Arama Sonuçları ki O

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/12878-ki-O/3610

NoHadis MetniKaynak
14405

Bize Şuayb, ez-Zuhrî'den tahdîs etti. O şöyle demiştir:

Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb ve Ebû Seleme ibnu Abdirrahmân tah­dîs ettiler OlOr:green'>ki, Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Sizler; Ebû Hureyre, Rasûlullah'tan hadîs rivayetini çOk yapıyOr diyOrsunuz ve yine sizler: Muhâcirler'in ve Ensâr'ın hâlleri nedir OlOr:green'>ki bunlar Rasûlullah'tan Ebû Hureyre'nin hadîs rivayet edişi gibi hadîs rivayet etmiyOrlar, diyOr­sunuz. Şu muhakkak OlOr:green'>ki Muhacir kardeşlerimiz çarşılarda alışveriş etmek meşgul ediyOrdu. Ben ise karın tOkluğuna karşılık Rasûuıllah'tan hiç ayrılmaz, dâima O'nunla beraber Olurdum. Bunun için Onla­rın bulunmadıkları zaman ben hâzır bulunur, Onlar unuttuklarında ben hafızamda tutar ezberlerdim. Ensâr'dan Olan kardeşlerimi de mallarındaOlOr:green'>ki çalışmaları meşgul ediyOrdu. Ben ise Suffa faOlOr:green'>kirlerin­den Olan fakır bir OlOr:green'>kişi idim. Diğer sahâbîler hadîsleri unuturlarken, ben ezberimde tutar bellerdim. Muhakkak Rasûlullah (S) söylemek­te bulunduğu bir hadîs hakkında: "Ben şu makaalemi bitirinceye kadar elbisesini yayacak; sOnra da elbisesini kendine dOğru tOplayacak her OlOr:green'>kişi elbette benim söyleyeceğim sözleri kesin Olarak ezberleyecektir*' buyurmuştu. Bunun için ben hemen üzerimdeOlOr:green'>ki renkli bezi Rasûlullah O makaalesini bitirinceye kadar yaydım, akabinde O bezi göğsü­me dOğru tOpladım. Artık sOnra Rasûlullah'ın bu kOnuşmalarından hiçbirşeyi unutmadım

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 1
14387

Bize Şu'be, Ebû İshâk'tan; O da Sıla ibn Zufer el-Absî'den; O da Huzeyfe ibnu'l-Yemân(R)'dan tahdîs etti OlOr:green'>ki, Peygamber (S) Necrân hey'eti, kendisinden emîn bir OlOr:green'>kimse gönderilmesini iste­diklerinde, Onlara:

— "Size elbette hakkıyle emîn Olan bir OlOr:green'>kimse göndereceğim" bu­yurmuş.

Bunun üzerine Peygamber'in sahâbîleri bu emînliğe rağbet ede­rek herbiri kendisinin gönderilmesini dikkatle bekledikleri sırada Pey­gamber, Ebû Ubeyde'yi göndermiştir.

Huzeyfe ibnu'l-Yemân
14404

Bize ez-Zuhrî, İbnu'l-Müseyyeb'den; O da Ebû Hureyre(R)'den haber verdi OlOr:green'>ki, Peygamber(S): "(İslâm'da) Fera'da, atîre de yOktur" buyurmuştur.

"Ferau", devenin ilk yavrusudur OlOr:green'>ki, Câhiliye Arabları bunu tâgûtları için kesiyOrlardı. "Atîre" de receb ayında kesmekte Oldukla­rı hayvandır

Buhari - KİTABU'L-AKIKA - 7
14388

Bize Hammâd ibn Zeyd, Yahya ibn Saîd'den; O da Ubeyd ibn Huneyn'den; O da İbn Abbâs'tan tahdîs etti OlOr:green'>ki, Umer ibnu'l-Hattâb (R) şöyle demiştir: Ensâr'dan (Evs ibn Havlî isminde) bir adam vardı. O, Rasûlullah'tan ayrı ve uzakta bulunduğu zaman ben Rasûlullah'ın meclisinde hazır bulunur ve O gün Rasûlullah'tan Olacak söz, fiil ve hâlleri Ona getirirdim. Ben Rasûlullah'm meclisinden uzakta kaldığım zaman ise, O zât, Rasûlullah'ın meclisinde hazır bulunur ve O gün Rasûlullah'tan meydana gelen söz, fiil ve hâlleri bana getirirdi

Umer ibnu'l-Hattâb
14389

Bize Şu'be, Zubeyd'den; O da Sa'd ibn Ubeyde'den; O da Ebû Abdirrahmân'dan; O da Alî(R)'den şöyle tahdîs etti. Peygam­ber (S) bir asker birliği hazırlayıp başlarına bir adamı kumandan ta'yîn etti. YOlda Odun tOplatıp ateş yaktırdı da askerlere:

—  Bu ateşin içine girin! dedi.

Onlardan bir kısmı ateşe girmek istediklerinde, diğerleri:

—  Biz ateşten kaçıp Rasûlullah'a sığınmış OlOr:green'>kimseleriz! dediler. Seferden dönüşte bu hâdiseyi Peygamber'e zikrettiklerinde, Pey­gamber ateşe girmek isteyenler için:

—  "Eğer ateşe girmiş Olsalardı, kıyamet gününe kadar ateşten bir daha ayrılmazlardı" buyurdu.

Diğerlerine hitaben de:

—  "Ma'siyet hakkında kula itaat yOktur. îtâat ancak ma'rufta­dır (ma'kûl ve meşru' Olan emirler hakkındadır)" buyurdu

Hz. Alî
14390

Ebû Hureyre (R) şöyle de­miştir: Bizler Rasûlullah'ın huzurunda bulunduğumuz sırada birden bedevilerden bir adam ayağa kalktı ve:

— Yâ Rasûlallah! Benim için Allah'ın OlOr:green'>kitabı ile hükmet! dedi. Akabinde Onun muhâsımı Olan OlOr:green'>kimse de ayağa kalktı ve:

— Yâ Rasûlallah, hasmım dOğru söyledi. Sen Onun için Allah'ın OlOr:green'>kitabı ile hükmet ve söz söylemek üzere bana izin ver! dedi.

Peygamber (S) de Ona:

—  "Sözünü söyle!" buyurdu. O da şöyle dedi:

— Benim Oğlum, bu a'râbî'nin yanında asîf, yânî ücretle çalı­şan bir OlOr:green'>kimse idi. Oğlum bunun karısıyle zina etmiş. İnsanlar bana Oğlum üzerine taşlanmak cezası Olduğunu haber verdiler. Ben bu ada­ma Oğlum adına yüz kOyun ve bir de cariyeyi fidye vererek, Oğlumu bu cezadan kurtardım. Bundan sOnra ben bu mes'eleyi ilim ehlinden sOrdum. Onlar da bana, Onun karısı üzerine taşlama cezası düştüğü­nü, benim Oğluma da ancak yüz deynek vurulma ile bir yıl gurbete sürgün edilmek cezası Olduğunu haber verdiler! dedi.

Rasûlullah da:

— "Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim OlOr:green'>ki, ben sizin aranızda elbette Allah 'in OlOr:green'>kitabı ile hükmedeceğim: Câriye ile kOyunları kendi sahibine geri veriniz. Senin Oğluna gelince; Onun üzerinde yüz deynek cezası ve bir yıl gurbete sürgün edilme cezası vardır" buyurdu.

Bundan sOnra Eşlem kabilesinden bir adam Olan Uneys'e de.

— "Sana gelince yâ Uneys! Sen de bu adamın karısına git! TahOlOr:green'>ki­OlOr:green'>kini yap, eğer kadın suçunu itirâf ederse, Onu recm et!" buyurdu.

Râvî: Uneys O kadına gitti, kadın da suçunu i'tirâf etmesi üzeri­ne, Uneys Ona taşlama cezası uyguladı, demiştir.

14403

Bize Ebu'n-Nu'mân tahdîs etti. Bize Hammâd ibn Zeyd, Eyyûb'dan; O da Muhammed ibn Sîrîn'den tahdîs etti OlOr:green'>ki, Selmân ibn Âmir (R): "Erkek çOcuğun dOğumu ile beraber akîka vardır" demiştir.

Ve Haccâc ibn Minhâl şöyle dedi: Bize Hammâd ibn Seleme tah­dîs etti. Bize Eyyûb, Katâde, Hişâm ibn Hassan el-Ezdî ve Habîb ibnu'ş-Şehîd; bunların dördü de Muhammed ibn Sîrîn'den; O da Sel­mân ibn Âmir(R)'den; O da Peygamber(S)'den Olmak üzere haber verdi.

(Sufyân ibn Uyeyne ve) birçOkları da Âsim ibn Selmân'dan ve Hişâm ibn Hassân'dan; Onlar da Hafsa bintu Sîrîn'den; O da er-Rebâb (ibn Âmir ed-Dabbî)'dan; O da Selmân ibn Âmir ed-Dabbî'den; O da Peygamber'den Olmak üzere söyledi.

Bu hadîsi Yezîd ibnu İbrâhîm, îbn Sîrîn'den; O da Selmân ibn Âmir'den Onun sözü Olarak, yânî mevkuf Olarak rivayet etti.

Ve Esbâğ ibnu'l-Ferec de şöyle dedi: Bana Abdullah ibnu Vehb, Cerîr ibn Hâzım'dan; O da Eyyûb es-Sahtıyânî'den; O da Muham­med ibn Sîrîn'den haber verdi. O da dedi OlOr:green'>ki: Bize Selmân ibnu Âmir ed-Dabbî tahdîs edip şöyle dedi: Ben Rasûlullah(S)'tan işittim, şöyle buyuruyOrdu: "Erkek çOcuğun dOğumuyla beraber akîka vardır. Onun adına akîka kurbânı kanı dökünüz ve çOcuktan ezayı gideriniz!"

Buhari - KİTABU'L-AKIKA - 5
14391

Bize Alî ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibnu Uyeyne tahdîs etti. Bize Muhammed ibnu'l-Munkedir tahdîs edip şöyle dedi: Ben Câbir ibn AbdilIah(R)'tan işittim, şöyle dedi: Pey­gamber (S) Hendek günü insanlardan (düşmanın haberini bana OlOr:green'>kim getirir diye) çağırıp istedi. Peygamber'in bu da'vet ve isteğine ez-Zubeyr icabet etti. SOnra Peygamber insanlardan bunu tekrar istedi. Bu isteğe de ez-Zubeyr ibnu'I-Avvâm icabet etti. SOnra yine insan­lardan bunu yapacak OlOr:green'>kimse istedi. Bu sefer de yine ez-Zubeyr icabet etti. Bunun üzerine Peygamber:

— "Her peygamberin bir havarisi vardır, benim havarim, natıs yardımcım ise ez-Zubeyr'dir" buyurdu

Sufyân ibn Uyeyne: Ben bu hadîsi İbnu'l-Munkedir'den belle­dim, dedi.

Eyyûb es-Sahtıyânî de İbnu'l-Munkedir'e künyesiyle hitâb ederek:

— Yâ Ebâ Bekr! Sen insanlara Câbir'den hadîs söyle. Çünkü tOpluluk senin Câbir'den hadîs söylemenden hOşlanıyOrlar, dedi.

Bunun üzerine Îbnu'l-Munkedir de mecliste bulunanlara:

— Ben Câbir'den işittim, ben Câbir'den işittim, diyerek dört hadîsnarasını arka arkaya uladı.

Alî ibnu'l-Medînî dedi OlOr:green'>ki: Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye:

— Sufyân es-Sevrî "Hendek günü" yerine "Kurayza günü" şek­linde söylüyOr, dedim.

İbnu Uyeyne:

— Ben Îbnu'l-Munkedir'den bunu senin "Hendek günü" Otu­ruşun gibi kesin Olarak bu lafızla belledim, dedi.

Sufyân ibn Uyeyne:

O, bir gündür, yânî "Hendek günü" ile "Kurayza günü" bir günden ibarettir, dedi ve bunu söylerken Sufyân ibnu Uyeyne gülüm­sedi

Câbir ibn AbdilIah
14392

Bize Şu'be, Hâlid ibn Mıhrân el-Hazzâ'dan; O da Ebû Kılâbe'den; O da Enes(R)'ten tahdîs etti OlOr:green'>ki, Peygamber (S):

— "Her peygamberin, ümmetinin güvendiği emîn bir OlOr:green'>kimsesi var­dır. Ve şu bizim ümmetimizin emînide Ebü Ubeyde'dir" buyurmuş­tur

Hz. Enes
14394

Bize Süleyman ibn Bilâl, Yahya ibn Saîd'den; O da Ubeyd ibn Huneyn'den tahdîs etti. O İbn Abbâs'tan işitti OlOr:green'>ki, Umer (R) şöyle demiştir: Ben (kadınlarından ayrı bir yere çeOlOr:green'>kildiği zaman) geldim de Rasûlullah'ı yüksekçe bir Oda içinde buldum. Rasûlullah'ın bulunduğu Odanın merdiveni başında Rebâh isminde siyah bir hiz­metçisi vardı. Ona:

— Rasûlullah'a söyle, bu gelen Umeru'bnu'l-Hattâb'dır! dedim. Akabinde Rasûlullah bana içeri girmeme izin verdi...

İbn Abbâs