Arama Sonuçları idi Bunu

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/46782-idi-Bunu

NoHadis MetniKaynak
7313 Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehlibeytimden bir kişidir. O insanların ihtilaf ve içtimai sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar. O yeryüzünü, kendinden önce zulüm ve baskı ile doldurulduğu gibi, adalet ve insaf ile doldurur. Ondan yer ve gök ehli razıdır. Ve O malı "Sahâhan" olarak taksim eder. Dediler ki: "Sahâhan nedir?". Buyurdu ki: "Seviye üzere" demektir. Ve ümmeti Muhammed (s.a.s.)'in kalblerini zenginlikle doldurur ve adaleti onları ihata eder. O kadar ki bir munadiye: "Kimin ihtiyacı varsa bana gelsin" diye nida etmesi emrolunduğunda, bir kişiden başka kimse gelmez. O kimse istekte bulunur. O da "Sâdin'e (hazinedara) git, sana versin" der. O da gider ve: "Ben Mehdi tarafından kendisine istediği verilmesi için gönderilen kimseyim" dediğinde hazinedar: "Al " der. O da alır. Fakat aldığını taşımaya gücü yetmez. Bunun üzerine taşıyabileceğini alır, fazlasını geri bırakır. O malla çıkar ama sonra pişman olur ve: "Ümmeti Muhammed'den (s.a.s.) nefis cihetinden en aç gözlüsü herhalde benim. Onların hepsi de bu mala davet olundukları halde benden başkası buna icabet etmedi" diyerek aldığı malı iade etmek ister. Hazinedar da: " Biz verdiğimizi katiyyen geri almayız" der. Bu devir altı, yedi, sekiz veya dokuz sene devam eder. Bundan sonraki hayatta ise hayır yoktur.Ramuz el e-hadis, 7. sayfa, 7. hadis
7384 Gücünüz yettiği ölçüde zulümden sakının. Zira bir insan kıyamet günü hasenatı ile gelir ve öyle zanneder ki, bir hasenatı onu kurtaracaktır. (O sırada) denir ki: "Filanın senin üzerinde hakkı vardır." Bunun üzerine buyurulur ki: "Onun hasenatından silin." Öyle ki, hiçbir hasenatı kalmaz. Bunun misali, bir çöle inen yolcuların hali gibidir ki, yanlarında odunları yoktu. O insanlar ateş için odun toplamak üzere dağıldılar. Derledikleri odunları yakıp istediklerini pişirdiler. İşte günahlar da böyledir. (Hasenatı yakar kül eder.)Ramuz el e-hadis, 13. sayfa, 13. hadis
7500 Bir adam kabrine konulduktan sonra yanına iki melek geldi. Ve ona: "Biz sana şiddetli bir darbe vuracağız" dediler. Ve vurdular da. Bundan dolayı adamın kabri ateşle doldu. Ayılıncaya kadar melekler onu bıraktılar. Adam ayılıp da korkusu gidince meleklere dedi ki: "Neden bana vurdunuz?" Bunun üzerine melekler: "Sen temiz olmadığın halde namaz kılmıştın ve mazlum bir adama rastladığın halde ona yardım etmemiştin" dediler.Ramuz el e-hadis, 21. sayfa, 7. hadis
7740 Bir kimse binasını yedi veya dokuz zir'a (arşın) yüksekliğinde yaptığında, gökten bir münadi ona şöyle seslenir: "Ey fasıkların en fasıkı, Bununla nereye gidiyorsun?Ramuz el e-hadis, 38. sayfa, 6. hadis
8071 Kıyamet günü olduğunda Aziz ve Celil olan Allah meleklerine şöyle buyurur: "Kulaklarını ve gözlerini şeytanın çalgılarından ve haramlardan koruyanlar nerededir? Onları ayırınız." Bunun üzerine melekler onları arayıp, misk ve anber tepeleri üzerinde toplarlar. Sonra Allah Meleklerine tekrar şöyle buyurur: "Onlara tesbihimi ve temcidimi duyurun." Bunun üzerine o kimseler öyle güzel sesler duyarlar ki, benzerlerini hiç kimse duymamıştır.Ramuz el e-hadis, 59. sayfa, 11. hadis
8414 Ümmetim üç sülüstür. Üçte biri Cennete hesapsız girer. Üçte biri hafif hesaplı girer. Üçte biri temizlenir (cehennemde). Bunun üzerine melekler tarafından Resulallah (s.a.s.)'a duyurulur ki, bunları "Lâ ilâhe illallahu vahdehû" derken duyduk. Allah buyurur ki: "Doğru söylediler. Gerçek mabud ancak Benim. Onları "Lâ ilâhe illallahu vahdehû'' sözü sebebiyle Cennete koyun. Ve günahlarını kâfirler üzerine yükleyin." Bu hal Allahu Tealâ'nın: "Kendi günahlarını yüklenecekler ve onunla beraber diğerlerinin günahlarını da yüklenecektir" mealindeki ayetin tefsiridir.Ramuz el e-hadis, 83. sayfa, 5. hadis
8593 Böğür sancısı, böbrekteki damardandır. Bu ayaklandığı zaman Bunun ilâcı sıcak bal şerbetidir.Ramuz el e-hadis, 97. sayfa, 1. hadis
8862 Cennet ehli Allah'ın huzuruna iki defa girer. Allah onlara Kur'an okur. Onlardan Herbiri o mecliste, amellerine göre inci, yakut, zümrüt, altın ve gümüşten minberler üzerinde otururlar. Gözleri hiç bir zaman bu kadar aydın olmamıştır. Ve dinlendikleri Kur'an gibi de hiç bir şey dinlememiş ve hoşlanmış değildir. Bunun tekrarına kavuşmak ümidiyle ertesi günü bekler halde yerlerine dönerler.Ramuz el e-hadis, 120. sayfa, 3. hadis
9025 Kalbe, tekallub ettiği için kalb denildi. Kalb inkilab geçirir. Onun teskini lazımdır. Kalb tıpkı, ağaçta rüzgarda sallanan pamuk gibidir. Bunun tesbiti lazımdır. (Ashab telaş etti. Bunun üzerine Allah (z.c.hz) inzal buyurduğu ayetle kalblere "Sebat" vereceğini vaad etti.)Ramuz el e-hadis, 137. sayfa, 2. hadis
9105 Şüphesiz ben bir kelime biliyorum ki, (Şu öfkeli adam) Bunu söyleseydi elbette öfkeden ona gelen hal kendisinden giderdi. "Eûzübillâhimineşşeytânirracîm" ve ondan o hiddet gitti. (İki kişi birbirlerine kötü sözler söylemişler, birinin yüzü kızarmış damarları kabarmış idi)Ramuz el e-hadis, 144. sayfa, 7. hadis