Arama Sonuçları Cennete Orada

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/29241-Cennete-Orada

NoHadis MetniKaynak
7548 Sırat üzerinde alim ile abid bir araya geldiğinde, abide denir ki: "Cennete gir. Ve ibadetin sebebiyle Oradaki nimetlerden faydalan." Alime de denir ki: "Sen burada dur ve sevdiklerine şefaat et. Senin şefaatin mutlaka kabul olunur." Böylece o alim Nebiler makamına yükseltilir.Ramuz el e-hadis, 24. sayfa, 12. hadis
8849 "Lâ ilâhe illallah" ehlinden bazıları günahları sebebiyle Cehenneme girdiklerinde, Lât ve Uzza ehlinin onlara: "Allah'a inanmanız size faide vermedi" demeleri üzerine, Allah Tealâ gadab eder. Ve o iman ehlini Cehennemden çıkarıp hayat ırmağında yıkatır. Onlar da ayın kusuftan kurtulması gibi, fenalıklardan temizlenmiş olarak Cennete girerler. Orada onlar "Cehennemîler" diye isimlenirler. (Bir müddet)Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 1. hadis
9091 Kıyamet gününde bir münâdi nida eder: "Nerede ümmeti Muhammedin (s.a.v) fıkaraları, kalkın! Size kim Allah (z.c.hz) uğrunda bir şey verdi, yedirdi ve içirdi, eski veya yeni bir şey giydirdi ise, tutun elinden de götürün Cennete," Orada hiçbir kimse fakir kimse olmıyacak ki, arkadaşını kollamasın. Birisi diyecek ki: "Bu beni yedirdi.". Öbürü diyecek ki: "Bu beni içirdi". Böylece ümmeti Muhammed'in (s.a.v) fakirlerinden, küçük büyük bunu yapmıyan kalmaz ve böylece cemîan Cennete dahil olurlar.Ramuz el e-hadis, 142. sayfa, 8. hadis
9131

Dün gece rüyamda acaib şeyler gördüm. Ümmetimden bir kimse gördüm ki, azab melekleri onu kuşatmışlardı da abdesti gelib, onu içinde bulunduğu bu istenmiyen halden kurtardı. Gene bir kimse gördüm ki kabir onu sıkıyordu. Namazı ona geldi ve onu kabir azabından kurtardı. Gene bir kimseye şeytanların musallat olduğunu gördüm. Zikrullahı ona geldi ve şeytanın tasallutundan onu kurtardı. (Şeytanın tasallutu yürek sıkıntısından anlaşılır) Gene ümmetimden bir kimse gördüm ki susuzluktan dili çıkmıştı. Ramazan orucu geldi onu suvardı. Yine bir recul gördüm, kendisini zulmet sarmıştı. Haccı ve umresi geldi ve onu o karanlıklardan çıkardı. Birini de gördüm. Melekül Mevt ruhunu kabz etmek için ona gelmişti. Anasına, babasına yaptığı iyilikler gelip o meleğe karşı çıktı ve geri çevirdi. Bir recul de görüm. "müslamanlarla konuşayım" diyor amma konuşturmuyorlardı. Buna da sılai rahmi gelip "Bu adam akrabasına giderdi" diyerek şefaat etti. Onlarla konuştu ve beraber oldu. Birini de gördüm, Peygamberlerin yanına gitmek istiyor, halka halka kovuyorlar onu. Onu da cünüplükten korkar olması (gusül abdesti) geldi de aldı, onu da yanıma oruttu. Bir recul de gördüm, ateşin şiddetinden eliyle korunmak istiyordu. Sadakası geldi de başı üzerinde gölge yaptı ve yüzüne perde oldu. Birini de gördüm, zebaniler kendisini almaya gelmişti. Yaptığı emri bil maruf, nehyi anil münkeri geldi de kendisini kurtardı. Bir recul de gördüm, ateşe atılmış (Allah korkusundan döktüğü) göz yaşları geldi de onu Cehennemden kurtardı. Birini de gördüm, defterini solundan veriliyor. Allah korkusu geldi, onu kurtardı ve defterini sağa aldı. Terazisi hafif gelen bir kimse gördüm. Kendinden evvel ölen çocukları gelip mizanını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında bir adam gördüm, onu da Oradan Allah korkusu kurtardı. Birini de gördüm, hurma sazı gibi titriyordu. Allah'a hüsnü zannı geldi ve titremesi durdu. Sırat köprüsünde düşe kalka giden birini gördüm. Onu da selatı selamı gelip kurtardı ve sıratı geçene kadar doğrulttu. Biriside Cennetin kapısına kadar geldi fakat kapılar kapanıyordu. Onu da Kelimei Şehadeti gelip Cennete koydu.

Ramuz el e-hadis, 147. sayfa, 8. hadis
9500 Peygamberlerin hepsi, Davud oğlu Süleyman (a.s)'dan kırk sene önce Cennete girerler. Müslümanların fakirleri de zenginlerinden kırk sene önce Cennete girerler. Kulların salihleri de diğerlerinden kırk sene önce girerler Cennete. Şehirliler ise köy halkından kırk sene önce Cennete girerler. Bunun sebebi, şehirlerin, cemaatin ve Oradaki zikir halkalarının fazileti ve bela geldiğinde, önce şehirlilere gelmesidir.Ramuz el e-hadis, 191. sayfa, 4. hadis
12131 Bir kimse bir mü'mini açlığından doyana kadar yedirse, Allah onu Cennete, kapılarından öyle bir kapıdan alır ki, Oradan onun gibi olmıyan kimseyi içeri almaz.Ramuz el e-hadis, 405. sayfa, 9. hadis
13394 Bir kavim, Cehennemden kokmuş olarak ve ateş kendilerini yakıp dağlamış olarak dışarı çıkar da Allah'ın Rahmeti ve şefaat edicilerin şefaati ile Cennete girerler ki, onlar Orada "Cehennemlikler" diye isimlendirilir.Ramuz el e-hadis, 507. sayfa, 9. hadis
14292

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“(Geçmiş) ümmetler bana gösterildi. Peygamber gördüm, yanında üçbeş kişilik küçük bir grup vardı. Peygamber gördüm, yanında bir iki kişi bulunuyordu. Ve peygamber gördüm, yanında kimsecikler yoktu. Bu arada önüme büyük bir kalabalık çıktı. Kendi ümmetim sandım. Bana ‘Bunlar Mûsâ’nın ümmetidir, sen ufka bak!’ dediler. Baktım; (çok) büyük bir karaltı. ‘İşte bunlar senin ümmetindir. İçlerinden hesapsız-azabsız Cennete girecek yetmiş bin kişi vardır’ dediler.”

(İbni Abbas diyor ki) Söz buraya gelince Peygamber aleyhisselâm kalkıp evine gitti. Oradaki sahâbîler bu hesapsız-azabsız Cennete girecek yetmiş bin kişinin kimler olabileceği hakkında konuşmaya başladılar: Kimileri, “Bunlar peygamberin sohbetinde bulunanlar olmalıdır” derken, kimileri, “Bunlar İslâm geldikten sonra doğup, şirki tanımamış olanlardır” dediler. Daha başka birçok görüş ileri sürenler oldu.

Onlar bu meseleyi tartışırken Peygamber aleyhisselâm çıkageldi.

“Ne hakkında konuşuyorsunuz?” diye sordu. Hesapsız-azabsız Cennete gireceklerin kim oldukları hakkında konuşuyoruz, dediler.

Bunun üzerine Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:

“Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine güvenenlerdir” buyurdu.

Ukkâşe İbni Mihsan yerinden fırladı ve:

Beni de onlardan kılması için Allah’a dua et (Yâ Resûlallah)! dedi.

Peygamber aleyhisselâm da:

“Sen onlardansın!” buyurdu. Sonra bir başka kişi daha kalktı ve: Beni de onlardan kılması için dua buyur, dedi.

Peygamber aleyhisselâm bu defa:

“Fırsatı değerlendirmekte Ukkâşe senden önce davrandı” buyurdu.
Buhârî, Tıb 1, Rikak 50, Libâs 18; Müslim, Îmân 374. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 16