Arama Sonuçları Allahı kim

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/14107-Allahi-kim/20

NoHadis MetniKaynak
12552 Bir kimse Allahın ve Peygamberin zimmetinde olan bir muahidi (muahadeli bir kimseyi) katletse, Allah'ın zimmetini ayak altına almış demektir. Cennetin kokusunu bile koklayamaz. Halbuki onun kokusu yetmiş yıllık mesafeden duyulur.Ramuz el e-hadis, 437. sayfa, 3. hadis
12564 Bir kimse Kur'anı okur da, Allah (z.c.hz.)lerinin yarattıklarından birine bundan daha efdal bir şey verildiğini zannederse, Allah'ın büyütüldüğünü küçültmüş ve Allahın küçülttüğünü büyültmüş olur. Kur'an hamiline de herkes gibi her şeye dalmaması, cahillik edenler gibi cahillik yapmaması, bilakis Kur'an'ın izzeti sebebile affetmesi ve cahillerden yüz çevirmesi yaraşır.Ramuz el e-hadis, 438. sayfa, 2. hadis
12975 Ümmetimden bir taife, Allahın emrile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara bir zararı dokunmaz. Taki Allahın emri gelinceye kadar onlar insanlara galibtirler.Ramuz el e-hadis, 472. sayfa, 1. hadis
13200 Bir kavim Allahı zikretmeye otururlarsa, melekler onları sarar, rahmet onları kaplar ve üzerlerine itminan gelir. Ve Allah (z.c.hz.) bu kimseleri Mele-i Alada zikreder. (Ve Zekere humullahu fi men indek)Ramuz el e-hadis, 489. sayfa, 12. hadis
13300 Ya Ali (r.a), Benimle sade Peygamberlikte rakip olamazsın. Benden sonraasla nübüvvet yoktur. Halka yedi cihetten rekabet edersin ki, bu hususta Kureyşten hiç bir kimse seninle boy ölçüşemez. Sen onların Allaha ilk iman edenisin. Allahın ahdine onların en vefalısısın. Allahın emri hususunda onların en kavisisin. Onların müsavaat üzere en iyi taksim edenisin. Onların. Raiye üzerinde en ziyade adelet edenisin. Onların emri kazayı en ziyade görüp seçenisin ve onların Allah indinde en ziyade meziyeti olanısın.Ramuz el e-hadis, 498. sayfa, 9. hadis
13563 Bir kavim zekat vergilerini getirdiklerinde, onlara "Allahümme salli ala âli filanen": (Allahım filan kimseleri ve ailelerini rahmetine mazhar kıl) diye dua buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 9. hadis
13606 Rüzgar şiddetlendiğinde: "Allahım onu yağmur yüklü rüzgar eyle, akim yüklü eyleme" diye buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 525. sayfa, 10. hadis
13854 En çok yaptıkları duaları şöyle idi: "Ya mukallibel kulûb, sebbit kalbî alâ dînike.": (Ey kalbleri çeviren Rabbım, kalbimi dinine sabit kıl) Bu husus sorulduğunda şöyle demişlerdi: "Hiç bir kimse yoktur ki, kalbi Allahın parmaklarından iki parmak arasında olmasın. Allah kimi dilerse onu doğrultur, kimi de dilerse onu kaydırır.Ramuz el e-hadis, 542. sayfa, 8. hadis
14222

Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebû İshâk Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:

Vedâ Haccı yılında (Mekke’de) yakalandığım şiddetli bir hastalık dolayısıyla Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ziyâretime geldi. Ona:

Yâ Resûlallah! Gördüğün gibi çok rahatsızım. Ben zengin bir adamım. Birkızımdan başka mirasçım da yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtayım mı? diye sordum.

Hz. Peygamber:

“Hayır”, dedi. Yarısını dağıtayım mı? dedim. Yine: “Hayır”, dedi. Ya üçte birine ne buyurursun, yâ Resûlallah? diye sordum. “Üçte birini dağıt! Hatta o bile çok. Mirasçılarını zengin bırakman, onları muhtaç bırakıp da halka avuç açtırmaktan hayırlıdır. Allah rızâsını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın” buyurdu.

Sa`d İbni Ebû Vakkâs sözüne devamla dedi ki:

Yâ Resûlallah! Arkadaşlarım gidipte ben kalacak mıyım? (burada ölecekmiyim?) diye sordum. “Hayır, sen burada kalmayacaksın. Allah rızâsı için güzel işler yaparak yükseleceksin. Allah’tan öyle umuyorum ki, daha nice yıllar yaşayarak kimi insanlar (mü’minler) senden fayda, kimileri de (kâfirler) zarar görecektir.

Allahım! Ashâbımın (Mekke’den Medine’ye) hicretini tamamla! Onları geri döndürüp hicretlerini yarım bırakma! Acınacak durumda olan Sa`d İbni Havle’dir” buyurdu.

Bu sözleriyle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sa`d İbni Havle’nin Mekke’de ölmesine üzüldüğünü ifade etti.

Buhârî, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6 ; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5
14226

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyleki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:

Allahım! Ona merhamet et!

Allahım! Onu bağışla!

Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.”

Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14