No | Hadis Metni | Kaynak |
10310 | Siz kabirden haşrolup yaya, sürünerek, binitli veya yüzüstü götürülürsünüz. Ve siz Allah'a ağızlarınız kapalı olarak arzolunacaksınız. Ve ilk olarak konuşacak, uyluğunuzdur. | Ramuz el e-hadis, 249. sayfa, 1. hadis |
10383 | Kur'an-ı öğrenin, okuyun ve kolayınıza gelen yerleri okuyun. Muhammed'in (s.a.v) nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, onun unutulup gitmesi, bağlı devenin ipinden kurtulmasından daha çabuk olur. Öğrenin, bilin ki, kim bir gecede elli ayet okursa, o, gafiller listesine yazılmaz. Kim gecede yüz ayet okursa, abidler arasına yazılır. Kim gecede ikiyüz ayet okursa, ondan Kur'an davacı olmaz. Gecede beşyüz ila bin ayet okuyanlar ise, kendilerine cennette büyük makamlar ihsan edilmiş olarak sabahlar. | Ramuz el e-hadis, 253. sayfa, 13. hadis |
10631 | Beni İsrailden bir taife kabristanlarına geldiler ve şöyle dediler: "İki rekat namaz kılsak da dua etsek ve Allah'dan, ölülerden birini çıkarmasını ve o kimseden ölüm hakkında istediğimizi bize haber vermesini istesek." Ve bunu yaptıklarında, bir adam kabirden başını çıkardı. onun iki gözü arasında secde eseri de vardı. Dedi ki: "Ey adamlar! Benden ne istediniz? Öleli yüz sene olduğu halde ölümün harareti şu ana kadar üzerimden geçmedi. Allah'a dua edin de beni olduğum hale avdet ettirsin." | Ramuz el e-hadis, 277. sayfa, 4. hadis |
10652 | Allah (z.c.hz.)'leri cinleri üç sınıf üzerine yarattı. Bir sınıf yılanlar, akrepler ve yeryüzü haşeratı gibi, bir sınıf havada rüzgar gibi, bir sınıf da vardır ki, üzerine hesab ve ikab terekküb eder. Allah, insanları da üç sınıf üzerine yaratmıştır: Bir sınıf hayvanlar gibidir. Allah Teala bunlar için şöyle buyurmuştur; "Onların kalbleri vardır, onunla anlamazlar. Gözleri vardır, onlarla göremezler. İşte bunlar hayvanlar gibidir. Belki daha aşağıdır." Bir sınıf, bedenleri beni Adem bedeni gibi, ruhları ise şeytanların ruhudur. Bir sınıf ise, Allah'ın gölgeliklerinden başka gölgenin olmayacağı günde onun gölgesinde (barınacak halifesi)dir. | Ramuz el e-hadis, 278. sayfa, 10. hadis |
10758 | Ümmetimden öyle adamlar vardır ki, onlardan biri gecenin bir kısmında kalkar da onun üzerinde (Şeytanın akşamdan bağladığı) düğüm varken, kendine ibadet için tedbir yapar ve abdest alırsa, ellerini yıkadığında bir düğüm çözülür. yüzünü yıkadığında yine bir düğüm çözülür. Dirseklerine kadar kollarını yıkadığında bir düğüm daha çözülür. Başını mesh ettiğinde yine bir düğüm çözülür. Ayaklarını yıkadığında bir düğüm daha çözülür. Başını mesh ettiğinde yine bir düğüm çözülür. Ayaklarını yıkadığında da bir düğüm çözülür. Allah teala hicabın arkasında olanlara (melaikeye) o zaman şöyle buyurur: "Bakın şu kuluma, Benden istemek için nasıl nefsinin çaresine bakıyor. Şu kulum ne isterse onundur." | Ramuz el e-hadis, 289. sayfa, 4. hadis |
10831 | Allah, kıyamet gününde, yedi kimsenin yüzüne bakmaz, onları tezkiye etmez ve onları alemlerle birlikte ilk girenlerle beraber Cehenneme sokar; meğer tevbe ederler, meğer tevbe ederler, meğer tevbe ederler. Kim de tevbe ederse Allah onun tevbesini kabul eder. Bu yedi sınıf kimse şunlardır: Elini nikah eden, erkek erkeğe yakınlaşan (fail ve mef'ul) içkiye devamlı olan, ana babasını yardım istiyecek kadar döven, lanet edilinceye kadar komşusuna eza eden, komşusunun karısı ile zina eden. | Ramuz el e-hadis, 296. sayfa, 2. hadis |
10908 | Ahir zamanda lûtî denilen bir taife çıkar ve üç sınıf olur: Bir sınıfı yüze bakmak ve konuşmakla, diğeri musafaha ve kucaklaşmakla yetinirler. Bir sınıfı da bu işi bilfiil yaparlar. Allah'ın laneti bunların üzerine olsun. Meğer ki tevbe ederler. Tevbe edenin tevbesini Allah kabul eder. | Ramuz el e-hadis, 303. sayfa, 11. hadis |
11027 | Tûbâ! (Ne mutlu) Beni görüp de iman edene. Sonra ne mutlu, ne mutlu yine ne mutlu Beni görmeden, Bana iman edene. Denildi ki: "Tûbâ nedir?" Buyurduki: "Tûbâ Cennette bir ağaçtır. Büyüklüğü yüz yıllık yer tutar. Ve Cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır. | Ramuz el e-hadis, 313. sayfa, 7. hadis |
11040 | Hastayı yoklayan adam, Allah (z.c.hz)'nin rahmetinde yüzerek gelir ve yanına oturduğunda rahmet onu kaplar. Elini hastanın eline veya başına koyup "Nasılsın" diye sorması ise, ziyaretin tamamlanmasındandır. Sizin selamlaşmanızın tamamlanması da aranızda musafaha ile olur. | Ramuz el e-hadis, 314. sayfa, 9. hadis |
11149 | Alimin abid üzerine fazileti yetmiş derecedir. İki derecenin arası süratli bir at gidişi ile yüz yıllık yoldur. Bu da şunun içindir ki, şeytan insanlara bir bid'at bıraktığında, alim onu fark eder ve halkı uyarır. Abidin ise bid'atten haberi olmaz, onu tanımaz da. O, ibadeti ile meşguldür. | Ramuz el e-hadis, 323. sayfa, 5. hadis |