Arama Sonuçları Kul zulme

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/12306-Kul-zulme

NoHadis MetniKaynak
7458 Size şu üç sözü kasemle söyleyeyim: Bir Kulun malı sadakadan dolayı katiyyen noksanlaşmaz. Bir Kul bir zulme uğrar da, o zulme sabrederse Allah Azze ve Celle o sebeble o Kulun izzetini arttırır. Bir Kul da isteme kapısını açarsa ( Devamlı olarak başkanlarından isteklerde bulunursa), ona da fakirlik kapısı açılır.Ramuz el e-hadis, 18. sayfa, 8. hadis
7762 Bir kimse abdest aldığında, abdestini güzelce alır, sonra namaza kalkar ve o namazın rükû'unu, secdelerini ve ondaki kıraati tam olarak yerine getirirse, namazı ona: "Sen beni muhafaza ettiğin gibi Allah da seni muhafaza etsin" der. Sonra o namaz, bir ziya ve nur ile semaya yükseltilir ve o namaz için semanın kapıları açılır. Kul abdestini güzel almaz, rükû, secde ve kıraatını tam yapmazsa, namazı ona: "Sen beni zayi ettiğin gibi Allah da seni zayi etsin." der. Sonra o namaz, üzerinde bir zulmet olduğu halde semaya yükseltilir. Lakin semanın kapıları açılmaz. Sonra o namaz eski bir elbise gibi dürülür ve sahibinin yüzüne vurulur.Ramuz el e-hadis, 39. sayfa, 15. hadis
8683 Kul zulme uğradığında, intikam alamamış, yardımcı da bulamamış olduğu halde, ellerini göğe kaldırmış dua ederse, Allah ona; "Lebbeyk Kulum: Ben sana dünyada ve ahirette yardım edeceğim." buyurur.Ramuz el e-hadis, 104. sayfa, 9. hadis
9087 (Hz. Ebu Bekir r.anh'a) Senin yanında bir melek vardı. Sana yapılan tecavüzü reddediyordu. Ne vakit sen onun bazı sözlerini redde başladın, araya şeytan girdi. Ben de burada şeytanla oturamam dedi ve şöyel buyurdu: Üç şey haktır; zulme uğrıyan bir Kul Allah için (ehemmiyet vermez) oralı olmazsa, Allah (z.a.hz) da, yardımı ile onu aziz eder. Bir adam sılai rahim niyetiyle verme kapısını açarsa, Allah (z.c.hz) da ona bolluk ihsan eder. Bir kimse de çoğaltmak için isteme kapısını açarsa, onu da Allah darlığa düşürür.Ramuz el e-hadis, 142. sayfa, 4. hadis
9754 Borç kelepçedir ve ağır bir bağdır. Bu, Kulun boynuna yükletilir. Bununla insan mesudda olur, bedbaht ta. Borç insanı üzer ve gece ve gündüz saatlerinde hüzünlendirir. (üzülmekle de insan mecur olur). Ve onu ödeyinceye kadar, borçlunun ecir alması kesintisiz devam eder. Böylece borç, insanın saadet sebebi olur. Bir de var ki, ehemmiyet vermez ve böyle ölür gider. Bununla da ahiret şekaveti olur.Ramuz el e-hadis, 208. sayfa, 10. hadis
9835 Sultan, yeryüzünde Allah'ın gölgesidir ki, Allah'ın Kullarından her mazlum ona iltica eder. Adalet yaparsa ona ecir, diğerine şükür, zulmederse ona vebal ve tebaaya da sabır düşer. Valiler zulm ederlerse kıtlık olur. Zekat verilmezse davarlar ölür, zina meydan alırsa, meskenet ve fakirlik zahir olur. Ve ehli zimmete zulm edilirse kuffar baş kaldırır. (Galebe çalar)Ramuz el e-hadis, 213. sayfa, 16. hadis
11029 Ne mutlu muhlislere (halis Kul olana). İşte bunlar hidayet kandilleridir. Ve bunların oldukları yerde, her fitnenin zulmeti, onlar sebebiyle aydınlanır gider.Ramuz el e-hadis, 313. sayfa, 9. hadis
12810 Muhammed (s.a.v)in nefsi yed-i kudretinde Olana kasem ederim ki, kıyamet gününde bir Kul gelir dağlar gibi sevabları olur ve zanneder ki bunlar sebebile Cennete gidecek. Fakat zulme uğrattığı kimselerin meydana çıkması o derece devam eder ki, bunlar erir ve hiç hasenesi kalmaz ve hatta kendisine dağlar gibi günah yüklenir de bu sebeble Cehenneme sevki emrolunur. (Meğer tevbe, meğer iltica)Ramuz el e-hadis, 458. sayfa, 4. hadis
14329

Saîd İbni Abdülazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs elHavlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; onun da Allah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyiniz.

Kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim.

Kullarım! Benim doyurduklarım hariç, hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.

Kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.

Kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışlayayım.

Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.

Kullarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümden en küçük bir şey eksiltmez.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç bir şey eksiltmez.)

Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için saklar, sonra onları size iâde ederim. Artık kim bir hayır bulursa Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayıplamasın.”

Saîd İbni Abdülaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu hadisi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.

Müslim, Birr 55