek kabiliyetini vermiştir. Ben ölünce kıyamete kadar o kabrimde durur ve ümmetimden bir kimse Bana ne zaman salat getirse onu ismi ve baba ismi ile Bana bildirir de, der ki: "Ya Muhammed (s.a.v) falan sana şöyle şöyle salat eyledi." Bunun üzerine Rab, bu adama her bir salatına karşılık on salat eder.Ramuz el e-hadis, 499. sayfa, 4. hadis
13704 Mescide girdikleri zaman: "Allahümme salli ala Muhammedin ve sellim aleyhi" der, şu duayı okurlardı: "Rabbiğfirlî zünûbî veftahlî ebvâbe Rahmetike." Ve mescidden çıktıklarında da yine salatü selam getirdikten sonra şöyle dua ederlerdi: "Rabbiğfirlî zünûbî veftahlî ebvâbe fadlike."Ramuz el e-hadis, 532. sayfa, 3. hadis
14237

Zirr İbni Hubeyş şöyle dedi;

Mestler üzerine nasıl mesh edileceğini sormak üzere Safvân İbni Assâl radıyallahu anh’ın yanına gitmiştim. Bana:

Zirr! Niçin geldin? diye sordu. Ben de: İlim öğrenmek için, deyince şunları söyledi: Melekler, ilim öğrenenlerden hoşlandıkları için onlara kanat gererler. Ben de: Büyük ve küçük abdestten sonra mestler üzerine nasıl mesh edileceğikafamı kurcaladı. Sen de Hz. Peygamber’in ashâbından olduğun için, onun bu konuda bir şey söylediğini duydun mu diye sormaya geldim, dedim. Safvân: Evet, duydum. Resûl-i Ekrem seferde bulunduğumuz zaman mestleri üçgün üç gece çıkarmamayı, büyük ve küçük abdest bozduktan, uyuduktan sonra bile mestlere meshetmeyi, ancak cünüp olunca mestleri çıkarmayı emrederdi, dedi. Onun sevgiye dair bir şey söylediğini duydun mu? diye sordum. Evet, duydum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir sefere çıkmıştık. Biz onun yanındayken bir bedevî kaba sesiyle: Muhammed! diye bağırdı.

Hz. Peygamber de onun sesine yakın bir sesle:

“Gel bakalım”, dedi.

Bedevîye dönerek:

Yazıklar olsun sana! Hz. Peygamber’in huzurunda bulunuyorsun. Kıs sesini! Yüksek sesle bağırmanı Allah yasakladı, dedim.

Bedevî:

Vallahi sesimi kısmam, dedi ve Resûl-i Ekrem’e: Birilerini seven, ama onlarla beraber olacak kadar iyiliği bulunmayan kimse hakkında ne dersin? diye sordu.

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Bir kimse, kıyamet gününde, sevdikleriyle beraberdir.” Safvân İbni Assâl sözüne devamla dedi ki: Hz. Peygamber bu konuda uzun uzun konuştu. Hatta bir ara batı taraflarında bulunan bir kapıdan bahsetti. “Kapı yaya yürüyüşüyle kırk yıl veya yetmiş yıl (yahut râvinin hatırladığına göre süvari gidişiyle kırk veya yetmiş yıl) genişliğindedir”, buyurdu.

Şamlı muhaddislerden Süfyân İbni Uyeyne şöyle dedi:

Allah gökleri ve yeri yarattığı gün, bu kapıyı tövbe için açık olarak yaratmıştır. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar o kapı kapanmayacaktır.
Tirmizî, Daavât 98. Ayr ca bk. Tirmizî, Tahâret, 71; Nesâî, Tahâret 97, 113;ı İbni Mâce, Fiten 32